Halkımızı yoksulluğa, açlığa mahkûm eden AKP’giller’in, sefalet ücretini ve verdiği sadaka gibi ücret zamlarını Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda protesto ettik

Tencere boş, aş yerine taş kaynıyor!

AKP’giller’in, vatanımıza, halkımıza yönelik saldırıları, zulmü 20 yıldır devam ediyor. Sona yaklaştıkça bir taraftan ücretlerde göstermelik artışlar, diğer taraftan da iğneden ipiliğe her şeye yapılan fahiş zamlar.

Asgari ücretli, kamu çalışanı, işçi, memur ve Bağ-Kur emeklileri kendilerine yapılan ücret zamlarını daha almadan o zamlar çoktan eridi.

Kurtuluş Partililer olarak AKP’giller’in asgari ücreti, memurlar ve emekli maaşlarını açlık sınırının altında bırakan ücret zamlarını bir kez daha meydanlarda teşhir ettik. İstanbul’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda zamlarla ilgili basın açıklaması yaparak tepkimizi gösterdik.

Pazar günü bir araya gelen Kurtuluş Partililer olarak eylemde boş tencere ve taş kaynayan tencerelerimiz ile döviz ve bayraklar taşıyarak AKP’nin İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulûm demek olduğunu bir kez daha haykırdık.

Basın açıklaması İstanbul İl Başkanımız Av. Pınar Akbina Yoldaşımız tarafından yapıldı.

Basın açıklamamız sırasında bizleri izleyen ve dinleyen vatandaşlar da AKP hükümetine tepki gösterdiler. Özellikle kadınlar izlemekle de kalmayarak söz alıp mikrofondan “açız, geçinemiyoruz” diye tüm öfkeleri ile yaşadıkları hayat pahalılığını ve dramlarını anlatarak, AKP’ye oy vermeyeceklerini söylediler.

Yaptığımız protesto eyleminde sık sık “AKP İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulûm Demektir”, “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez”, “İşsizliğe Pahalılığa Zamma Zulme Son” “Taksitle Yaşayıp Borçlu Ölüyoruz” “Zam Zam Zam Ucuzluk Ne Zaman” “Ücretler Pire Zamlar Deve” “Tencerede Aş Değil Taş Kaynıyor” “İşsizlere İş İşçilere Sendikal Güvence” “Saraya Saltanat Halka Sefalet” “Sefalet Ücreti İstemiyoruz” “Saraya Değil Halka Bütçe” “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek” sloganlarını attık.

Halkımızın yaşadığı işsizlik, pahalılık, yoksulluk cehennemine bir kez daha tercüman olduğumuz ve tüm bu sorunlardan kurtulmanın çözüm yolunu anlattığımız eylemimiz sloganlarımızla sona erdi.

Eylemimizde okunan basın açıklamamızın tam metni aşağıdadır;

Tenceremiz ya boş kaynıyor, ya da tencerede taş kaynıyor

Değerli Halkımız;

Bin bir umutlarla 2023 yılını karşıladık. Ancak bu Parababaları düzeninde umutlarımız ne yazık ki yılın daha ilk günlerinde bir bir uçup gitti.

20 yıldır ülkemizi yöneten AKP iktidarı ne yazık ki halkımıza işsizlik, pahalılık, yoksulluk ve açlık yaşatmıştır, yaşatmaya da devam ediyor. AKP iktidarının ekonomide ve siyasette uyguladığı yanlış kararların neticesinde, ülkemiz bir uçuruma doğru bayır aşağı sürüklenmektedir.

Hepimizin bildiği gibi 2023 yılında uygulanacak asgari ücret açıklandı. 5.500 TL olan  asgari ücrete %54,66 oranında zam yapıldı ve yeni asgari ücret 8.506 TL oldu. Yapılan zam oranı TÜİK’in açıkladığı enflasyonun bile altında kalmıştır. Aralık ayında açıklanan bu asgari ücret, Birleşik Kamu-İş’in 9 bin 59 lira olarak açıkladığı, 2022 Aralık ayı açlık sınırının altındadır. Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 TL ’nin ise kat be kat altındadır.

