İdareye İlişkin Bazı Kavramlar

İdareye İlişkin Bazı Kavramlar; Yolsuzluk

Yolsuzluk, görev gereği sahip olunan yetkilerin kurala, yasaya aykırı olarak şahsi menfaatler için kullanılmasıdır. Görev sahibinin yetkisini kullanarak rüşvet talep etmesi, görevi kötüye kullanarak bir mülk edinmesi yolsuzluk olduğu gibi yine görev sahibinin statüsü gereğince makamlarını yargı hizmetlerinde veya ihale usullerinde şahsi menfaatleri için kullanması da yolsuzluk olarak açıklanabilmektedir.

Günümüz dünyasında ise yolsuzluk çok fazla gündeme gelse de yolsuzluğa karşı ciddi bir mücadele girişimi bulunmamaktadır. Yolsuzluk evrensel bir şekil almış ve bir yaşam formuna dönüşmüştür. Denetimin ve hesap verebilirliğin olmadığı ülkelerde yolsuzluğun boyutunu ölçmek zordur. Yolsuzluk, tekelci yapıların varlığı, tek başına karar alma ve hesap vermemenin kaçınılmaz bir sonucudur.

Şahsi menfaatlerin dışında kamuda harcamaya yetkili amirin kamu kaynağını yine kurum içinde ödeneği talep etme nedeninden farklı bir şekilde kullanmasını da bir çeşit yolsuzluk olarak sayılabilir. Örneğin kurumda faaliyet gösteren birimlerde eksikliklerin giderilmesi adına talep edilen ödeneğin makam odası, yetkili amirin kullanacağı şekilde dinlenme odası veya bulunduğu makama özel hizmet veren bir kantin kurulması gibi harcamalar da yolsuzluk olarak değerlendirilebilmelidir.

İdareye İlişkin Bazı Kavramlar; İrtikâp

İrtikâp, görevi nedeniyle sahip olduğu yetkisini kötüye kullanarak bir kimseyi ikna veya cebir yolu ile kendisine veya başkasına yarar sağlamaya çalışmasıdır. Rüşvet alma, hile yapma, yalan söyleme/söyletme bunlardan bazılarıdır.

İrtikâp kavramının rüşvetten ayrıldığı nokta kamudan hizmet talep eden tarafın ikna edilme yoluyla, zorlama veya tehditle bir bedel ödenmeye zorlanmasıdır. İrtikâp suçunun işlenmesi aynı zamanda kamu görevini kötüye kullanma suçunu da beraberinde getirmektedir. Ancak kamu görevlisinin bu görevini resmi olarak tebliğ almaması veya hile ile bu görevi yerine getirmesi ve hizmet alıcıyı ikna ya da zorlama ile hizmet alandan menfaat sağlaması irtikâp suçunu oluşturmamaktadır. Bu durum Türk Ceza Kanunu Madde 262 göre dolandırıcılık ve yağmacılık olarak belirtilmiştir. İrtikâp suçunun işlenmiş olabilmesi için kamu görevlisinin bu görevi hukuka uygun bir biçimde üstlenmiş olması gerekmektedir. (Koca, 2015, s. 252)

İdareye İlişkin Bazı Kavramlar; Hesap Verebilirlik

Hesap verebilirlik, bir kurum veya kuruluşun hizmet sunduğu alanlara veya iş birlikleri için bir başka kurum ve kuruluşlara üzerine aldığı sorumlulukları nasıl yerine getirdiğini açıklaması, rapor etmesidir.

