Bu çalışmada genel hatlarıyla, 5 Nisan 2023 tarihli ve 32154 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7. Yargı paketi içerisinde yer alan “İCRA VE İFLAS KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” kapsamında yapılan değişikliklere değinilecektir. Ancak icra hukuku, uygulamada başka bir çok hukuk dalının dahil olabildiği çok boyutlu; birçok işlemi kısa sürelere ve şekil şartlarına tabi olan bir hukuk dalıdır ve telafisi mümkün olmayan muhtemel hak kayıplarının önüne geçebilmek amacıyla, icra takibi konusunda sürecin daha en başından itibaren alanında uzman bir icra avukatı desteğinden faydalanılması hayati önemdedir.
Yeni eklenen bu kanun maddesinde, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun icra müdürünce tespit edilmesi halinde, konutta haciz yapılması kararının derhal İcra Mahkemesinin onayına sunulacağı öngörülmüş; konutta yapılacak hacizlerin mahkemenin onayından geçmesi zorunlu hale getirilmiştir. Başka bir ifadeyle artık icra mahkemesinin onayı olmadan konutta haciz işlemi yapılması mümkün değildir.
Yukarıda bahsi geçen değişiklik sonrası kanuna eklenen 79/a maddesinin ikinci fıkrasında “Mahkeme, dosyanın tevdi edildiği tarihten itibaren en geç üç gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına kesin olarak karar verir. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine haciz işlemleri yapılır.” hükmü yer almaktadır. Bu madde hükmü uyarınca mahkemenin, konutta haciz taleplerini en geç 3 gün içerisinde karara bağlaması gerekmektedir.
Haciz yapılması talep edilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde mahkeme, konutta haciz yapılmasına dair kararı kesin olarak kaldırır. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine icra müdürü, mevcut haciz talebi hakkında yeniden karar verir.
Mahkemenin onaylama kararı üzerine hacze gidilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde hacze aynen devam olunur.
Konut olmadığı kabul edilen bir yerle ilgili verilen haciz kararı üzerine yapılan haciz işlemi sırasında, bu yerin konut olduğu anlaşılır ve borçlu da haczin yapılmasına rıza göstermez ise haciz işlemine son verilir. Bu durumda konutta haciz yapılması için icra müdürünce yeniden haciz kararı alınması ve bu kararın İcra Mahkemesinin onayına sunulması gerekir. Yani bu durumda hacze devam olunması, borçlunun rıza göstermesi şartına bağlanmıştır.
05/04/2023 tarihli değişiklikten önce, Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya ile aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlarda fazla sayıda olanlar haczedilebiliyordu. Getirilen yeni düzenleme ile 2004 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri” ibaresi kaldırılmış; “bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası” şeklinde değiştirilmiştir.
Dolayısıyla yeni getirilen düzenleme ile konut içerisindeki kişisel eşyalar ve (birden fazla sayıda bulunsa dahi) ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyalarının haczi yasaklanmıştır. Lakin, kişisel mallar ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyalarının tam olarak neler olduğu kanunda sayılmamıştır.
2004 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik neticesinde 1. Fıkranın devamına “ ancak bu miktarı aşacak şekilde haciz yapılamaz.” İbaresi eklenmiştir. Buna göre: Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur; ancak bu miktarı aşacak şekilde haciz yapılamaz. Böylece yapılan değişikliklerle aşkın haciz uygulamasının da önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Borcu aşacak miktarda haciz yapılamayacağı kuralını (aşkın haciz yasağını) bir örnekle izah etmek gerekirse, örneğin 10.000,00 TL tutarındaki bir borç için, bu borçtan her halükarda daha yüksek bedelde olacağı sabit olan bir gayrimenkulün veya taşıtın haczedilmesi mümkün olmayacaktır.
Kanuna eklenen geçici maddede (Geçici Madde 19) , “Kanuna eklenen 79/a maddesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen konutta haciz yapılmasına ilişkin kararlar hakkında UYGULANMAZ” hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla, bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen konutta haciz kararları hakkında uygulanması mümkün değildir. Bu halde, önceki kanun hükümlerin uygulanmasına devam olunacaktır.
Kanuna eklenen geçici madde ile (19), konut haczine ilişkin getirilen kuralların (eklenen 79/a maddesinin) ve 82. maddede yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olarak uygulanamayacağına, değişikliklerden önce haczedilen eşyalar hakkında önceki kanun hükümlerinin uygulanacağına dair bir hüküm konulmuştur. Lakin 85. maddede yapılan değişikliğe ilişkin böyle bir kural öngörülmemiştir. Dolayısıyla kural olarak, borcu aşacak miktarda haciz yapılamayacağı kuralının, geçmişe etkili olarak uygulanması gerekmektedir. Yapılacak şikayet üzerine, geçmiş tarihte konulan hacizlerin de borcu aşan miktarda olması halinde kaldırılmasına karar verilmelidir.