Asgari ücretli zamlı maaşını Şubat ayının ilk haftası alacak. Ama daha Ocak ayının başında yumurtaya, ete %29, özel okullara %65, hızlı trene %15, simide %40, İstanbul’da ulaşıma %29,10, okul servislerine %19,95 zam yapıldı. Devam edeceğe benzeyen fahiş fiyat artışlarıyla, sözüm ona zamlı asgari ücret ve emekli maaşları cebimize girmeden fazlasıyla geri alınmış olacak. Asgari ücret alan bir işçi, maaşının ne kadarıyla kira ödemesi yapabilecek? Ne kadarıyla elektrik, doğalgaz, ısınma, su vb. faturalarını ödeyecek? Gıda, yol, giyim vb. harcamalarını da hesaba kattığımızda dört kişilik bir ailenin 8.500 TL ile ayın sonunu getirmesi mümkün mü? Bu nedenle bir kez daha ifade ediyoruz: Asgari Ücret geçim endeksi olan yoksulluk sınırının altında olmamalıdır. Yani günümüz koşullarında en az 26.124 TL olması gerekir.

Ya memurlar? Onlara da her yıl enflasyon oranında ek zam yapılıyor. AKP’giller’in bürolarına dönüşen resmi kurumlar ne yazık ki artık tüm güvenirliklerini kaybetmişlerdir. TÜİK yıllık enflasyonu %64,27, zam oranını belirleyecek altı aylık enflasyonu ise %15,39 olarak açıkladı. Oysaki bağımsız araştırma grubu ENAG yıllık enflasyonu %137,55, altı aylık enflasyonu ise %38,57 olarak açıkladı.

Peki, şimdi soruyoruz sizlere. Her gün geçim derdi ile mücadele eden halkımızın çarşıda, pazarda markette yaşadığı enflasyon hangisi? Elbette ki %130’unda çok üstünde hissettiğimiz enflasyondur. Ancak TÜİK iktidarın elini rahatlatmak için enflasyon oranını oldukça düşük açıklamıştır. Böylelikle memura ve emekliye yapılacak zam oranı da düşük kalmıştır.

AKP’giller’in reisi önce zam oranını %25 olarak açıklamış aradan bir gün geçtikten sonra 5 puan daha ekleyerek kendi zammı üstüne bir zam daha yapmış ve %30’a çıkartmıştır. Akıl alır gibi değildir bu uygulama. Bir gün sonra ne değişti? Aklınıza ne geldi de beş puan daha artırdınız? Hani sizin sırtınızda yumurta küfesi vardı? Ne oldu o küfeye? Ancak seçim yatırımı olarak da zam üstüne zam yapsanız, kamu emekçilerini de bir kez daha açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiniz. Böylelikle AKP iktidara geldiğinde memur maaşı asgari ücretin üç katı iken bu gün 1,3 katına düşmüştür.

Emeklilerimizin durumu ise daha da içler acısıdır. Yapılan bu %30’luk zam en düşük emekli aylığını yine asgari ücretin altında bırakmıştır. Oysaki en düşük emekli aylığı en az asgari ücret kadar olmalıdır günümüz koşullarında. Bu yüzden emeklilerimizde açlık sınırının kat be kat altında maaşla yaşam mücadelesi vermektedirler. Önceden emekli maaşları asgari ücretin neredeyse 1,5 katı idi. Aradaki makas yıllar içinde açılmış şimdi asgari ücretin yarısına kadar gerilemiştir.

Kısacası AKP iktidarı her kesimin maaşını asgari ücrete indirgemiştir. Ülkemizde çalışanların %60’a yakını asgari ücret almaktadır.

Yıllardır gasp edilen emeklilik haklarını almak için mücadele eden ve emeklilikte yaşa takılan vatandaşların durumu için 2018 de ne diyordu Erdoğan? “ Yani çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna hak, adalet denmez.” Peki, 2019 Kasım ayında ne demişti? “ Bu hesap yanlış hesaptır, seçim kaybetsek de ben bu işte yokum. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin” . Şimdi bu sözleri yalayıp yuttular ve bir umut “seçimi kazanmamızda etkisi olur mu” diye yasayı düzenlediler ki oda çok çarpık bir düzenleme oldu.

Değerli halkımız!

