Hazırlanın, Kendi Dilimizi Oluşturuyoruz!

Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit’in bir kişinin (J.R.R. Tolkien) dil oluşturma tutkusu üzerine ortaya çıktığını biliyor muydunuz?

Tolkien, 13 yaşlarından başlayıp hayatının sonuna kadar devam ediyor dil üretmeye. Orklar, Cüceler, Entler, Hobbitler için yarattığı dillerin yanı sıra Elfler için 15 farklı dil ve lehçenin bulunduğu bir dil ailesi oluşturuyor. Öyle bir tutku ki bu, dillerin konuşulacağı dünyalar hayal edip tasarlıyor. İlginçtir, kendisi bu tutkusunu bir zamanlar “a secret vice” (gizli kusur) olarak tanımlamış.  Şimdi ise Yüzüklerin Efendisi’nde olduğu gibi birçok filmde, dizide hatta oyunda yapay diller (constructed languages) kullanılıyor.

İlk defa izlediğim zamanı hatırlıyorum Lord of the Rings’i. O zaman, dili oluşturmak için öylesine akıllarına gelen kelimeleri yazıyorlar ve “sallamasyon” bir şeyler ortaya atıyorlar diye düşünmüştüm. Sonra tabii büyüyünce, birçok şeyin “aslında öyle olmadığını” öğrendiğim gibi bir dil oluşturmanın da aklından geçeni uydurup yazmak olmadığını öğrendim.

Dünyada Bu Kadar Dil Varken Neden “Yapay Diller” Oluşturuluyor?

Esperanto, Volapük gibi bazı  diller yardımcı (auxiliary) diller olarak ortaya çıkarılıyor. Amaçları, ana dilleri farklı olan bireylerin ortak, kolaylıkla konuşup anlaştıkları bir dil oluşturmak. Kimi diller ise “1984”, “Otomatik Portakal” gibi romanları, “Avatar” , “Arrival”, “ Star Wars”, “Star Trek” gibi filmleri, dizileri ve hatta bazı oyunları daha sofistike ve gerçekçi hale getirmek için üretiliyor. Zira hiç bilinmeyen bir uygarlık yaratıp onlara bildiğimiz bir dili konuşturmak, onların baştan aşağı tasarlanmış bir uygarlık olduğu fikri ile tezatlık oluştururdu.

Dil Oluşturma Rehberi

Game of Thrones dizisini izlemiş olanlar vardır. Dizideki Dothraki dilinin yaratıcısı David J. Peterson, bir dili oluştururken hangi yollardan geçildiğini açıklamış.

Aramızda kendi dilini oluşturmak isteyen meraklılar varsa ve bu işin arka planı nasıl oluyor diyorsanız Dil Oluşturma Rehberi’ne hep beraber bir göz atalım. Belki günlük tutarken kendi dilinizde yazmak istersiniz!

Dil Oluşturma Rehberi’nde 9 ana madde var, tabii bazıları dallanıp budaklanabiliyor.

