İş Kazası 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 13’te tanımlanmıştır. Bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için;
İşveren, iş kazasını kolluk kuvvetlerine derhal, Sosyal Güvenlik Kurumu’na ise en geç kazadan sonraki 3 iş günü içinde haber vermelidir. İşverenin müdahalesi altında bulunmayan yerlerde geçirilen iş kazalarında bildirim süresi işverenin kazayı öğrendiği zamandan başlar. İşverence bildirimde bulunulmadığı takdirde iş kazasını işçi bildirmelidir. Bildirim yapılana kadar geçen süre zarfındaki geçici iş göremezlik ödeneği açıklanan sürelerde bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenden tahsil edilir. Ayrıca bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene her yıl yeniden değerlemeye göre belirlenen ve işyerinin tehlikelilik türü, çalışan sayısı gibi özelliklerine göre değişen tutarda idari para cezası da uygulanacaktır.
4/b kapsamında iş kazası geçiren sigortalının ise bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle kendisine geçici iş göremezlik ödeneği bildirimde bulunana dek ödenmeyecektir.
Ayrıca iş kazası eksik veya yanlış bildirilmişse, Kurumca yapılan yersiz ödemeler ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizle Kurumu yanılgıya uğratan, gerçeğe uygun olmayan bildirimde bulunanlardan tahsil edilir.
İş kazası neticesinde kaza geçiren sigortalıya veya hak sahiplerine aşağıdaki ödemelerde bulunulur :
İş kazalarına ilişkin açılacak davalarda görevli mahkeme İş Mahkemeleridir.
İş kazalarına ilişkin davalarda yetkili mahkeme ise,
İş Kazası meydana geldikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazasına ilişkin rapor tutulur. İşçiye bu rapor doğrultusunda Kurum tarafından yukarıda bahsedilen gelirlerden durumuna göre ödeme yapılır. İş kazası neticesinde işverenin sorumluluğunu doğuracak bazı sebepler şunlardır:
İş kazası neticesinde işçinin işverenlerden talep edebileceği çeşitli tazminat kalemleri bulunmaktadır: Maddi Tazminat, Manevi Tazminat, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı gibi tazminat talepleri bulunmaktadır.
Öncelikle tazminat taleplerinin, iş kazasının meydana gelmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirtelim.
Açılacak Davalarda görevli mahkeme İş Mahkemeleridir.
Yetkili mahkemenin tespiti ise,
İşverenin iş sözleşmesine ilişkin tek borcu ücret ödeme değildir. Yaşam hakkının kutsallığı nedeniyle iş güvenliğine ilişkin önlemleri alma borcu da bulunmaktadır. Bu sebeple iş kazasının meydana gelmesinde işverenin alması gereken önlemleri almaması nedeniyle
İşçinin vefatı durumunda ise;
Şunu belirtmek gerekir ki; işçiye ödenecek maddi tazminat tutarı belirlenirken Sosyal Güvenlik Kurumunca kendisine bağlanan gelir veya ödemeler göz önünde bulunur bunların maddi tazminattan mahsubu gerçekleştirilir.
İş kazası neticesinde zarar gören işçinin veya ağır bedensel zarar veya ölüm halinde yakınlarının manevi tazminata hak kazanabilmesi için bazı şartlar gerekmektedir :
İşverenin hukuka aykırı hareketinin sonucunda bir zarar meydana gelmesi, hareket ile zarar arasında illiyet bağı kurulması ve işçinin cismani zarar görmesi.
İş Kazalarında Manevi Tazminatın Belirlenmesinde Yargıtay’ın Değerlendirmesine İlişkin Örnek Bir Karar
”Manevi tazminatın miktarı konusundaki ölçütleri olay tarihinde yürürlükteki borçlar kanunun 47.maddesi ile 26.06.1966 gün ve 7/7 sayılı İBBGK kararı ile bu doğrultuda verilen yargısal kararlar oluşturmaktadır”.
Buna göre:
Hakim hususi halleri nazara alarak adalete uygun tazminata karar verebilecektir. Bu çerçevede uygulamada belirlenen ölçütler ise şunlardır:
Bu ölçütler ışığında davalı taraftaki kusur yoğunluğu ve davacıların oğullarının vefat etmesi nedeniyle her bir davacı için 70.000,00 TL manevi tazminat verilmesinin hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. ( Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/7266 E. , 2019/4064 K. 23.05.2019 T. ) ”
İş kazası sonucunda işçinin vefatı meydana gelir ve vefat eden işçinin desteğinden yoksun kişiler mevcut ise bu kişilerin işverenden destekten yoksun kalma tazminatı talep hakları mevcuttur.