İŞÇİLİK ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMI SORUNSALI

İş Hukuku çok spesifik bir alan olması nedeni ile bilinmesi gereken nüansların eksik, yanlış ya da bilinmemesi halinde ciddi hak kayıplarına neden olmaktadır. Bu konulardan birisi de işçilik alacaklarına uygulanan zamanaşımı süreleridir.

Bir çok işçi zamanaşımı sürelerinden habersiz veya yanlış bilgilere sahiptir. Bu örneklerden biri de yakın zamanda başıma geldi. Müvekkil, haksız şekilde işten çıkarılmasına rağmen çok uzun süre dava yoluna başvurmadığından bir çok alacağı zamanaşımına uğradı. Bu kadar süre beklemesinin sebebini sorduğumda ise; ne kadar bekler ise o kadar faiz alacağına hak kazanacağını düşündüğünü söyledi. Faiz alacağına kavuşayım derken ana para alacak hakları da zayi oldu bu şekilde.

Bu sebepler ile zamanaşımı konusunda bir yazı yazma gereğinde bulundum. Faydalı olması dileği ile…

ZAMANAŞIMI NE DEMEKTİR?

Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.

Kanunlarda belirlenmiş süreler geçince , artık ilgili haklar mahkeme nezdinde talep edilemez hale gelmektedir.

ARABULUCULUK AŞAMASINDA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ NASIL ETKİLENİR?
Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede hem işçilik alacakları hem de işe iade davası bakımından zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. (7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3/17. madde)
İŞE İADE DAVALARINDA ARABULUCU AŞAMASINDA ANLAŞILAMAMASI HALİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİ NE KADARDIR?

Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşmaya tarafların anlaşmaya varamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde işe iade davası açılmalıdır.

ZAMANAŞIMI DEF’İ EN GEÇ NE ZAMANA KADAR İLERİ SÜRÜLEBİLİR?

5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 7. Maddesine göre ; İş Mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Bu nedenle zamanaşımı defi ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılması gerekmekte idi.

Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 447. maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış , aynı Yasa’nın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir. Bu kanun değişikliği gereği 319. madde hükmü uyarınca savun­manın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zama­naşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir.
ISLAHA KARŞI ZAMANAŞIMI DEF’İ İLERİ SÜRME SÜRESİ NE KADARDIR?

Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 Sayılı HUMK hü­kümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönün­den hüküm ifade etmekte idi. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunabilecektir.

Yukarıda belirtildiği üzere ; cevap dilekçesi ile zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Ka­nunu 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı def’i ancak davacının açık muvafakati ile yapılabilir . Yani susma şeklinde muvafakat 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre geçerli bir muvafakat sayılmamaktadır.

Zamanaşımı definin, cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür . (Yargıtay HGK. 2010/9-629 E. 2011/70. K. Ve 04.06.2011 tarihli Kararı)

ZAMANAŞIMI DEF’İ RESEN GÖZETİLİR Mİ?

Hakim, davalı tarafından ileri sürülmeyen zamanaşımı def’ini ve süresini resen gözetemez.

KANUNDA BELİRTİLEN ZAMANAŞIMI SÜRELERİ SÖZLEŞME İLE DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?
6098 Sayılı Borçlar Kanunu 148. Maddeye göre; ‘’ Bu ayırımda belirlenen zamanaşımı süreleri, sözleşmeyle değiştirilemez .”
İŞÇİLİK ALACAĞI DAVALARINDA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ NE KADARDIR?

Bu sorunun cevabını 12.10.2017 öncesi ve sonrası diye 2 başlık şeklinde açıklamak gerekmektedir. Çünkü; 12.10.2017 tarihinde kabul edilen 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile bir çok değişiklik yapılmış olup iş bu değişikliklerden birisi de yıllardır uygulana gelen zamanaşımı sürelerdir. Buna göre;

İş akdi 12.10.2017 tarihi öncesi sona erenler bakımından uygulanacak zamanaşımı süreleri;
*Uygulama ve öğretide kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkin davalar , Borçlar Kanunu 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur.
*Yine tazminat niteliğinde olmaları nedeni ile;
  • Sendikal tazminat,
  • Kötü niyet tazminatı,
  • İşe başlatmama tazminatı,
  • İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan tazminat,
  • 4857 Sayılı İş Kanunu 5. maddesindeki eşit işlem borcuna aykırılık nedeni ile tazminat ,
  • 4857 Sayılı İş Kanunu 26/2. maddesindeki maddi ve manevi tazminat ,
  • 4857 Sayılı İş Kanunu 28. maddesindeki belgenin zamanında verilmemesinden kaynaklanan tazminat,
  • 4857 Sayılı İş Kanunu 31/son maddesi uyarınca askerlik sonrası işe almama nedeni ile öngörülen tazminat alacakları da on yıllık zamanaşımına tabidir.

