Diğer ülkelere mal ihraç etmek, işletmeler için yeni pazarlar ve fırsatlar şeklinde önemli bir büyüme kaynağı olabilir. Bu büyümenin yanında, işletmeler ihracat ile ilgili yeni risklerle karşı karşıya kalabilme durumları vardır. Bundan dolayı şirketler gerektiğinde ihracat risklerini izlemeli ve yönetmelidirler. Şirketler, ihracat işlemlerinin risklerini anlamadıklarında veya tanımadıklarında gerçek sorunlar ortaya çıkmaya başlar.
1. Siyasi Riskler: Genel olarak bir ülkenin ticari, finansal ve sosyal sistemleri ne kadar istikrarlıysa, o ülkenin siyasi riski o kadar az olur. Bir ülkedeki siyasi durum değiştiğinde, o ülkede faaliyet gösteren şirketler bir sürü sorunla karşı karşıya kalabilir. Hükümetler varlıklara el koyabilir veya işletmeler ülke içinde ve dışında para transferlerinde sorun yaşayabilir.
2. Yasal Riskler: Bir ülkede yaygın uygulamalar başka bir ülkede yaygın olmayabilir. İhracatçı şirketler gümrükler, sözleşmeler, para birimi ve sattıkları ürünlerle ilgili sorumluluk ve fikri mülkiyet hakları ile ilgili yasal sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. İhracatın yasal risklerini azaltmanın en iyi yollarından biri, ülkenin yerel yasaları ile ilgili uzmanlığa sahip hukuk danışmanları tutmaktır.
3. Kredi ve Finansal Risk: Uluslararası ticaret yaparken müşterilerin ödeme yapmama riski, ihracatçıların ilgilenmesi gereken kilit konulardan biridir. Her ülke, bir müşterinin geçmişi veya kredi değerleri hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değildir. Bu kredi risklerini azaltmak için ihracatçılar genellikle peşin ödemeyi veya akreditif gibi kredi garantilerini kullanır.
4. Kalite Riski: Mallar sevk edildikten sonra, müşteri bu ürünlerin kalitesiyle ilgili şikayetleri olabilir. Bu, müşterinin özel gereksinimlerine ve beklentilerine dayalı gerçek bir itiraz olabilir. Kalite riskiyle başa çıkmanın bir yolu, malları sevk edilmeden önce bağımsız bir üçüncü taraf tarafından incelenebilir. Bu mümkün değilse, ürünler gönderilmeden önce kalitenin kabul edilebilir olup olmadığını belirlemek için ithalatçıya numune gönderilebilir.
5. Nakliye ve Lojistik Riski: İhracatçılar, sevk edilen mallara ve bunun için gerekli gereksinimlere göre değişebilen farklı nakliye ve lojistik riskleri ile karşılaşabilirler. Bazı mallar aşırı sıcağa veya soğuğa maruz bırakılmamalı veya son kullanma tarihini geçmemelidir. Diğer mallar son derece kırılgandır, dikkatli kullanım gerektirir veya müşteriye teslim edilmeden önce monte edilmelidir. Tüm gönderiler takip edilmelidir. Bir şeyler ters giderse, alıcı bir fiyat indirimi yapmaya çalışabilir veya gönderiyi tamamen reddedebilir.
6. Dil ve Kültür Riski: Başka bir ülkedeki müşterilerle iş yapmak belli bir güven gerektirir. Dildeki, kültürdeki, dindeki ve yaşamın diğer birçok alanındaki farklılıklar dikkatli bir şekilde ele alınmasını gerekir. Örneğin, ihracatçılar ve müşterileri farklı diller konuştuğunda, çeviride önemli küçük ayrıntılar ve kaybolabilir. Bu tür sorunları önlemenin en iyi yolu, yerel dili konuşan veya belirli bir kültür veya bölgede yaşama deneyimi olan personel bulundurmaktır.
Güçlü bir ihracat risk yönetimi yaklaşımı, şirketlerin daha fazla uluslararası iş ortaklarıyla iş yapmalarına olanak tanır. Güçlü risk yönetimine sahip bir şirket, büyümeyi artırmak ve kritik iş ilişkilerini sağlamak için kredi ve uygun ödeme koşullarını daha güvenle sunabilir ve diğer ülkelerde zaman içinde yatırımlar yapabilir.