İş Mahkemesini Kazanan İşçi Tazminatını Nasıl Alır veya Tahsil Eder?

İşçi işveren aleyhine iş mahkemesinde açtığı davayı kazanan işçi alacaklarını nasıl tahsil edecektir.

Mahkeme açılmış olan davada davacı işçi lehine karar vermişse işçi karar kesinleşmese bile icra müdürlüğünde ilamlı bir icra takibi başlatabilir. İşçi bu icra takibini Türkiye’deki herhangi bir icra dairesinde yapabilir.

İcra dairesi borçlu işverene bir icra emri göndererek borcun 7 gün içinde ödenmesi gerektiğini bildirir.

Karara karşı istinaf yoluna gitmek isteyen işveren istinaf incelemesi tamamlanıncaya kadar tehiri icra kararı yahut icranın geri bırakılması kararı almayı tercih edebilir. Bunun için icraya konulmuş alacağın tamamını karşılayacak bir teminat yatırması veya borcu karşılayacak tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz etmesi gerekir. İşveren teminat yatırırsa, icra müdürü kendisine tehiri icra kararı getirmek üzere bir mehil vesikası verir. İcra mahkemesinin vereceği tehiri icra (icranın geri bırakılması) kararıyla istinaf incelemesinin sonuna kadar icra takibi durdurulur.

İşveren İflas Ederse İşçinin Kıdem Tazminatı Öncelikli Midir?

Külli icra olarak adlandırılan iflasta amaç; müflisin malvarlığını cebri icra ile tasfiye ederek bütün alacaklıların mümkün olduğu kadar tatmin edecek şekilde, borçların ödenmesini sağlamaktır.

Kanun yapıcı bazı alacakların diğerlerinden daha fazla korunmasının adalet ve hakkaniyete muvafık olacağı düşüncesiyle alacakların belli bir sıraya göre tatmin edilmesini öngörmüştür. Bu kapsamda İcra ve İflas Kanunu’nun 206. maddesindeki düzenleme hayat bulmuştur.

İşverenin iflas etmesi durumunda alacaklıların tamamına alacaklı oldukları tutarının tümünün ödenmesi beklenirse de genellikle karşılaşıldığı üzere bu sonuç pek mümkün olmaz. Bu durumda öncelikle rehinli alacak varsa rehinli alacakların sonra imtiyazlı alacakların ve son olarak imtiyazsız alacakların ödenmesi yoluna gidilir.

Rehinli alacak yoksa veya var olan rehinli alacakların ödenmesinden sonra öncelikle imtiyazlı alacaklar en sonda ise imtiyazsız alacaklar ödenir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 206. Maddesinde hangi alacakların imtiyazlı olduğu belirtilmiştir.

İİK m. 206 “ İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları” birinci sıra alacaklardan saymıştır.  Buna göre kıdem tazminatı ve diğer işçi alacakları , iflas yoluyla tasfiyede rehinli alacaklardan hemen sonra adi alacaklardan ise önce ödenir.

“İflasın hükümle açılacağını” düzenleyen İİK m. 165’ e göre iflasın açılma anı mahkemece iflas kararının verildiği tarihtir

İşverenin Mal ve Alacaklarının Haczi Durumunda İşçilik Alacakları Öncelikli Midir?

İşverenin kıdem tazminatı ve diğer işçilik haklarını ödemediği ihtimalde işçi, dava ve/veya cebri icra yoluyla alacaklarını elde etmeye çalışacaktır.

Bu kapsamda işçi, ilamsız takip yolu, alacağı bir mahkeme kararı sonrasında ilamlı takip yolu yahut kendisine alacakları için bazen rastlandığı üzere çek ve bono gibi kambiyo senedi verildiyse kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile işveren hakkında icra takibi başlatabilir.

İcra takip süreci içerisinde İşçi takibin kesinleşmesi sonrasında işverenin mal varlığına haciz koydurarak haczedilen malların satışını isteyebilir.

Satış tutarının bütün alacakları ödemeye yetmemesi halinde icra müdürü kendiliğinden yeni hacizler yaparak haczi tamamlar. Buna rağmen haczedilen mallarının satış bedeli bütün alacaklıların alacağını ödemeye yetmezse icra dairesi bir sıra cetveli düzenleyerek paylaştırma yapar.

Bu paylaştırma da İİK m. 206 hükmü gözetilerek yapılır. Zira İİK m. 140/2 “ Alacaklılar 206. madde mucibince iflas halinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar.” Şeklindedir.

Ancak İşverenin mallarının haczinde İİK m. 206 ile işçilere tanınan imtiyaz mutlak şekilde uygulanmayacaktır. İcra ve İflas Kanunu’nun 100 ve 101. Maddelerine göre hacze iştirak hali mevcut ise iştirak derecesi içindeki sıra İİK M. 206’ ya göre belirlenecektir. Yargıtay’ın uygulaması da bu doğrultudadır.

İşverenin Konkordato İlan Etmesi Halinde Kıdem Tazminatı ve İşçilik Alacaklarının Durumu

Konkordato” iflas tehlikesi altında olan firmaların, alacaklılar ile yaptıkları ve mahkemenin tasdiki ile bağlayıcı hale gelen borçlarının yeniden yapılandırılması suretiyle mali durumunun düzeltilerek iflastan kurtulmasını amaçlayan bir takip hukuku anlaşmasıdır. Kısaca söylemek gerekirse konkordato firmaların borçlarının yeniden yapılandırılmasını sağlayan ve mahkeme denetiminde yürütülen bir süreçtir. Bu sürecin sonunda mali darboğaza giren firma iflastan kurtulurken alacaklılarından da belirli bir tenzilat ve vade ile de olsa alacağına kavuşması mümkün olmaktadır.

İİK m. 285 “Borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir” hükmünü havidir.

Konkordatonun borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan firmaların iflastan kurtulmak için başvurduğu bir yol olduğu söylenebilir.

İİK m. 294 hükmü uyarınca konkordato mühleti içinde, borçlu aleyhine, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve önceden başlamış takipler de durur. Yine bu süre içinde ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz. Bu durumun zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçmesi riskini ortadan kaldırmak için de İİK m.  ‘ de takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemeyeceği açıkça belirtilmiştir .

Konkordato mühleti içinde takip yasağının tek istisnası İİK m. 206’ da sayılan imtiyazlı alacaklardır. İİK m. 294/2 bu hususu 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir” şeklinde ifade etmiştir.

Zikredilen hükme göre “ İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları için konkordato sürecindeki borçlu hakkında icra takibi başlatılabileceği gibi daha önce açılmış olan takibe de devam edilebilecektir.