Hesap verebilirlik dürüstlüğü ve adil bir yönetimi ortaya koymaktadır. Hesap verebilir bir kamu yönetimi yolsuzluk, rüşvet, torpil gibi davranışlara karşı bir koruma alanı oluşturmaktadır. Hesap verebilirlik kamuda yetki sahibi kişilerin yetkilerini suiistimal etmesinin engellenmesini, kamu kaynaklarının hukuka uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamaktadır. (Demirkan, Eser, & Keklik, 2011, s. 3)

Yeni Kamu Yönetimi anlayışında “Hesap Verebilirlik” sıkça vurgulanan kavramların başında gelmektedir. Yönetişim olarak açıklayabileceğimiz Yeni Kamu Yönetimi modeli ile etkinlik ve verimlilik gibi önemli unsurlar hedefinde yönetilenlerinde yönetime katılması amaçlanmıştır.

Bu sayede kamudan hizmet alan vatandaşların ihtiyaçları ön plana çıkarılarak daha verimli bir kamu yönetimi modeli oluşturulmak istenmiştir. Etkin ve verimli kamu yönetimini meydana getirmek için alanında uzman görevlilere sorumluluklar yüklenmiş, halkında yönetime katılımı sağlanarak sorumluluk yüklenen görevlilerin halka hesap vermesinin önü açılmıştır.

Hesap verebilirlik ülkemiz kamu yönetimine son zamanlarda uzak kalmıştır. Ülkemizde az da olsa eylemler yerine getirildikten sonra hesap verme yoluna gidilmektedir. Oysa hesap verebilir olmak faaliyetleri yerine getirmeden önce faaliyetin nasıl ve ne şekilde yapılacağını açıklamak, hizmet alanların veya yönetime katılanların onayını almak, eleştirilere açık olmaktır.

İdareye İlişkin Bazı Kavramlar; Tarafsızlık

Tarafsızlık, dil, din, ırk veya siyasi düşünce gibi sebeplerle ayrım yapılmasını ortadan kaldırmak, eşitlik ilkesini gözetmektir. Kanun önünde eşitlik ilkesinin uygulanmasındaki en önemli araçtır.

Kamu görevini elinde bulunduran kişinin görevi dışındaki sosyal yaşantısında da bu şekilde ayrım yapmaktan kaçınması, ahlaki değerlere sahip çıkması toplum nezdinde devlet ve devlet görevlileri için olumlu bir itibar oluşturacaktır. Kamu görevlisinin, insanın sahip olduğu hakları ve hak ettiği hizmetleri kamu görevinde de sosyal yaşantıda da tarafsızlık ilkesi çerçevesinde değerlendirmesi devlet ve toplum ilişkisi açısından çok önemli olabilir.

Kamu hizmetlerinde tarafsızlık ilkesine riayet edilmesi vatandaşın devlete olan güvenini ciddi oranda artırmaktadır. Kamu görevlisinin tarafsız olması büyük önem taşısa da bazı devletlerde yönetimde tarafsız olunmayıp, çoğunluk gurubu veya kendisi için daha önemli olan bir kesimi ayırarak politika belirlenmekte, onların istek ve arzularına göre hizmet sunulmakta ve kamu görevlileri de bu şekilde hizmet sunmaya mecbur bırakılmaktadır. Devlet yönetiminin tarafsızlık ilkesine aykırı politikaları toplumsal huzura ciddi oranda zarar verebilir. Yönetimin el değiştirmesi sonucunda yeni yönetimin bir önceki yönetimde arka plana itilen gruba imtiyaz tanıması birlik ve beraberliği tamamen ortadan kaldırarak o toplumun bölünmesine neden olur.

Ülkelerin güçlü adalet ve toplumsal birlik, beraberlik ile var olacağı göz önünde bulundurularak tarafsızlık ilkesi adil ve sürekli bir devlet için asla göz ardı edilmemelidir.

İletişim için tıklayın.

Sosyal Medya Takip için Tıklayın.

Yararlanılan Kaynaklar

Demirkan, Ö., Eser, H. B., & Keklik, B. (2011). Demokrasinin Tabana Yayılması, Yönetimde Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Bağlamında Bilgi Edinme Kanunu. Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi , 3.

Koca, M. (2015). İrtikâp Suçu. Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi , 252.