İçtihatlar

İçtihatlar,

Özet:

İhtiyati haciz uygulanmadan, ihtiyati tahakkuk tek başına dava konusu yapılamaz.
6183 sayılı kanunun 20. maddesinde, ihtiyati haciz uygulanmaksızın ihtiyati tahakkukun başlı başına mükelleflerin menfaatini ihlal eden bir işlem olarak nitelendirilmediği, ancak ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz uygulandığında tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük dava açma süresi içinde açılacak dava ile ihtiyati tahakkuk sebepleri ve miktarının dava edilebileceğinin öngörüldüğü ihtiyati tahakkuk tarh ve tebliğ edilmediğinden vergi usul kanunu kapsamı dışında henüz tahakkuk etmemiş kamu borçlarından dolayı, kamu alacağının korunması ile ilgili tedbir olduğu, kesin borç doğurması mümkün olmadığı gibi işlerliğini ihtiyati hacizden aldığını, bu nedenle borçlu şirket tarafından ihtiyati tahakkuk üzerine konulan ihtiyati hacze karşı açılan davanın reddine yönelik kararında ısrar eden vergi mahkemesi kararı yerinde görülmüştür.  (Dan. VDDGK. 23.2.2001 E. 2000/326 — K. 2001/96)

Özet:

(Tarh ve tebliğ edilmiş ancak ödenecek safhaya gelmemiş bir vergi alacağı için, ihtiyati tahakkuk işleminin tesisine bir engel yoktur.)
“1975 takvim yılı için salınan kaçakçılık cezalı gelir ve mali denge vergisi ile ilgili olarak 6183 Sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati tahakkuk işlemine karşı yapılan itirazı incelemeksizin reddeden itiraz komisyonu kararının bozulması istenmektedir.
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 17. maddesinin |. Fıkrasında belirtilen hallerden birinin bulunması takdirinde vergi dairesi müdürünün yazılı isteği üzerine defterdar, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş gelir. Kurumlar, esnaf, veraset ve intikal, imalat muamele. İstihlak, nakliyat vergilerinin. damga resminin ve bunların zam ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verebileceği, “ihtiyati tahakkuka itiraz” başlığını taşıyan 20. maddesinde ise, haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanların ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarı 15. madde gereğince itirazda bulunabilecekleri belirtilmiştir. Bu hükümlere göre ihtiyati tahakkuk işlemi henüz tahakkuk etmemiş vergiler hakkında uygulanabileceğine ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca ancak. ödenmesi gereken safhaya gelmiş bir verginin tahakkuk ettiği kabul edilebileceğine göre. tarh ve tebliğ edilmiş ancak ödenmesi gereken safhaya gelmemiş bir vergi alacağı için ihtiyatı tahakkuk işleminin tesisine bir engel mevcut değildir. Bu durumda ihtiyati haciz uygulanması yapılmadan. ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarı itiraz edilmesi yine sözü edilen 20. madde uyarınca mümkün bulunmamaktadır.”X(D. 4. D 19.3.1984 T. 1982/5010 —1984/1133)

Özet:

(İhtiyaten tahakkuk ettirilip de ihtiyati haciz uygulanan malların satışı yapılırken ayrıca ödeme emri tanzimi gerekmez.)
“6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 17 ve 113. maddeleri uyarınca. ihtiyaten tahakkuk ettirilen vergiler için ihtiyati hacız uygulanması ve kamu alacağının bundan sonra tatbikinin aynı yasanın 54. maddesinde belirlenen cebren tahsil şekillerinden. hacizli malların paraya çevrilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Tüm bu işlemler için ise ödeme emri ile kamu alacağının istenmesi gibi bir yol yasada öngörülmemiştir. (D. 13. D. 13.5.1980T. 1978/288-1980/1325) İçtihatlar

Özet:

(Beyannamenin usulsüz olması halinde, vergi kaybı yoksa ihtiyati tahakkuk yoluna gidilme;)
“Yükümlünün verdiği beyannamenin imzasız olduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen her nasılsa vergi idaresince kabul edilerek bu beyanname üzerine verginin normal bir şekilde tarh ve tahakkuk ettirilmiş ve tahsil yoluna gidilmiştir. Tüm bu işlemlerle gerçekten bir ziyai mevcut değilse, re’sen takdir yoluna başvurulamaz.(D. 4. D29.4.1969 T. 1967/155 — 1969/1945)

Özet:

(İhtiyaten tahakkuk ettirilen vergiler için ihtiyati haciz uygulanır. Bundan sonra hacizli malların satışı yapılabilir. Ayrıca ödeme emri tebliği gerekmez.)
“Dairemizin 10.1.1980 günlü ara kararı uyarınca Vergi Dairesi Müdürlüğünce gönderilen ödeme emri ve dayanağı olan belgelerin incelenmesinden. olayda yükümlü kurumun ihtirazi kayıtla vermiş olduğu beyannameler üzerinden tahakkuk ettirilen herhangi bir verginin varlığının söz konusu olmadığı, ödeme emri ile takibine geçilen kurumlar vergisi ile mali denge vergisinin, şirketin 1977 takvim yılına ilişkin işlemlerinin inceleme clemanı tarafından incelenmesi sonucunda belirlenen matrah farkları üzerinden. takdir komisyonu kararı uyarınca saptanan vergiler olduğu ve bu vergilerin 6183 Sayılı Yasanın ihtiyati tahakkuk ile ilgili hükümlerince ihtiyaten tahakkuk ettirilen takibine geçildiği anlaşılmıştır.
Olayda, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 17 ve 18/3. maddeleri uyarınca ihtiyaten tahakkuk ettirilen vergiler için ihtiyati haciz uygulanması ve kamu alacağının bundan sonra tatbikinin, aynı yasanın 54. maddesinde belirlenen cebren ve tahsil şekillerinden, hacizli malların paraya çevrilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Tüm bu işlemler için ise ödeme emri ile kamu alacağının istenmesi gibi bir yol yasada öngörülmemiştir.
Dava konusu kararda olay doğru nitelenmiş olmakla birlikte kamu borçlusunun ödeme emriyle takibine yukarıda açıklanan nedenlerle olanak bulunmadığından, ödeme emrinin iptaline ilişkin kararda sonucu itibariyle yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Bu nedenle davanın reddine, ara kararı ile getirilen belgelerin vergi müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.”(D. 13. D. 1978/288 — 1980/1325)
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 18. maddesi hükmü ile ihtiyati tahakkukun doğuracağı sonuçlar düzenlenmiştir.
Kaynak:  Amme Alacaklarının Takip ve Tahsil Usulü (Mustafa Lütfi Tombaloğlu Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Üyesi)