Bizler, geçinemiyoruz. İnsan onuruna yaraşır bir ücret istiyoruz dediğimizde ne diyor Parababaları? Yok ki verelim diyorlar. Oysaki para var. Sana, bana,  işçiye, emekliye, memura, çiftçiye, esnafa para yok. Ama para kimlere var?

Başta kendileri olmak üzere yandaşlara, beşli çeteye var. Bakın çiftçi, esnaf, memur, işçi vergi borcunu ödeyemediği zaman söke söke alan AKP iktidarı iş yandaşlara geldiğinde vergi borçlarını bir kalemde silebiliyor. Bütün kamu kurumlarına doldurulan liyakatsiz yandaş ve kandaşlara çeşitli unvanlar adı altında üçer beşer maaş ödüyorlar. Kaçak sarayın günlük masrafı 10 milyonu aşmıştır.

Değerli halkımız!

AKP’nin ülkemize ve halkımıza verdiği zararlardan hangi birini anlatalım? Yanlış dış politika yüzünden ülkemizin yaşadığı sorunları mı, doğa-hayvan katliamlarını mı, tarımı-çiftçiyi bitiren politikalarını mı, yap-işlet-devret modeliyle yapılan yolcu, hasta, araç garantili yapılar için bizim vergilerimizle beşli çeteye ödenen avantaları mı, kur korumalı mevduat hesabı ile hazinenin içinin boşaltılmasını mı, her gün yağmur gibi gelen zamları mı? Hangi birini anlatalım? Artık anlatmaya nefesimiz yetmiyor.

Seçimi kazanma olasılığı azaldıkça kesenin ağzını iyice açan, Erdoğan ne yaparsa yapsın hayat pahalılığını azaltamaz. Bu nedenle ne kadar zam yaparlarsa yapsınlar yine pahalılık cehenneminde yanıyoruz, geçinemiyoruz. Darphane sürekli para basıyor. Banka matiklerden çektiğimiz tüm paralar gıcır gıcır hiç kullanılmamış. Böyle olunca ne enflasyon düşer ne pahalılık azalır.

Üstüne üstlük yeni yılla birlikte iğneden ipliğe her şeye gelen zamlar alım gücümüzü daha da azaltarak halkımızı pahalılık, yoksulluk cehenneminde inim inim inletiyor. Yeni yılla birlikte birçok kalemin zam oranını belirleyen Yeniden Değerleme Oranını tarihi bir rekorla TÜİK  %122,93 olarak açıkladı. Yani vergilere, harçlara ve cezalara %122,93 oranında rekor bir zam geldi.

Değerli halkımız!

İşsizliğin, pahalılığın, yoksulluğun, açlığın, sebebi ABD-AB emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçisi AKP’giller’dir. Bu kan emiciler, mazlum halkımızın kanını, iliğini sömürmekte, cennet ülkemizi işsizlik ve pahalılık cehennemine çevirmektedirler.

Tüm sorunlarımızdan kurtulmamızın tek yolu örgütlenmek, mücadele etmek ve Halk İktidarını kurmaktır. Halkın Kurtuluş Partisi olarak Halk İktidarını kuracağız. O zaman bu zulüm politikaları sona erecek ve emekçi halkımız refah içinde yaşayacak. Halk İktidarını kurduğumuzda Parti programımızda da belirttiğimiz gibi asgari ücret yoksulluk sınırının altında olmayacak. Halkımız kira, ısınma, aydınlatma, su ve iletişim masraflarını içine alan Barınma giderleri için gelirinin en çok 10’da birini; yiyecek, içecek masrafları için en çok 5’te birini; devlet masrafları ve vergiler için en çok 10’da birini harcayacak. Geri kalan geliriyle refah içerisinde yaşayacak.

Bunun için, sevgili halkımız, çok derdin tek ilacı, HKP’yle birlikte mücadele ederek bu halk düşmanı AKP İktidarından kurtulmaktır. Yoksa işsizlik de, pahalılık da, zamlar da, zulümler de sona ermeyecektir. Gel artık bu vurgun ve soygun düzenine bir son verelim. Çektiğimiz dertler, acılar son bulsun.

Sizleri ülkemizin en Halkçı, en Vatansever Partisi olan Halkın Kurtuluş Partisi saflarında örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

08.01.2023

HKP İstanbul İl Örgütü