*4857 Sayılı İş Kanunu’ndan önce yürürlükte bulunan 1475 Sayılı Kanun’da ücret alacaklarıyla ilgi olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 Sayılı İş Kanunu 32/8. maddesinde, işçi ücretlerinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir.

  • Yargıtay’ın kararlarına göre işçi ücretleri ; normal ücret, AGİ, fazla çalışma, hafta tatili, UBGT ücreti, ferdi iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmış olan ücret zamları, ikramiye, prim, yemek ve servis ücretleri, tediye alacağı, yakacak ve giyim yardımları, bayram ve izin harçlıkları ve değişik biçimlerde kararlaştırılmış olan işçilik haklarıdır. Bu alacakların tamamı; 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.

*Yargıtay yerleşik uygulamasına göre ; Eski Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde doğan, yıllık ücretli izin alacağı 5 yıllık zaman aşımına tabi olup, 6098 Sayılı TBK.’nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden sonra doğan ücret benzeri dönemsel edim niteliğinde olmayan yıllık ücretli izin alacağı 10 yıllık zaman aşımına tabidir. (Yargıtay 9.HD. 2012/4463 E., 2014/9144 K. Sayılı kararı)

* işe iade davası ; 1 aylık zamanaşımına tabidir.

İş akdi 12.10.2017 tarihi sonrası sona erenler bakımından uygulanacak zamanaşımı süreleri;
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Zamanaşımı süresi’’ başlıklı EK 3. Maddesi ile 4857 Sayılı İş Kanunu’na eklenen madde ile zamanaşımı süreleri şu şekilde revize edilmiştir ; ‘’İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi beş yıldır.
a) Kıdem tazminatı.
b) İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.
c) Kötüniyet tazminatı.

d) İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.

Bu düzenleme ile yukarıdaki alacaklar bakımından  10 yıllık zamanaşımı süresi uygulaması sona ermiştir.

KANUN METNİNDEN ANLAŞILMAYAN TAZMİNATLAR BAKIMINDAN ZAMANAŞIMI SÜRESİ NE KADARDIR?
Yukarıdaki kanun metninden net olarak anlaşılamayan ;
  • Sendikal tazminat,
  • İşe başlatmama tazminatı,
  • İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan tazminat,
  • Çalışma belgesinin zamanında verilmemesinden kaynaklanan tazminat,
  • 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 26/2. maddesindeki maddi ve manevi tazminat ile
  • Askerlik sonrası işe başlatmama tazminatı bakımından 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olmaya devam edeceği düşüncesindeyim.
YENİ ZAMANAŞIMI SÜRELERİNDE YER ALAN ÖNEMLİ BİR NÜANS DA ŞUDUR;

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 16. Maddesi ile; ‘’Ek 3. maddede belirtilen yıllık izin ücreti ve tazminatlar için bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam eder. Ancak, zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, Ek maddede öngörülen süreden uzun ise, Ek 3. maddede öngörülen sürenin geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş olur.” Hükmü ile 12.10.2017 öncesi talep etme hakkı doğan yıllık izin, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ve eşit işlem ilkesine aykırılık tazminatı da 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi tutulmuştur.

Bu karmaşık durumu örnek ile açıklar isek; iş akdi 17.10.2015 tarihinde sona eren bir işçinin kıdem tazminatı alacağı eski mevzuatta yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir ancak kanunkoyucu tarafından yeni kanun ile getirilen sınırlama gereği zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmının, yeni süre olan 5 yıldan daha uzun olamayacağı belirtilmiştir. Bu durumda bu işçinin kıdem tazminatı için zamanaşımının son günü 17.10.2025 değil, kanunun yürürlüğe girdiği 12.10.2017 tarihinden 5 yıl sonrası yani 12.10.2022 olacaktır.

