Ophthalmology Life 2014 20. Sayı
Birçok ulusal ve uluslararası ödülün sahibi olan Doç. Dr. Afsun şahin, oküler yüzey epitel hücre biyolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla konjonktiva epitel hücrelerini ölümsüzleştirerek yeni bir insan konjonktiva hücre kültür modeli oluşturmayı hedefliyor.
Doç. Dr. Afsun Şahin, Türkiye’de oftalmoloji alanında ismini duyurmuş genç bir akademisyen. Dr. Şahin, babasının hekim olmasından dolayı tıp bilimiyle çocukluğunda tanışmış, sevmiş
ve benimsemiş. Kendisi gibi kardeşi de tıp doktoru olan Şahin; “Doktor bir ailede büyürken ister istemez bir etkileşim oluşuyor” diyor. Hekimlik mesleğini mutlulukla icra ettiğini belirten Şahin’in aldığı ödüller arasında; üstün başarılı genç göz hekimlerine verilen “ICO Helmerich International Fellowship” ve “ARVO Collaborative Fellowship Award”, Türkiye Bilimler Akademisi’nin “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı”, ARVO Asia’nın “Travel Grant” ödülleri bulunuyor. Şahin, başarısının arkasında başta Prof. Dr. Nilgün Yıldırım olmak üzere tüm hocalarının ve kendisi de bir doktor olan eşi Deniz Gören Şahin’in bulunduğunun altını özellikle çiziyor.
Göz doktoru olmaya nasıl karar verdiniz, bu seçiminizde ailenizin etkisi oldu mu, bahseder misiniz?
Babam çocuk doktoru, annem öğretmen. Ailem meslek seçiminde beni tamamen serbest bıraktı. Üniversite giriş sınavında sadece 4 tercih yaptım ve 4’ü de tıp fakültesiydi. Sonucunda Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. Üniversiteden 2000 yılında derece ile mezun oldum. Aynı yıl yapılan tıpta uzmanlık sınavını kazanarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda ihtisasa başladım. 2004 yılında uzmanlık tezimi başarı ile vererek ihtisasımı tamamladım. 2005 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak göreve başladım. 2012 yılında doçent ünvanı aldım.
ÖDÜLLERLE DOLU YILLAR
Kariyerinizdeki sıçrama noktaları neler?
2007 yılında Prof. Dr. Nilgün Yıldırım hocamla birlikte yaptığımız keratokonus hastalarının topografik analiziyle ilgili bir çalışma, ARVO-Asia kapsamında Singapur’da düzenlenen toplantıda, En İyi Genç Bilim Adamı Sözlü Sunum Ödülü’nü aldı. Yine Nilgün Hoca’yla yaptığımız silikon yağı verilen gözlerde glokom konulu çalışma 2008 yılında Gazi Göz Vakfı Bilim Teşvik Ödülü’nü aldı.
2009 yılında ise uluslararası en prestijli göz araştırma derneklerinden biri olan ARVO’nun 35 yaş altı genç araştırmacılara yönelik yılda sadece iki kişiye verilen “Collaborative Research Fellowship Award” ödülü’nü kazandım. Bu ödül kapsamında Amerika’da Harvard Üniversitesi Schepens Eye Research Institute’da kaldığım bir buçuk yıl içerisinde, David Sullivan ve Pedram Hamrah ile birlikte çalışmalarımı sürdürdüm. Amerika’da kaldığım süre içerisinde oküler yüzey epitel hücre biyolojisi üzerine eğitim alarak hücre kültür modelleri üzerinde çalışmalar yaptım. Yaptığım bu çalışmalarla, 2010 yılında bir diğer prestijli göz derneği olan International Council of Ophthalmology (ICO) tarafından yılda sadece iki üstün başarılı kişiye verilen Helmerich International Fellowship Ödülü’nü aldım. Daha sonra Türkiye’ye dönerek, TÜBİTAK Ar-Ge desteği ile Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı kapsamında oküler yüzey hücre biyolojisi konusunda araştırmalar yapabileceğimiz küçük bir araştırma laboratuvarı kurduk. 2013 yılında ise Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü’nü (GEBİP) aldım. TÜBA-GEBİP Ödülü, uluslararası nitelikte bilimsel çalışmalarıyla öne çıkan genç bilim insanlarını, araştırmalarında ve kendi araştırma gruplarını geliştirmede desteklemek ve ülkemizdeki genç bilim insanlarını üstün başarılı araştırmalara özendirmek amacıyla veriliyor.
