Hikaye Yarışması Sonuçlandı

Prematüre doğum, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, bebeklik döneminde ölüm ve sağlık problemlerinin en önemli nedenidir. Dünyada her yıl 5 yaş altı çocuk ölümlerin %40’ını yenidoğan ölümleri oluşturmakta, prematürite ise, yenidoğan dönemindeki ölüm nedenlerinin en sık nedenini oluşturmaktadır.

Prematüre bebekler, miadında doğmuş olan diğer bebeklerle karşılaştırıldıklarında, erken dönemde solunum sistemi, kardiyovasküler sistem, gastrointestinal sistem ve santral sinir sistemi başta olmak üzere çok sayıda sisteme ait problemlere, geç dönemde ise serebral palsi, epilepsi, öğrenme ve davranış bozuklukları, algısal eksiklik, görme ve işitme bozuklukları ve kronik solunum yolu hastalıkları açısından da risklere maruz kalmaktadırlar.

Bunun yanında Prematüre bebeklerin sorunları, ülkelerin sağlık sistemleri üzerine ciddi ekonomik yük getirmekte ve çocukluk dönemi sağlık harcamalarının önemli bir kısmını prematürite problemlerinin çözümü oluşturmaktadır. Prematüre doğumların getirdiği diğer önemli problemler de, aile üzerinde ciddi anksiyete oluşturması, ailenin çalışma performası üzerinde olumsuz etkiler yapması, aile bağlarının zedelenmesine ve aile içi iletişimin bozulmasına, nörogelişimsel handikapı veya bilişsel fonksiyon bozukluğu olan bebeklerin ailelerinin, sosyal servislerden ve sağlık sistemlerinden belki de yaşam boyu destek almak zorunda kalmalarıdır.

Bütün bu nedenlere bağlı olarak, özellikle gelişmiş ülkelerde prematürite ve buna bağlı problemlerin çözümü, sağlık hizmeti sunanların en önemli sorunu haline gelmiştir. Bu yüzden son yıllarda prematüre doğumların azaltılması, bu bebeklerin problemlerinin çözülmesi, kronik hastalıklarının tedavisi, daha konforlu bir hayat sürmeleri ve prematüre bebeğe sahip ailelerin ve özellikle annelerin desteklenmesi, Çocuk Sağlığı alanındaki öncelikli hedef haline gelmiştir.

Prematüre bebeklerin de, zamanında doğan her bebek gibi yaşama hakkı olduğu, prematüre bebek ailelerinin, görmediğimiz veya görmezden geldiğimiz çok fazla sosyal, duygusal ve ekonomik problemlerinin olduğunun bilinmesi gerektiği, toplumda, prematüre bebeklerin ve ailelerinin problemleri konusunda toplum, basın ve politika yapıcıların farkındalığının sağlanması amaçlarına yönelik olarak, PremaTürk Koalisyonu tarafından, prematüre bebeklerle bağlantısı olan anne, baba, sağlık çalışanları ve prematüre bebek yakınlarının katılabildiği “Küçük Doğdum Ama Hikayem Büyük” adında bir hikaye yarışması düzenlenmiştir.

Abbvie’nin katkılarıyla gerçleştirilen “Küçük Doğdum ama Hikayem Büyük” konulu yarışmaya ülkemizden ve yurtdışından (Endonezya) 148 hikaye katılmıştır.

Yarışmaya katılan eserler, değerli hocalarımızdan ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının üyelerinden oluşan bir jüri üyeleri tarafından değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda, Eskişehir’den “Yaşa Mucizem” adlı hikayesiyle katılan Yelis Dolamaç 1., Ankara’dan “Habersizce” adlı hikayesiyle katılan S. Filiz Serhadlıoğlu 2. ve Kocaeli’den “Bir Mikronun Makro Serüveni” adlı hikayesiyle katılan Sümeyra İlkaz 3. olmuştur.

Dereceye giren hikaye sahiplerine ödülleri 20 Kasım 2013 Tarihinde Ankara Hilton Otelde yapılan ve yenidoğan camiasından değerli katılımcılar, ödül alanların yakınları ve basın mensuplarının katıldığı bir törenle verilmiştir. Yarışma sonucunda 1.’ye 3.000 TL, 2.’ye 2000 TL ve 3.’ye 1000 TL para ödülü verilmiş olup, dereceye giren eserlerle beraber, en iyi 30 hikayenin, kitaplaştırılarak yayınlanması çalışmalarına başlanmıştır.

Ödül töreninde konuşan, PremaTürk Koalisyonu Başkanı Doç. Dr. Nurullah Okumuş , “Toplumumuzun prematürelik konusundaki farkındalığını artırmak, prematüre bebeklerimizle onların ailelerine ve yakınlarına destek olmak ve prematüreliğin aile ve toplum üzerindeki etkilerinin ortaya konmasını sağlamak amacıyla düzenlediğimiz bu yarışmanın, Türkiye’de prematüreliğin ve bunun neden olduğu sorunların önlenmesi, çağın gerektirdiği ölçütlerde prematüre sorunlarının ele alınması ve bakımının sağlanması, prematüreliğin aile ve toplum üzerindeki etkilerinin ortaya konması ve çözüm önerilerinin oluşturulması ve resmi ve sivil kurumların bilgilendirilip prematüreliğin getirdiği sorunlar konusunda farkındalığın sağlanması ve bu sorunların çözümüne yönelik politikaların oluşturulmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz” dedi.