[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Teknoloji, kuşkusuz insan hayatını kolaylaştırmak için üretilir. Teknoloji, özellikle de dijital dönüşüm, kuruluşlara sayısız avantajlar sunar. Daha iyi, daha hızlı, daha az hatayla, daha ekonomik, daha az maliyetle, daha az iş gücüyle, daha az karbon iziyle… Özetle iş gücü, dijital dönüşümün ve teknolojik imkânların gücüyle birçok konuda “daha az” eforla sağlanır. Bu sayede, çeşitli işlerde insan kaynağının yerini teknolojinin almasının, her yönden kuruluş için epey karlı olduğu söylenebilir. Bunun bir diğer önemli faydası da, çalışanların kendini ve mesleki donanımını geliştirip daha etkili bir şekilde uygulayabilmesi için fırsat vermesidir. Böylece, kuruluşların inovasyon hedeflerine hizmet eden fırsatlar doğar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
İnovasyon, bir ürün ya da hizmeti, olduğundan daha iyi hale getirmektir. İş süreçlerini teknolojiyle sistemleştirmek, insani iş gücü ve yaratıcılıkla birleştirerek yeniliğe yelken açmak, inovasyonu beraberinde getirir. Gereksiz angaryaların ve uzun süren rutin, sıkıcı işlerin; hızla, sistemli ve az maliyetle çözülmesi, insan emeğinin daha yaratıcı işlerde değerlendirilmesini sağlar. Operasyonlar göz önünde bulundurulduğunda, örneğin bir tedarik zinciri sürecinde; üretimden lojistiğe, bulut çözümlerinden, veri transferine, kültürler arası ticari emtiaya ait kodların başka türlü kod sistemine
çevrilmesi gibi rasyonel karmaşık işlemlerden basit angarya yığınlarına dek birçok işlem özel yapay zekâ çözümleriyle çözülebilir. Böylece bu tür teknolojiye yatırım yapan şirketler, çalışan gücünü daha verimli kullanabilir. Bu nedenle teknolojiye yapılan yatırımlar, örneğin bir kuruluşun dijital dönüşüm ihtiyaçları özelinde sunulan entegre çözümler için ayırdığı bütçe, aynı zamanda insan kaynağının verimli değerlendirilmesine yarar ve dolayısıyla inovasyon yatırımını destekler.
Hemen her iş kolunda ve operasyon süreçlerinde işleyişin sürdürülmesi ve yönetilmesi, insani ilişkileri ve ilgili becerileri gerektirir. İnsani ilişkilerde yer alan empati, etkin dinleme ve yorumlayarak geri bildirim sağlama gibi benzersiz iletişim becerileri ile sosyal beceriler her alanda vazgeçilmezdir. Başka bir deyişle, insan faktörü, iş gücüne değer katandır ve bu değer; satışta, lojistikte, satış sonrasında, üretimde, inovasyonda ya da diğer tüm operasyonel süreçlerde anlamlıdır. Bu nedenle, şirketler için tamamen teknolojiye bağlı ve insandan yoksun bir işleyiş mümkün değil.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Dijital dönüşüm ereği, yoğun rekabette ön plana geçmeyi arzulayan şirketler için “über dijitalleşme”ye evrilecek. Günümüzde, birçok vizyonsuz şirket tarafından sıklıkla değeri yeterince anlaşılmayan, el yordamıyla “halledilmeye” çalışılan, ucuza kapatılmaya çalışılan, veya bütçe kalemleri arasında sonlarda yer alan iletişim de her boyutta değer kazanacak. İstatistiklere ve birikimli bilgi yığınlarına göre çıkarımda bulunarak tüketici öngörüleri geliştirmek gibi konular yerine, asırlık aktarımlarla edindiğimiz iletişim becerileri, geleceğin yükselen değeri olacak.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]