İngilizce’nizi Geliştirmek İçin Yapabileceğiniz 50 Şey

  1. Hata yapmaktan korkmayın! Unutmayın ki yaptığınız hataları kimse duymazsa, kimse düzeltemez de. O yüzden kendinize güvenin, hata yapmanın insanın gelişiminde oynadığı kritik rolü unutmayın.
  2. Kendinizi olabildiğince çok İngilizce’ye maruz bırakın. Filmleri İngilizce izleyin, İngilizce şarkılar dinleyin, uluslararası kanallarda yayınlanan haberlere göz atın. Bunları yaparken öğrenmek için çaba sarf etmeseniz dahi pasif olarak öğreneceksiniz.
  3. Her gün pratik yapın. Kendinize bir çalışma planı ve rutin oluşturun. Haftada kaç saatinizi çalışmaya ayırabileceğinize karar verin ve çıkardığınız plana sadık kalın.
  4. Çalışma planınızdan ailenize ve arkadaşlarınıza bahsedin. Size destek olmalarını isteyin ve aynı zamanda çalıştığınız sürece rahatsız edilmemeyi rica edin.
  5. 4 temel becerinin pratiğini yapın: okuma, yazma, konuşma ve dinleme. Adı üzerinde “beceri” olduklarından gelişme sağlanabilinmesi için çalışma gerektiriyorlar.
  6. Öğrendiğiniz yeni kelimeler için bir defter tutun. Öğrendikçe onları kendi hayatınızdan gerçek örnek teşkil edebilecek şekilde cümlede kullanın.
  7. Listeleyerek ezberlemek İngilizce yeterlilik sınavlarına hazırlanırken kelime bilgisini geliştirmek için oldukça sık kullanılan bir yöntem. Fakat bu sadece kısa vadeli hedeflerde başarı getirebilir çünkü insan beyni sadece bir sınav için ezberlenmiş bilgileri uzun vadede koruyamıyor.
  8. Vücut saatinizi kullanın. Eğer bir ‘sabah insanı’ değilseniz, öğleden sonra çalışmayı deneyin.
  9. Kelimeleri tek başlarına ezberlemeye çalışmaktansa, cümle içinde kullandığınızda çok daha kolay hatırlayabildiğinizi göreceksiniz.
  10. Bir İngilizce yeterlilik sınavına girmeye karar verin. Bir amaç doğrultusunda çalışırken çok daha fazla motive olup daha sıkı çalışabildiğinizi göreceksiniz.
  11. Tabii ki sadece bir sınav için çalışmamak daha iyi. Büyük resmi hayal edin. İngilizce’ye tam anlamıyla hakim olduğunuzda neler yapabileceksiniz? Hayat kaliteniz nasıl artacak? Bunları kafanızda görselleştirdiğinizde motivasyonunuzun arttığını göreceksiniz.
  12. Kendinize uzun vadeli bir hedef koyun. Ona giden yolda çalışmaya odaklanın.
  13. Kendinize kısa vadeli hedefler de koyun ve her birini başardığınızda kendinizi ödüllendirin.
  14. Kendinize çalışmak zorunda olduğunuz değil, çalışmak isteyeceğiniz bir ortam yaratın. (Biz sizler için yarattık!) Keyifle ve istediğiniz için çalıştığınızda daha çok öğreneceksiniz.
  15. Öğrenim sürecinde sizin için hangi yöntemlerin en etkili olduğunu bilin. Geçmişte hangi metotlarla size başarı getirdi diye düşünün ve onları İngilizce için kullanın.
  16. Nasıl öğrendiğinizi öğrenin! Aklınızda tutarak mı, okuyarak mı, konuşarak mı, özet çıkararak mı, çizerek mi, başka bir şekilde mi daha rahat öğreniyorsunuz?
