İlham: Neredesin?
Yaratıcı düşünce, etkilenme, esinlenme ya da çağrışım gibi sözcüklerle de açıklanabilecek ilham kelimesi olumlu bir anlam dünyasına sahip olup, beklenilen, istenilen ve az sayıda şanslı dünyalının sahip olduğu bir yetenek ya da bir akış hali olduğuna inanılan özelliktir. İlham nasıl ve nereden gelir? Neden bazı insanlar neredeyse çabasız bir biçimde yaratıcı fikirler ve hissiyatlar ile doluyken, bazıları bu yeteneklerden yoksundur. Acaba ilham sadece sanatçılara, bilim insanlarına, reklamcılara, tasarımcılara vb. özgü bir hediye midir?
İlham, Çağrışımları Bir Araya Getirme Sanatıdır
Yaratıcı insanlar diğerlerinden farklı mıdır sorusu bir süredir beyin bilimcilerin de sıklıkla araştırdığı konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl binlerce genç, sanat, bilim ve iletişim alanında yani yaratıcı zekânın çok önemli olduğu alanlarda eğitimler alıyor. Demek ki aslında yaratıcılık ve bilgiyi bir araya getirmek isteyen kişilerin sayısı hiç de az değil. Ancak unutulmamalıdır ki, yaratıcılık hayatın her alanında vardır ve sizin için zor olanı kolaylaştırır, yolu kısaltır ya da şöyle söyleyelim bazen sonuca sizi farklı ve daha keyifli yollardan götürebilir. Her zaman pişirdiğiniz aynı yemeğe bu sefer biraz farklı bir çeşni katmayı denediğinizde, eve her gün gittiğiniz yol yerine başka bir yoldan gitmeyi tercih ettiğinizde, gardrobun önünde ne giysem diye bakınırken o haki pantolon ile bej kazağı birlikte giyip kendi kombininizi yarattığınızda da yaratıcı bir eylem içindesinizdir. Daha önceki deneyimleriniz, gözlemleriniz, zevkiniz, pratikleriniz ve bilgi birikiminizi bir araya getirerek farklı olana hizmet etmiş olursunuz. Elbette bunu bazılarımız müthiş bir doğallık içinde yaparken; bazılarımız için bu süreç biraz daha zahmetli olabilir. Ancak hiç bir zaman imkânsız değildir. Aslında daha yaratıcı olup olamayacağımıza ya da ilham perilerinin bize uğrayıp uğramayacağına karar veren çeşitli faktörlerden bahsedilebilir. Bugün sizlere kısaca üç faktörden bahsetmek istiyorum.
-
Genetik ve Aile Faktörler; Güzel sesinizi ve şarkı söyleme tutkunuzu annenizden mi aldınız? Belki ses rengi benzerliği size biyolojik bir aktarım olarak geçmiştir. Ya da çocukluğunuz boyunca, mutfakta yemek yapan annenizi mutlu bir biçimde şarkı söylerken dinlediniz ve kafanızdaki bu pozitif tablo size şarkı söylemeyi sevdirdi. Yani kültürel bir aktarım ile hayatınıza farkında olmadan bir sanat dalını katmış oldunuz.
-
Sosyal ve Kültürel Faktörler; Türkiye’de doğup büyüyüp de şu sözleri duymayan var mıdır? “Başıma icat çıkarma” ya da “Sürüden ayrılanı kurt kapar”. Maalesef ki sistem ve ekonomik kaygılar bizleri ve ailelerimizi bildik yoldan gitmeye, sigortalı bir işte çalışmaya yani ‘bir baltaya sap olabilmeye’ yönlendirir. Bazen yeteneklerimiz ya da içgüdülerimizden ziyade lise ya da üniversiteye giriş puanlarımız, cinsiyetimiz, ailemizin, akrabalarımızın ve hatta komşu ya da hemşehrilerimizin etkisiyle bir meslek seçimi yapar ve hayatımız boyunca, kendimize uyumlu olanı bulamamış yalnız bir lego parçası gibi oradan oraya savruluruz. Babasının ailesi hukukçu olduğu için avukat olan, istediği puanı alamadığı için ilgi ve yeteneği ile alâkasız bir eğitim almak zorunda kalan, toplumsal baskıya maruz kaldığı için seçimlerinde özgür olamayan bir yığın yetişkinle tanışırız. Sürüden ayrılmamak pahasına hayat boyu sırtında bu uhdenin ağırlığını taşıyan mutsuz insanlara ikinci bir şans verilseydi sizce hayatları nasıl olurdu? Bu sebeple yaratıcı hayal gücünün genetik faktörler kadar yaşadığımız çevre ve kültürel etkiler ile de yakından ilişkili olduğunu kabul etmeliyiz.
