İnsanları web sitenize çekmenin en etkili yollarından biri, içerik pazarlaması olarak bilinen bir strateji olan orijinal içeriği dışarı çıkarmaktır.
İçerik Pazarlama Enstitüsü, içerik pazarlama olarak tanımlamaktadır.
“Açık bir şekilde tanımlanmış bir kitleyi çekmek ve elde tutmak için değerli, alakalı ve tutarlı içerik oluşturmaya ve dağıtmaya ve nihayetinde kârlı müşteri eylemini yönlendirmeye odaklanan stratejik bir pazarlama yaklaşımı.”
Blog gönderileri, orijinal araştırmalar, web seminerleri veya infografikler aracılığıyla olsun, içerik pazarlaması site trafiğini önemli ölçüde artırır ve 3 kat daha fazla işletme adayı oluşturur.
Sosyal medya, içerik pazarlamacılarının başarısını büyük ölçüde etkiledi, ancak markanızı çevrimiçi ortamda farklılaştırmak eskisi kadar kolay değil. Facebook’ta sıradan bir gönderi atmak artık onu kesmeyecek; Günümüzün dijital dünyasında yalnızca en yaratıcı ve ilgi çekici materyaller öne çıkacak.
Sosyal medyada içerik pazarlaması yoluyla web trafiğini nasıl artıracağınıza dair bazı ipuçları:
Tüketiciler, yazılı içeriğin sadece yüzde 10’una kıyasla görsel içeriğin yüzde 65’ini hatırlıyor. Malzemenizin çevrimiçi ortamda öne çıkmasını istiyorsanız, ilgi çekici görseller oluşturmak kesin bir stratejidir.
Web sitenizdeki her bir içerik için sosyal medyada tanıtım yapmak için en az 3-5 adet eşlik eden görsel oluşturmalısınız. Bazı görsel örnekler şunlardır:
Bunlar yalnızca web sitenizin reklamını değer odaklı bir şekilde yapmakla kalmaz, aynı zamanda hedef kitlenizi içeriğinizi kendi takipçileriyle paylaşmaya yönlendirir. Her paylaşım, retweet ve repost, markanız üzerinde daha fazla göz anlamına gelir. Paylaşmaya değer görseller yaratmanın gücü budur.
Bu New York Times araştırması, insanların neden belirli içerik türlerini paylaştığına odaklanıyor. Düzinelerce başka bulgu arasında, yüzde 84’ünün bir amacı desteklemek için içerik paylaştığını, yüzde 68’inin neyi temsil ettiklerini tanımlamak için içerik paylaştığını ve yüzde 49’unun başkalarını bilgilendirmek ve fikirleri etkilemek için içerik paylaştığını keşfettiler. Bu tür veriler, en fazla etkileşimi elde etmek için ne tür görseller oluşturacağınızı belirleyebilir.
Sosyal medya için herkese uyan tek bir yaklaşım yoktur. Bir platformda iyi performans gösteren şey, diğerinde kötü performans gösterebilir ve akılda tutulması önemli olan değişken izleyiciler, karakter sınırları ve görüntü özelliklerinden bahsetmiyorum bile.
[ İLGİLİ: Markaların Sosyal Medyada Yaptığı 6 Yaygın Hata ]
İçeriği çevrimiçi olarak tanıtırken, her platformun güçlü ve zayıf yönlerini yaklaşımınızın ön saflarında tutun. İşte başlıca sosyal sitelerin özelliklerine kısa bir genel bakış:
Bundan suçlu musun? Bir blog yazısı yayınlarsınız, bağlantıyı Facebook ve Twitter’a atarsınız ve bundan bir daha asla bahsetmezsiniz. Birkaç hafta sonra, web analitiğinizi kontrol edersiniz ve düşük sayı, ilk etapta blog yazıları yazmanız gerekip gerekmediğini sorgulamanıza neden olur.
Bu yaygın bir sorundur, ancak çözümü bizde: İçeriğinizi birden fazla kez tanıtın! Aynı içeriğin birden çok kez reklamını yapmak için 1. ipucunda ele alınan görselleri kullanın.
Örneğin, bir blog gönderisini tanıtırken, makalenizden ilginç bir alıntı, kavramı açıklayan bir infografik ve parçadan önemli bir gerçeği veya istatistiği gösteren bir grafik gönderebilirsiniz. Bunların her biri birkaç hafta içinde sosyal platformlarda yayınlanabilir ve içerik parçanıza bağlantılar içerebilir.
Bu yöntem spam veya rahatsız edici değildir; aslında her seferinde sitenize trafik çekerken kitlenize muazzam bir değer sağlar. Bana bir kazan-kazan gibi geliyor!