  17. Yardım almaktan çekinmeyin! Bir şeyi anlayamadıysanız, bilen birine sormalısınız ve bunda ayıp hiçbir şey yok.
  18. Tekrar -tekrar- tekrar! Geçmişte öğrendiklerinizi belirli aralıklarla tekrar etmeyi unutmayın. Her ne kadar sihirli bir değnek değmişçesine çabasız ve tekrarsız İngilizce öğretmeyi vadedenler olsa da, maalesef ki insan beyninin çalışma şekli belli
  19. Tek başınıza bir oturuşta 30 dakikadan fazla çalışmak pek iyi bir fikir değil. Düzenli aralar verin, temiz hava alın, bacaklarınızı esnetin.
  20. Seviye atlamak için acele etmeyin. İçinde bulunduğunuz seviyeye konsantre olun, adımlarınızı sağlam atın.
  21. Televizyon yerine internetten bir şeyler izleyin. İlk seferinde kaçırdığınız taktirde dönüp tekrar izleyebileceğiniz ve kaçırdığınız bilgiye ulaşabileceğiniz bir platform her zaman daha iyidir!
  22. Televizyon izlemenin de kendince avantajları var. Size bir şeyi sadece bir kere doğru bir şekilde duyma şansı tanır; ki bu ileri seviyedeki öğrenciler için güzel bir fırsattır. Ana dili İngilizce olan kişilerle konuşma pratiği sayılabilecek bu aktivite sayesinde, onlarla konuşurken bir kez daha tekrar etmelerini rica etmek zorunda kalmayacaksınız!
  23. Kitap okumaya başlamak için İngilizce seviyem yeterli değil demeyin. Seviyelere göre ayrılmış kitap serilerinden, kendi seviyenize uygun olanları tercih edin. Tüm bir romanı bitirin. Bunu yapabildiğinizi görünce harika hissedeceksiniz!
  24. Çocuk kitapları da daha kolay kelimelerden oluşur ve seviyelere göre ayrılmış kitaplar için bir alternatif olabilir.
  25. Gazeteler, “passive” yapılar ve nasıl kullanıldıkları hakkında pek çok malzeme sağlar. Bir makaleye göz atın ve passive cümlelerin altını çizin.
  26. Okurken ilk olarak genel anlamı yakalamaya çalışın. Bilmediğiniz kelimeler hakkında endişelenmeyin. Gerekiyorsa geri dönüp anlamlarına bakın.
  27. Cümle içinde anlamadığınız yada bilmediğiniz bir kelime varsa, yanındaki diğer kelimelere bakın. Size ipuçları vereceklerdir. Anlamı bağlam üzerinden tahmin etmeye çalışın.
  28. Yeni bir kelime öğrendiğinizde, diğer tüm formlarınıyla beraber öğrenmeye çalışın. Örenğin; Beautiful (sıfat), beauty (isim), beautifully (zarf).
  29. Ön ekleri (dis-, un-, re-) ve takıları (-ly, -ment, -ful) öğrenmeniz kelimelerin anlamlarını tahmin etmenizde yardımcı olacak ve kelime haznenize inanılmaz katkı sağlayacaktır!
  30. Japonca yada Fransızca’nın aksine İngilizce kelime vurgusunun kullanıldığı bir dildir. Yeni kelimeler öğrenirken vurgunun nerede olduğuna dikkat edin. Vurgu her kelimede tek bir yerde ve her zaman sesli harftedir. İki heceli fiillerde vurgu ikinci hecededir (beGIN). İki heceli isimlerde (TEAcher) ve sıfatlarda (HAPpy) ise vurgu ilk hecededir.
  31. İngilizce’yi kullanabildiğiniz her yerde kullanın. Bu kadar basit!
  32. Türkçe düşünüp, İngilizce’ye tercüme etmeye çalışmayın. Akıcılığınızı arttırmak için İngilizce düşünmelisiniz. Kendi kendinize konuşun… ama kamuya açık alanda denemeyin ki delirdiğinizi zannetmesinler!
  33. İngilizce’yi bir kitaptan çalışarak öğrenemezsiniz. Aynı araba kullanmayı öğrenmek gibi, yalnızca yapa yapa öğrenebileceğiniz bir şey dil.