Hücre biyolojisinde öne çıkan çalışmalarınız nelerdir?
Oküler yüzey hastalıkları alanında deneysel çalışmalar yapabileceğimiz insan hücre kültür modelleri oldukça sınırlı. Şu an yürütmekte olduğumuz çalışmalarda viral vektörleri kullanarak insan konjonktiva epitel hücrelerinde telomeraz enzim aktivitesini indüklemeye çalışıyoruz. Eğer başarılı olabilirsek insan konjonktiva epitel hücrelerini ölümsüzleştirmiş olacağız ve oküler yüzey hastalıklarında rol alan mekanizmaların araştırılabileceği yeni bir insan hücre kültürü modeli tanımlamış olacağız. Şu an laboratuvarımızda kullanmakta olduğumuz hücre ölümsüzleştirme tekniklerini daha da optimize edebilirsek, belki gelecekte limbal kök hücreleri de ölümsüzleştirerek farklı modeller geliştirebiliriz.
Çalışmaların tıbbın farklı dallarına da yansıyabileceğini söyleyebilir miyiz?
Bu oluşturduğumuz model ve kullandığımız teknikler kök hücre çalışmalarında da yer alabilecek diye düşünüyoruz. Bunun yanı sıra bu teknik üroloji, gastroenteroloji, hematoloji vb. gibi değişik bilim dallarının da kendi deneysel hücre kültürü modellerini geliştirmek için kullanabileceği bir model.
BAŞARININ EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERİ
Ödülleri kazanmanızda etkili olduğunu düşündüğünüz başlıca faktörler neler?
Almaya hak kazandığımız ödüller başta Prof. Dr. Nilgün Yıldırım olmak üzere klinikteki tüm hocalarımızın emeğiyle gerçekleşti. Bu ödüller için gereken çalışmaları benim tek başıma yapabilmem mümkün değil. Bu bir ekip işi, takım çalışması, usta-çırak ilişkisi. Onlar usta olarak benim önümü açtılar, ben de çıkan fırsatları değerlendirdim. Bu yüzden beni yetiştiren hocalarımın tümüne teşekkürü bir borç bilirim.
Peki, kişisel olarak sürdürülebilir başarınızın sırrı sizce nedir?
İyi iletişim kurmak ve kendinizi anlatmanız gerekiyor. Bunun en iyi yolu bilimsel yayınlar. Ayrıca disiplinli ve istikrarlı bir çalışma sistemine sahip olmalısınız.
Teknolojinin de başarımda büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Teknolojiyi çalışma yaşantımın merkezine aldım ve bana yardımcı olması için kullandım. Bilgiye kolay ve hızlı erişim çok önemli, bu noktada ise internet öne çıkıyor. İnternet aracılığıyla, dünyadaki her yeniliği takip etme olanağı buluyorsunuz. Aradığınız bilgiyi kolayca bulabilmeniz gerekiyor. Bu bağlamda veritabanlarını etkin kullanmak önemli. İstediğim bir makaleye ulaşmam birkaç dakikamı almıyor. “Endnote” ve “Papers” gibi iki önemli akademik yazılımı kullanarak iyi bir arşiv sistemi oluşturdum. Proaktif olmaya çok önem veriyorum. Profesyonel networking de başarının önemli unsurlarından biri.
Geleceğe yönelik hedefleriniz neler?
Amacım bir oftalmik translasyonel araştırma programı kurmak. Laboratuvardaki translasyonel araştırmayı, yeni tedavi şekilleri ve ilaçlar gibi klinik uygulamalara da yansıyabilecek şekilde geliştirmek. Türkiye’de şu anda bu alanda patent alınabilmiş bir proje yok; bu hedefin uzun bir yol içerdiğini ve henüz başında olduğumuzu ama bu noktada ilerleyeceğimizi düşünüyorum. Patent alabileceğimiz çalışmalar yapmayı planlıyoruz.
Ophthalmology Life 2014 20. Sayı