Ruhr-Universität Bochum’daki (RUB) iki araştırmacı yeni bir bilinç teorisi geliştirdi. Uzun zamandır bilincin doğasını, beynin nasıl ve nerede bilinci oluşturduğunu ve hayvanların da bilince sahip olup olmadığı sorusunu araştırıyorlar.
Yeni kavram, bilinci, uyanık olduğumuzda otomatik olarak hüküm süren pasif bir temel durum olarak değil, karmaşık bilişsel işlemlere bağlı bir durum olarak tanımlar.
RUB’daki Davranışsal ve Klinik Sinirbilim araştırma grubundan Prof. Armin Zlomuzica ve eskiden Université Paris-Sorbonne’da, şimdi RUB’da olan Prof. Ekrem Dere, teorilerini Behavioral Brain Research dergisinde anlatıyor.
Yazarlar, konseptlerinin alternatif modellere göre bir avantajını açıklarken, “Platform Bilinç teorimizin altında yatan hipotezler deneysel çalışmalarda test edilebilir”. “Böylece, bilinç süreci insanlarda ve hayvanlarda ve hatta yapay zeka bağlamında keşfedilebilir.”
Platform teorisine göre bilinçle ilişkilendirilen karmaşık bilişsel işlemler, korunan ve işlenen zihinsel temsillere uygulanır. Algıları, duyguları, duyumları, anıları, hayalleri ve çağrışımları içerebilirler.
Bilinçli Bilişsel İşlemler, öğrenilmiş davranış veya alışkanlıkların artık başa çıkmak için yeterli olmadığı durumlarda gereklidir. İnsanların araba kullanmak veya duş almak için mutlaka bilince ihtiyacı yoktur. Ancak beklenmedik bir şey olduğunda, durumu çözmek için Bilinçli Bilişsel eylemler gerekir. Ayrıca gelecekteki olayları veya sorunları tahmin etmek ve uygun başa çıkma stratejileri geliştirmek için de gereklidirler.
En önemlisi, Bilinçli Bilişsel işlemler, insanların ve hayvanların yeni çevresel koşullara uyum sağlamasını sağlayan uyarlanabilir ve esnek davranışların temelinde yer alır.
Yeni teoriye göre, Bilinçli Bilişsel eylemler, alt platformları kontrol eden bir tür merkezi yönetici olan sözde çevrimiçi platform temelinde gerçekleşir. Alt platformlar, bilgi veya faaliyetler için depolama ortamı olarak davranabilir.
Bilinçli Bilişsel işlemler, farklı nöron ağlarının etkileşimi ile kolaylaştırılır. Armin Zlomuzica ve Ekrem Dere, “Boşluk Bağlantıları” (Gap Junction) olarak da bilinen elektriksel sinapsların bu bağlamda çok önemli olduğunu düşünüyor. Bu yapılar, sinir hücreleri arasında son derece hızlı sinyal iletimini sağlar. Hücreler arasındaki iletişimin nörotransmiterler ve modülatörlerin değişimi yoluyla gerçekleştiği kimyasal sinapslardan çok daha hızlı çalışırlar.
(“Boşluk Bağlantıları”, çok sayıda hayvan hücresi türü arasındaki özel hücreler arası bağlantılardır. Çeşitli moleküllerin, iyonların ve elektriksel uyarıların hücreler arasındaki düzenlenmiş bir kapıdan doğrudan geçmesine izin veren iki hücrenin sitoplazmasını doğrudan birbirine bağlarlar.)
Yazarlar, platform teorilerini test etmek için örneğin aşağıdaki deneyi öneriyorlar: Bir insan, bir deney hayvanı veya yapay zeka, yalnızca farklı bir bağlamda öğrenilen iki veya daha fazla kuralı birleştirerek çözülebilecek yeni bir problemle karşı karşıya. Depolanmış bilgi ve yeni bir probleme uygulamanın bu yaratıcı kombinasyonu, ancak “Bilinçli Bilişsel” işlemler kullanılarak gerçekleştirilebilir.
Araştırmacılar, boşluk bağlantılarını engelleyen farmakolojik maddeleri uygulayarak boşluk bağlantılarının süreçlerde gerçekten belirleyici bir rol oynayıp oynamadığını test edebilecekler. Boşluk bağlantı engelleyicileri, deneydeki performansı engellemelidir. Ancak, bireysel kuralların, öğrenilen bağlamlarda rutin olarak uygulanması yine de mümkün olmalıdır.
Yazarlar, “Önceden tanımlanmış bir çözüm algoritmasına sahip olmadığı yeni ve karmaşık bir sorunu bağımsız olarak çözebilen bir yapay zekanın ne ölçüde bilinçli kabul edilebileceğinin test edilmesi gerektiğini” belirtiyorlar.
“Birkaç koşulun yerine getirilmesi gerekir: Örneğin ilki, internetten bilgileri özerk bir şekilde tarayarak, değerlendirerek, seçerek ve yaratıcı bir şekilde birleştirerek bir pandemi ile mücadele için bir strateji önerirse, yerine getirilmiş olacaktır.”
Entelektüel kapasitelerin evrimi, değişen karmaşıklıktaki nöronal ağlar tarafından desteklenen bir bilinç seviyeleri sürekliliği ortaya çıkardı. Beyin patolojileri, nörodejeneratif (nöronların ölümü de dahil olmak üzere nöronların ilerleyen yapı veya fonksiyon kaybıdır. ) ve zihinsel hastalıklar Bilinçli Bilişi ve davranışı etkiler.
Bilinçteki bozulmalar nörolojik ve zihinsel hastalıkların en yıkıcı sonuçlarından biri olmasına rağmen, klinik öncesi araştırmalar için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir hayvan bilinç modelleri eksik.
Platform teorisi, uyaranların, çağrışımların, kavramların, hatıraların ve deneyimlerin zihinsel temsilleri çaba sarf edilerek (çalışma belleğinde) muhafaza edildiğinde ve aktif olarak manipüle edildiğinde, beynin bilinçli bir çalışma moduna girdiğini savunur.
Görev performansında yer alan bilinç düzeyine göre davranış paradigmalarını (Paradigma Türk Dil Kurumu sözlüğü anlam karşılığı; “Değerler dizisi” olarak tanımlanmıştır.) kategorize etmek için platform teorisi bir çerçeve ve değerlendirme standardı olarak kullanıldı. Platform teorisine göre, davranışsal bir paradigma, ortaya çıkan problem beklenmedik, yeni olduğunda veya üzerlerinde bilişsel işlemler gerçekleştirmek için büyük miktarda bilginin bakımını ve manipülasyonunu gerektirdiğinde Bilinçli Bilişsel işlemleri içerir.
Bilinçli Bilişsel işlemler, işlem kaynaklarının yeniden konumlandırılması ve dikkat odağının yeniden yönlendirilmesi ile ilişkilidir. Diğer görev ve paradigmalara kıyasla daha yüksek düzeyde bilinç gerektirdiği varsayılan testlerden oluşan bir bilinç davranış testi bataryası önerilmiştir.
Kemirgenler için bilinç testi bataryası aşağıdaki testleri içerir:
Bu test bataryasındaki performans, daha düşük bilinç seviyeleri gerektiren paradigmalardaki ve testlerdeki performansla karşılaştırılabilir. Ek olarak, bilinçle ilgili olmayan davranışsal fenotipleri kontrol etmek için ikinci bir, daha kapsamlı davranışsal test bataryası önerilmiştir.
Teorimiz, bilincin nörobiyolojik temelinin şifresinin çözülmesi için bir rehber görevi görebilir.
Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Nefes almak sadece oksijen için değildir.