  1. İlk adımımız, dilimizin amacı. Neden oluşturuyoruz bu dili? Kim kullanacak? İnsan mı, başka tarzda bir varlık mı?
  2. Konuşma dili mi olacak, yazı dili mi, yoksa işaret dili mi? Ya da belki yazı ve konuşma bir arada olacak.
  3. a) Kullanacağınız sesleri seçmeniz gerekiyor. (Seslere bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz) Çok fazla sesin olması işleri zorlaştırabilir ancak yeterli çeşitliliğe ulaşmak da önemli. Böylece kelimeleri fazla uzun tutmadan birbirinden farklı kelimeleri rahatlıkla oluşturabilirsiniz.
    b) Hecelendirme biçimlerinin seçilmesi dilinizin karakterini oluşturmada önemli bir unsur. Örneğin; hangi sessiz harfler bir arada bulunabilir ya da hangi ses kelimenin sonunda beliremez gibi. Bu konu aslında göründüğünden daha  derin. Türkçe’yi düşünelim: bazı kelimeleri duyduğunuzda “Bu Türkçe değil” deriz. Farkında olmasak da Türkçe’nin hangi hece yapılarına müsaade ettiğini biliriz ve onun dışında kalan yapılar “kulağımızı tırmalar”. İşte hece yapısı dilinize bir ahenk, melodi katar ve o dilin dışarıdan nasıl duyulacağını belirler.
    c) Tonlama (tone) ve vurgu (stress) ise bir başka boyut katıyor dilimize. İngilizcedeki gibi bir vurgu (stress) dili mi oluşturmak istiyorsunuz yoksa Hausa veya Mandarin gibi konuştuğunuz ses perdesinin (pitch) önemli olduğu; tonlama (tone) dili mi?
  4. Diğer bir ana başlığımız: gramer. Şu ana kadar bildiğimiz bütün diller isim ve fiil (yüklem) arasında bir ayrım yapıyor.
    a) İsimleri seçerken çoğul/tekil ayrımı yapacak mıyız? Kaç çeşit ismin hali (case) olacak? Kelimelerin cinsi neye göre ayrılacak? Maskülen/feminen, büyük/küçük, canlı/cansız gibi ayrımlardan hangisi seçilecek ya da böyle bir ayrım olmayacak mı?
    b) Yüklemleri bütün gramerin kalbi gibi düşünebiliriz. O yüzden karar verilmesi en hassas noktalardan bir tanesi burası. Fiil kipi/zamana göre çekim (tense) alabilirler. Fiiller; özneye, nesneye, dolaylı nesneye göre değişebilir.
    c) Grameri oluşturan diğer unsurlar olarak zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç, belirteç gibi unsurları sayabiliriz. Bunların seçimi de elbette rastgele olmayacak. Bu ögeleri belirlerken de belli bir düzen oluşturmalıyız.
  5. Başka bir nokta ise cümle yapısının (sentence structure) nasıl olacağı. İlk önce cümlenizin ana elementlerinin (özne, nesne, fiil) nasıl dizileceğini belirlemeniz gerekli. Bir örnekle açıklayalım farklılığı. “Çocuk, köpeği gördü.” cümlesinde dizilim; özne-nesne-fiil şeklindeyken aynı cümle İngilizce kurulduğunda (The kid saw the dog.) cümle yapısı özne-fiil-nesne oluyor. Bu temel cümle yapısını belirledikten sonra ise sıra soru cümlelerine geliyor. Cümle yapısı değişmeden, sadece tonlamayı değiştirerek soru cümlelerini oluşturmayı seçebilirsiniz mesela.
  6. Yeni bir kelime türetme (derivation) işinizi kolaylaştıracak bir madde olarak beliriyor. Sanat-sanatçı, dur-durak, çalış-çalışkan gibi kelimeler belli bir kurala göre eklerle türetilmişlerdir ve birbirleriyle bağlantılıdır. Siz de böyle bir sistem belirleyebilirsiniz.
  7. Peki sayı sistemi olarak ne seçeceksiniz? Taban olarak 10’u mu alacaksınız 8’i mi ?
  8. Kendinize özgü bir yazma şekli oluşturacaksanız bu nasıl bir sistem olacak? Alfabe mi kullanacaksınız, logogram mı, abjad (ebced) mi, augida (alfahecesel yazı sistemi) mi?
  9. Son maddemiz ise dilinize ait bir sözlük (lexicon) oluşturmak. Kelimelerin sayısı zamanla ihtiyaca göre artacaktır. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse İngilizcede yaklaşık 171.500 kelime bulunuyorken yukarıda bahsettiğimiz G.O.T’daki Dothraki dilinde yaklaşık 4000 kelime bulunuyor. Kelimeleri oluşturmak için egzersiz olarak kafanızda bir senaryo kurabilirsiniz. Daha sonra bu senaryoda karakterlerin ne söylemesi gerekli, nasıl bir ortamdalar… Bunlara karar verirken yeni kelimelerinizi bu ihtiyaçlara yönelik oluşturabilirsiniz.

Nereden Başlasak?

Farketmişsinizdir ki dil oluşturmak öyle “hemen karar vereyim de yapayım” denecek kadar kolay değil. O da birçok şey gibi emek, zaman ve araştırma istiyor. İlk önce, en rahat kavrayabileceğiniz kendi ana dilinizin yukarıda bahsettiğimiz maddelere göre nasıl bir dil olduğunu öğrenmekte fayda var. Daha sonrasında bildiğiniz diğer dillere geçip onların yapısını özümseyebilirsiniz. Ardından öğrendiğiniz yapılardan bambaşka tarzlarda oluşan dilleri incelemeye koyulabilirsiniz. Böylece oluşturacağınız dil için koyacağınız kuralları daha geniş bir yelpazeden seçebilirsiniz ve daha benzersiz bir dil oluşturabilirsiniz.

Son tavsiye; diğer dillerde beğendiğiniz bütün özellikleri “bu da benim dilimde olsun” demek yerine, en verimli, sade ama kapsayıcı bir şekilde dilinizi oluşturmaya başlarsanız daha rahat edersiniz.

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Dilimin Sınırları Dünyamın Sınırlarıdır