  34. Gramer öğrenmenin en doğal yolu konuşmaktan geçer.
  35. İngilizce günlük tutun, ajandanıza İngilizce notlar alın. Her gün bir iki cümle yazarak başlayın ve günden güne daha fazla yazma alışkanlığı edinin.
  36. Daha iyi bir yazar olabilmek için beyin fırtınası yapın ve aklınıza gelen fikirleri gramer yada yazım yanlışı kaygısı olmadan kağıda dökün. Ardından cümle yapısının üzerinde durun. Daha sonra ilk yazdıklarınızı düzgün bir gramer ve yazım kurallarıyla revize edin. Son olarak gözden geçirin yada kontrol etmesi için başka birinden okumasını isteyin.
  37. Noktalama kurallarını gözden kaçırmamaya çalışın çünkü söylemek istediğiniz şeyin anlamını tamamıyla değiştirebilir. Bu iki cümle arasındaki anlam farkına bakarsanız, ne demek istediğimizi anlayacaksınız: “A woman without her man is nothing” / “A woman: without her, man is nothing”.
  38. O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaaaz! Dünyaya muhteşem sesinizi tanıtın! İngilizce şarkılar dinlemekle kalmayın, akıcılığınızı ve tonlamanızı geliştirmek için eşlik de edin.
  39. Dünya artık ceplerimizde. Sosyal medya platformları üzerinden yabancı arkadaşlar edinin ve pratik yapın. Because, why not?
  40. Günlük işlerinizi yaparken arkadan İngilizce yayın yapan bir radyo kanalı yada podcast açın. Aktif olarak dinlemiyor olsanız bile kulağınızı eğitiyor olacaksınız.
  41. İngilizce konuşulan bir yayın dinleyin ve duyduklarınızı yazmaya çalışın.
  42. Kimse kendi sesini duymaktan hoşlanmaz biliyoruz, ama yine de cesur olun ce deneyin! Sesinizi kaydedin, telaffuzunuz ve tonlamanız nasıl diye kontrol etmek için kendiniz dinleyin. Sorun yaşadığınız kısımları tespit etmenizde yardımcı olacaktır.
  43. İngilizce/İngilizce sözlük kullanın: İngilizce düşünmenize ve Türkçe’den tercüme etmemenize inanılmaz yardımcı olacaktır.
  44. Eğer İngilizce/İngilizce sözlük fikri korkutucu geldiyse unutmayın ki seviyelere özel hazırlanmış sözlükler de var.
  45. Sözlüğe çok da bel bağlamayın. Sözlük asıl öğretmeniniz değil, çok sıkıştığınızda yardım danışabileceğiniz bir arkadaşınız gibi olmalı. Direkt olarak sözlükten bakmaktansa ilk olarak bilmediğiniz kelimeleri tahmin etmeye çalışın.
  46. Pes etmeyin! Pozitif kalın! Bazen yeterince hızlı öğrenemiyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz; hepimiz zaman zaman bunu hissediyoruz, endişelenmeyin. Eninde sonunda başaracaksınız!
  47. Yepyeni bir dil öğrenip, başka bir kültürle tanışmanın keyfini çıkarın! Keyif aldığımızda daha kolay öğrendiğimizi unutmayın.
  48. Konuşurken telaşlanıyor ve heyecanlanıyorsanız, ağzınızdan bir şey çıkmadan önce iki derin nefes alın. Rahatladığınızda daha iyi konuştuğunuzu göreceksiniz.
  49. Geçmişte çalıştığınız kitaplara dönüp bakarak motivasyonunuzu canlı tutun. Şuan size ne kadar kolay gözüktüklerine şaşıracaksınız! Tebrikler, seviyeniz günden güne iyileşiyor!
  50. İngilizce öğrenmek için hiçbir zaman çok erken yada çok geç değil. Bahaneler üretmeyin. Ne bekliyorsunuz?