Hakimin reddi, bir davada hakimin tarafsızlığı bakımından şüpheye düşülecek önemli bir sebebin gerçekleşmesi halinde taraflardan birinin talebi üzerine hakimin reddedilmesi veya hakimin kendiliğinden o davadan çekilmesini ifade etmektedir. Hakimin reddi usulü Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 36. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca özellikle şu hallerde hakimin reddi için geçerli sebebin varlığı kabul edilmektedir;
Bu ret sebeplerinden birinin varlığı halinde yasaklılıktan farklı olarak hakimin davadan
kendiliğinden
çekilme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Hakimin reddi sebeplerinden birinin varlığından haberdar olan tarafın ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekmektedir. Hakimin reddini talep edecek olan tarafın ret sebebini davaya bakıldığı esnada öğrenmesi durumunda ise en geç öğrenmeden sonraki ilk duruşmada, yeni bir işlemin yapılmasından önce talebini bildirmesi gerekecektir. Belirtilen sürede yapılmayan ret talebi dikkate alınmaz.
Hakimin reddi dilekçe ile talep edilmelidir. Bu dilekçe, ret talebinin dayandığı sebepler ile delil ve emarelerin açıkça gösterilmesini ve varsa gerekli belgeleri de bünyesinde barındırmalıdır.
Hakimin reddi dilekçesi, reddi istenen hakimin mensup olduğu mahkemeye verilmelidir. Hakimin reddi talebinde bulunan taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirmelidir. Karşı tarafın cevap vermek için bir haftalık süresi vardır. Bu sürenin sona ermesinden sonra yazı işleri müdürü tarafınca ret dilekçesi, mevcut ise karşı tarafın cevabı ve ek belgeleri dosya ile birlikte reddi talep edilen hakime iletilir. Hakim bundan sonraki bir haftalık süre içerisinde dosyayı inceler ve ret sebeplerinin kanuna uygunluğu hususundaki düşüncesini yazılı olarak bildirerek dosyayı merciine gönderilmesi amacıyla yazı işleri müdürüne verir. Ret sebebi sabit olmasa bile merci bunu muhtemel görürse, ret talebini kabul edebilecektir. Kural olarak ret sebepleri hakkında yemin teklifinde bulunulamamakta ve hakimin reddi talebi geri alınamamaktadır.
Hakimin taraflardan birinin talebi üzerine veya kendi kanaatiyle davadan çekilme kararı vermesi halinde ret talebini incelemekte yetkili mercii bu çekilmenin kanuna uygun olup olmadığını değerlendirir.
Hakimin ret talebi, hakkında ret istenen hakim katılmaksızın mensup olduğu mahkeme tarafınca incelenir. Ancak reddedilen hakimin katılmaması mahkemenin toplanamamasına sebep oluyor ya da mahkeme tek hakimden oluşuyor ise ret talebi, o yerdeki asliye hukuk hakimliği yapan diğer mahkeme ya da hakim tarafından incelenir. O yerde, asliye hukuk hakimliği tek hakim ile yerine getiriliyor ise ret talebi, varsa asliye ceza hakimi tarafından, yoksa en yakın asliye hukuk mahkemesi tarafından incelenecektir.
Sulh hukuk hakiminin reddedilmesi durumunda ret talebi o yerdeki diğer sulh hukuk hakimi tarafınca incelenir. Ancak o yerde sulh hukuk hakimliği tek hakim tarafından yerine getiriliyorsa ret talebi, bulunma sıralarına göre, o yerdeki sulh ceza hakimi, asliye hukuk hakimi, asliye ceza hakimi, hiçbirinin bulunmaması halinde ise en yakın yerdeki sulh hukuk hakimi tarafından incelenir.
Hakimin reddi talebi üzerine karar, dosyanın incelenmesi ile de verilebilir. Reddi istenen hakim, merci tarafından redde ilişkin karar verilinceye kadar o davaya bakamaz. Ret talebi merci tarafınca kabul edilmediği takdirde hakkında ret isteminde bulunulan hakim davaya bakmaya devam edecektir. Ret talebinin kötü niyetle yapıldığının tespit edilmesi ve esas yönünden kabul edilmemesi durumunda talepte bulunan kişilerin her biri hakkında beş yüz Türk lirasından beş bin Türk lirasına kadar disiplin para cezası hükmü verilir. Hakim hakkında aynı davada ayna tarafın iradesiyle ileri sürülen hakkimin reddi talebinin reddedilmesi durumunda verilecek olan disiplin para cezası, bir önceki disiplin para cezasının iki katından az olamaz.
Aşağıdaki hallerde hakimin reddi istemi kabul edilmeyerek geri çevrilecektir:
Bu hallerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hakimin müzakereye katılmasıyla, tek hakimli mahkemelerde ise reddi talep edilen hakimin bizzat kendisi tarafından geri çevrilecektir.
Esas hüküm bakımından istinaf yolu kapalı bulunan dava ve işlerde hakimin reddi talebine ilişkin kararlar kesindir. Esas hüküm bakımından istinaf yolu açık olan dava ve işlerde ise merci tarafından verilecek ret talebine ilişkin karara karşı hüküm tarihinden sonra bir haftalık süre içerisinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesinin bu konudaki hükmü kesindir.
Esas hüküm bakımında temyiz yolu kapalı olan dava ve işlerde, bölge adliye mahkemesi başkan ve üyelerinin reddine ilişkin kararlar kesindir. Temyiz yoluna açık olan dava ve işlerde ise ret istemi hakkında verilen karar tefhim veya tebliği tarihinden itibaren bir hafta içerisinde temyiz edilebilecektir. Yargıtay’ın bu konudaki kararı kesin niteliktedir. Bölge adliye mahkemesi hakiminin reddedilmesine ilişkin talebin reddi hakkındaki kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay tarafından bozulması veya ret talebinin kabulü kararının Yargıtay tarafından onanması durumunda ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren yapılmış işlemler ve ret talebinde bulunan tarafın itirazda bulunduğu esasa ilişkin işlemler, davaya daha sonra bakacak olan bölge adliye mahkemesi tarafınca iptal edilecektir.
Hakimin yasaklılığı durumu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 34. Maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre aşağıdaki hallerde hakim davaya bakamayacak, öyle ki davaya bakmaması yönünde bir talepte bulunulmamış olsa bile hakimin kendiliğinden davadan çekilmesi gerekecektir:
Hakimin yasaklılığına ve reddine ilişkin hükümler Cumhuriyet Savcıları bakımından uygulanmamaktadır. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu da bu konuda herhangi bir düzenleme öngörmemiştir. Ancak bir soruşturmada Cumhuriyet Savcısının tarafsızlığı konusunda şüpheye düşülmesine sebep olabilecek önemli bir durumun varlığı halinde savcıların mensup olduğu amir makam olan Cumhuriyet Baş Savcılığına başvuruda bulunarak değiştirilmesi talebi ileri sürülebilir. Ancak bu yol yargısal nitelikte değil idari nitelikte bir yoldur.