-
Yaşanan Olayları Yorumlama Becerisi; Hepimiz doğduğumuz andan itibaren sayısız konuda olumlu ya da olumsuz tecrübeler ediniriz. Mesela sanatçılar zaman zaman yaşadıkları olumsuz travmalardan süzdükleri anıları eserlerine yansıtırlar. Geçtiğimiz yüzyılın dâhi ressamı Picasso, Guernica adlı eserinde İspanya iç savaşını tasvir eder. Sanatçının en politik tablosu olarak kabul edilen bu başyapıt savaşın yıkıcılığını, ölümü ve dehşeti cesurca gözlerimizin önüne serer. Başka bir örnekte Türk pop müziğinin en önemli şarkı sözü yazarlarından Sezen Aksu’nun Yol Arkadaşım isimli şarkısını, uçak kazasında hayatını kaybeden sevgilisinin ardından yazdığı iddia edilmektedir. Yaratıcı kişiler yaşadıkları olaylarla (olumlu ya da olumsuz) bağ kurabilen, var olan yetenek ve birikimlerini yansıtan hikâyelerini bizlerle paylaşabilen kişilerdir. Tecrübelerimiz ya da yaşadığımız travmalar, çoğumuzda derin izler bırakırken bu olayları yorumlama becerisine sahip, iletişim kurabilen ve kendiliğinden gelmesini beklemeden her baktığı detayda ilham gören bazılarımız için ilham kaynağı olmaktadır.
Sonuç olarak yaratıcı düşünebilme ya da çağrışım yeteneğine sahip olmak az ya da çok hemen hemen hepimizin odaklanabileceği bir konu. O halde en baştaki sorumuza dönecek olursak ilham nasıl gelir?
-
İlham bekleyerek gelmez.
-
İlham perisi uzlaşıya açıktır, siz ona doğru bir adım attığınızda o da size doğru bir adım yaklaşacaktır.
-
Herkesin az ya da çok ölçüde yaratıcı olduğu konular vardır. Yaratıcılık bir meslek grubunun, yaşın, cinsiyetin veya eğitim alanının tekelinde değildir.
-
Gün içinde ilham alabileceğiniz, fikir ve duygu dünyanızı besleyebileceğiniz çok sayıda fırsatla karşılaşırsınız. Yetenekli olarak kabul edilen insanlar bu fırsatları fark edebilen kişilerdir.
-
Daha yaratıcı olabileceğiniz bir yaşam tarzınız ya da aile, kültür, eğitim geçmişiniz olmayabilir. Böyle durumlarda taşı delip ne pahasına olursa olsun filizlenen o minik çiçeği kendinize örnek alabilirsiniz. Yetenek de böyle bir şeydir, içeride bir yerlerde potansiyeliniz ya da bir ışığınız varsa geç bile olsa kendine bir delik bulup mutlaka gün yüzüne çıkacaktır.
-
Sanatçı, bilim insanı, mimar, girişimci, kreatif bir pazarlamacı değilseniz bile yaptığınız işe yaratıcılığınızı katmakta her zaman özgürsünüz. Misafirinize servis edeceğiniz kahvenin üzerine serptiğiniz çikolata tozundan, salonun bir köşesinde yetiştirdiğiniz güzelim çiçeklere, mesleğiniz ya da ilgi alanınız ne olursa olsun iyi iletişim kurduğunuz, farklı yoldan gitmeyi tercih ettiğiniz, yaratıcı çözümler ürettiğiniz ve rutinlerin dışına çıkıp risk aldığınız her gün aslında amatör bir sanatçısınızdır.
-
Kim bilir bugün Beethoven yeniden Ayışığı Sonatı üzerinde çalışıyor olsaydı muhtemelen eserine birkaç küçük dokunuş yapmak isteyebilirdi ya da günün müzik trendlerine uygun yeni bir düzenleme sunabilirdi dinleyicilerine. Yaratıcılık bazen yaptığını bozup tekrar üretmekten korkmamaktır. İşlerin mükemmel olmasını istemek, ilham gelmesini beklemek sizleri büyük bir erteleme döngüsüne sokar. Erteledikçe başlayamazsınız, başlayamadıkça strese girersiniz ve bu stres hayal kurmanıza engel olur.
-
Bazen stres dostunuz olabilir, yeter ki dozunda olsun; zaman zaman işler çok sıkıştığında, herhangi bir projenin ya da sınavın teslim tarihi çok yaklaştığında adrenalin devreye girer ve sizi daha yaratıcı birine dönüştürebilir (Hepimizin son güne bıraktığı ve harikalar yarattığı sınavlarımız/ sunumlarımız olmuştur). Stresin birazının iyi bir motivasyon olacağı aşikardır ve insanı canlı tutar ancak fazlasına uzun süreyle maruz kalmak totalde olumsuz etkileyecektir.
-
Farklı ilgi alanlarına sahip olmak, yeni bilgiler öğrenme konusunda iştahlı olmak ve yaştan bağımsız olarak çocuksu merakı bırakmamak daha yaratıcı ve üretken olan kişilerin temel ortak özellikleridir. Bu sebeple sorular sormaya, tek cevapla yetinmemeye, doğadan, insandan, hayvandan, gökyüzünden, farklı fikirlerden, duygulardan feyz almaya devam ettikçe ilham her zaman sizin için orada olacaktır.
-
İlham için beklediğiniz gün bugündür.