Bu hafta 3’ü yerli 6 film vizyona girdi. Merakla beklenenler arasında olan “Testere: Jigsaw Efsanesi”, Claes Bang, Elisabeth Moss, Dominic West ve Tery Notary gibi isimlerin rol aldığı “Kare”, yerli yapımlardan ise “Dünyanın En Güzel Kokusu 2” öne çıkıyor. Ceren Ala filmleri değerlendirdi.
Testere’yi ilk izlediğimde bir katilin oya gibi işlediği cinayet oyunlarına, dolayısıyla hikayenin senarist ve yönetmenine hayran kalmıştım. Kurbanların birer günahkar olması da katille empati kurmamı kolaylaştırmıştı. Bir kült olma yolunda ilerleyen Tobin Bell’in hayat verdiği Jigsaw karakteri seri ilerledikçe kabak tadı vermeye başladı. 13 yıl önce James Wan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, finaliyle şok eden, o kaotik mekanda çaresizliğiyle dehşete düşüren iki insanın hayatta kalma çabasını izlemek yeni ve heyecan vericiydi. Şimdi her şey biraz karikatürize. Sınırlı hayal gücüyle ya da çokça hayal edilerek çekildiği belli olan sahneler var. Olsun. Yine de izleyeceğiz. Yine süprizlerle karşılacağız. Michael Spierig ve Peter Spierig yönetmen koltuğunu paylaşıyor.
Herkes onu konuşuyor. Genç bir dahi olduğundan söz ediyor. Bence de öyle. Ruben Östlund, kara komedi denilen türün tam karşılığı. 2014’te izlediğim “Force Majeure” filminde (mutlaka izleyin) kendisine sadece ben değil binler hayran oldu. İsveç’in karlı dağlarını eriten bir kahkaha anlayışı var Östlund’un. İnsanoğlunun modern dünyaya uyum sağlamaya çalışırken girdiği halleri, yukarıdan bakmadan, kendisini de dahil ederek anlatıyor. Saçma bir bakış, manasız bir adım, mimikler ve zeka ürünü esprilerle çizdiği modernizm manzarasına bakmaya doyamıyorum. “Kare” çağdaş sanat, monarşi, kadın – erkek ilişkileri, yalnızlık ve sosyal medya bağımlılığıyla ilgili bu kez çok daha çıplak bir hikaye anlatıyor. Claes Bang, Elisabeth Moss, Dominic West ve Tery Notary şahane oyuncu kadrosunu oluşturuyor.
“İncir Reçeli 2”, “Bir Varmış Bir Yokmuş”. İki filmde de sevdiği kadının ölümünün ardından kendini aşka kapayan bir adamı ve onu kendine aşık edebilmek için canı çıkan bir kadını izledik. Güçlü varlıklarız demek insan değiliz demek değil bence! “Dünyanın En Güzel Kokusu 2″de Derya’sını kaybeden Hakan’ın tutunma çabasını izliyoruz. Hayatına girmek için aralık kollayan kadına direnen adam hikayesi beni geriyor evet ama izleyince de duygusallaşıyorum. İlksen Başarır’ın “Bir Varmış Bir Yokmuş”u gibi olmasa da, birbirini kaybetmekten korkan aşıklar için ideal bir seçim bu film. Rıza Kocaoğlu, Bestemsu Özdemir ve Ege Aydan kadroda.
Bazı şeyler sadece sosyal medyayla sınırlı kalsa! Çok bencilce bir talep bu biliyorum. Küçük kanaldan büyük kanala geçen Şahan Gökbakar’ın hikayesi gibi. Bir şeyler yitiyor iş büyüyünce. Youtube kanalı “OHA Diyorum” ekibinin üyeleri Melih Abuaf, Fırat Sobutay ve Alper Rende’nin rol aldığı film o tatta bir iş yakalamaya çalışmış. Erzan Özer filmin yönetmeni.
Neyse ki neredeyse her hafta çocuğunuzu götürebileceğiniz bir animasyon vizyona giriyor. Bu hafta Himalayalar’dan hareketle, Nepal üzerinden sihirli bir adaya yolculuk yapıyoruz. Mistik yaratıklarla dolu, muaazam bir doğası olan hayal alemlerine gitmek ne derece gerçekçi gelir size, bilemiyorum. Ama çocuğunuzun hatrına gerçeklerden azıcık uzaklaşmak isterseniz Kamal Bansal imzalı animasyona gidin derim.
“Kolpaçino” serisini severim. Şafak Sezer’e gülerim. Benim gibi düşünenler, sinema salonlarını boş bırakmadı. Şafak Sezer de o tip hikayeler çekmekten usanmadı. Bu kez diziler için figüran ayarlayan Kalender rolünde kendisi. Bildiğimiz Şafak işte. Doğal ve komik. Hayallerini gerçekleştirmek için türlü belalara girip, o belalardan kurtulmak için türlü çıkış arayanların komik hikayesi sıradan gelebilir. Ancak bence Sezer’in rahat oyunculuğu ve hikayeye hakim olması filmi sıradan olmaktan çıkarıyor. Kamil Çetin’in yönettiği filmde ünlü isimler de bi görünüp çıkıyorlar.
NTV