İdare tarafından yapılan faaliyetler idari işlem olarak adlandırılır. İdare hukuka aykırı işlem yaparsa bu işlem sakat kabul edilir, iptali gerekir. Bu yüzden idari işlemin iptali davası nedir sorusuna verilecek en güzel cevap idarenin yaptığı işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönünden hukuka aykırı olması ve kişilerin menfaatlerini ihlal etmesi halinde idari yargıda açtıkları dava türü olduğudur. Açılan iptal davasında idari yargı işlemde hukuka aykırılık tespit ederse bu işlemi iptal eder. İdari işlemin türüne göre idare mahkemesi, vergi mahkemesi, bölge mahkemesi ve Danıştay yetkili olabilir.
İptal davası için belli süreler öngörülmüştür. Bu sürelere riayet edilmezse iptal davası açılamaz. İptal davası açabilmek için medeni hukuktaki gibi ehliyet sahibi olmak yeterli değildir. İdarenin iptale konu olan işleminin kişinin menfaatini ihlal etmiş olması gerekir. Bu dava koşulu subjektif ehliyet olarak da bilinir. İdarenin eylemlerinden etkilenmeyen veya menfaat dengesi bozulmayan kişiler iptal davası açamaz. Bu şekilde açılan iptal davaları dava şartlarını taşımadığı için esastan reddedilir.
İdarenin yaptığı her işlem iptal davasına konu olamaz. Aranan belli şartların işlemde mevcut bulunması gerekir. İdarenin işlemi kesin ve icrai nitelikte olmalıdır. İşlemin kamu idaresi tarafından tek taraflı olarak yapılmış olması şarttır. İdare işlemi kamu hizmetinin gerçekleşmesine yönelik olarak yapmış olmalıdır. İdarenin işlemleri ikiye ayrılır ; birel işlemler, düzenleyici işlemler. Birel işlemler doğrudan bireylerin menfaatlerini ilgilendirir. Düzenleyici işlemler ise idarenin işleyişini sağlamak için yapılan işlemlerdir. İdarenin düzenleyici işlemine karşı doğrudan Danıştay’a dava açılabilir.
İdari işlemin kişinin menfaatini ihlal etmesi halinde kişinin dava açma ehliyeti bulunur. Menfaat ihlali kavramı sadece hak ihlali anlamına gelmez, kişi işlem neticesinde zarara uğramamış olsa bile dava açılabilir. Davacının idareyle maddi ve manevi bir ilişki içinde olması yeterli sayılır. Menfaat ilişkisi meşru menfaat, kişisel menfaat ya da güncel menfaat olabilir. Gerçekleşecek muhtemel menfaat ihlali kaygısı iptal davası açmak için yeterli değildir. Ayrıca açılan davalarda mahkeme her somut olaydaki menfaatin varlığını ve ihlal edilip edilmediğini araştırır.
Toplumun genelini ilgilendiren konularda menfaat ihlali kavramı daha geniş yorumlanır.
Kamuyu ilgilendiren imar çalışmaları, tarihi ve kültürel yapıların korunması gibi durumlarda menfaat ihlali olduğu kabul edilir. Danıştay kamuyu ilgilendiren konularda kişilerle birlikte o bölgede bulunan dernek, meslek kuruluşu veya odaların da iptal davası açma ehliyetine sahip olduğunu kabul etmektedir. Bir idari işlem Türkiye’nin genelini ilgilendiriyorsa her vatandaşın iptal davası açma ehliyeti olduğu kabul edilir.
İptal davası idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarını ihlal etmesi ve hukuka aykırı davranması dolayısıyla açılır. Yetki unsuru idarenin yaptığı her işlemin yetki çerçevesi içinde kalması gerektiğini belirtir. İdare yetkisi olmayan bir konuda işlem yaparsa bu işlem sakat kabul edilir. İdare hukukun temel prensibi yetkisizliktir.
Yetkisizlik asıl yetki istisnadır. İdare bu hususa dikkat ederek sadece kanunda kendisine verilen yetkileri kullanabilir. İdare yetki gasbı yoluyla işlem yapamaz. İdarenin yaptığı yetkisiz işleme başka bir makam onay veremez. İdare kamu hizmetini yerine getirirken yetki ilkesine riayet etmelidir. İdari işlemler için kanunda öngörülen belli şekil şartları varsa bu şekil şartlarına uygun işlem yapılması gerekir. Aksi halde işlem şekil yönünden hukuka aykırı kabul edilir. İdare yaptığı her işlemin sebebini açıkça belirtmelidir. İdare sebepsiz yere iş yapmaz.
İdarenin yaptığı her işlemin gerekçesi olmak zorundadır. İdare hangi kamu hizmetini ne sebeple yaptığını belirtmek durumundadır. İdari işlem kamu yararına yapılmış olsa bile gerekçesizse işlem hukuka aykırı kabul edilir ve iptali gerekir. İdari işlem konu yönünden de hukuka uygun olmalıdır. İdarenin kanuni dayanak olmadan kişilere ek külfet yüklemesi hukuka aykırıdır. İdare bazı işlemlerinde prosedüre uymak istemez ve konu bakımından hukuka aykırı işlem yapar. Bu gibi hallerde idari işlemin iptali davası açılabilir.
İdari işlemlerin genel amacı kamu yararıdır. İdare yapacağı her işlemde kamu menfaatini gözetmek zorundadır. Kanunda bazen özel amaçlar belirtilmiş olabilir. Bu gibi hallerde idare bu özel amaca uygun işlem tesis etmelidir. Kamu yararı ve kanunla belirlenmiş özel amaç dışında yapılan idari işlemler amaç yönünden hukuka aykırıdır. İdari işlemin amaç yönünden hukuka aykırı olduğu hususu davacı tarafından ileri sürülmelidir.
İdari işlemlerin iptali için açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararı büyük önem taşır. Tedbir mahiyetindeki bu karar davacı tarafından talep edilmelidir. İdarenin hukuka aykırı işleme devam etmesi giderilmesi güç zararlara sebep olacaksa yürütmenin durdurulması gerekir. Yürütmenin durdurulmasına karar verilen davalar öncelikle görülür. Yürütmenin durdurulması kararına karşı bir kereye mahsus itiraz hakkı bulunur. Karara yedi gün içinde itiraz edilmesi gerekir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
İdari işlemin hukuka aykırı ve menfaat ihlaline sebep olduğu tespit edilirse mahkeme tarafından işlemin iptali kararı verilir. Bu kararla birlikte işlem geçmişe etkili şekilde ortadan kalkar. İşlem hiç yapılmamış kabul edilir. İdari işlemin iptali sadece ilgili kişi için değil herkes için aynı sonucu doğurur.
Tam yargı davası idarenin verdiği zararı tazmin etmesi için açılan tazminat davasıdır. Tam yargı davası neticesinde idare, hukuka aykırı işlem tesis ederek kişileri zarara uğrattıysa tazminata mahkum edilir. İptal davası ise idari işlemin sadece ortadan kalkmasını sağlar. İptal davasıyla birlikte davacı zararının giderilmesi için tam yargı davası da açabilir. İptal davasında kararın kesinleşmesinden sonra altmış gün içinde tam yargı davası açılarak zararın tazmin edilmesi istenebilir.