ZAMANAŞIMI SÜRELERİNİN BAŞLAMASI;
  • İş sözleşmesi devam ederken kullanılması gereken ve iş sözleşmesinin feshi ile istenebilir alacak niteliği doğan yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımı süresinin iş akdinin fesih tarihinden başlatılması gerekir .
  • Kıdem ve ihbar tazminatı hakkının doğumu; hizmet akdinin feshedildiği tarihtir .
  • Diğer tazminatlarda zamanaşımı başlangıcı ; ilgili fiilin gerçekleştirildiği tarihtir. Ör; iş kazasının meydana gelmesinden veya meslek hastalığının hastane raporuyla tespitinden itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
  • Yukarıda belirtilen ücret ve ücret niteliğinde olan fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili gibi çalışmaya dayalı ücretler için zamanaşımı süresi , hak edildikleri ayı takip eden ilk maaş ödeme gününden itibaren başlar.
  • İşe iade davalarında zamanaşımı , işçinin fesih bildirimini almasından itibaren başlar.
KONUYA İLİŞKİN YARGITAY İÇTİHADI;
‘’Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, … sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, … sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin … sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin … sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir..’’ (Yargıtay 22. HD. 2018/11832 E., 2018/20937 K. ve 03.10.2018 Tarihli Kararı)
ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN HESAPLAMASI NASIL YAPILIR?
  • Zamanaşımı; alacağın muaccel olduğu anda başlayacaktır. Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımı; bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar.
  • Süreler hesaplanırken zamanaşımının başladığı gün sayılmaz ve zamanaşımı ancak sürenin son günü de hak kullanılmaksızın geçince gerçekleşmiş olur. (Borçlar Kanunu 151. Madde)
FAİZLER BAKIMINDAN ZAMANAŞIMI?
Borçlar Kanunu 131. maddesi gereğince , asıl alacak zamanaşımına uğradı­ğında faiz ve diğer ek haklar da zamanaşımına uğrar. Diğer bir deyişle ; faiz alacağı, asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. Borçlar Kanunu 152. maddesi de aynı doğrultudadır .
KISMİ DAVADA ZAMANAŞIMI ;

Kısmi davalarda fazlaya ilişkin saklı tutulan alacaklar bakımından zamanaşımını kesilmez. Zamanaşımı, sadece alacağın kısmi davaya konu edilen kısım için kesilir.

ZAMANAŞIMINI KESEN HALLER NELERDİR?

  • BORÇLUNUN BORCUNU İKRAR ETMESİ ; Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup, borçlunun kendi borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır. (6098 Sayılı Borçlar Kanunu 154. Madde) Borç ikrarının sonuç doğurabilmesi için, eylem yeteneğine ve malları üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan borçlunun veya yetkili kıldığı vekilinin, bu iradeyi alacaklıya yöneltmesi ve zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Borç ikrarı, işlemekte olan zamanaşımını kesmekte olup zaten zamanaşımına uğramış alacaklar bakımından borç ikrarının herhangi bir sonuç doğurmayacağı ise izahtan varestedir.
  • DAVA AÇILMASI VEYA İCRA TAKİBİ YAPILMASI ; zamanaşımını kesen nedenlerdendir. (6098 Sayılı Borçlar Kanunu 154. Madde 2. Fıkra) Kanun’un 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde, yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir.
  • MÜTESELSİL BORÇLUYA KARŞI ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ ; 6098 Sayılı Borçlar Kanunu 155. maddesi; “ Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur. ” Hükmünü amirdir. Bu hükme göre; müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımının kesilmesi, diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını keser (818 Sayılı Borçla Kanunu madde).
ZAMANAŞIMININ KESİLMEDİĞİ HALLER NELERDİR?

İhtiyati tedbir istemi ile mahkemeye başvurma veya işçilik alacaklarının tespiti ve ödenmesi için Bölge Çalışma İş Müfettişliği’ne şikâyette bulunma kanun metninde açıkça belirtilmediğinden; zamanaşımını kesen nedenler olarak kabul edilemez .

Ancak işverenin, şikâyet üzerine Bölge Çalışma Müdürlüğü’nde alacağı ikrar etmesi, zamanaşımını kesmektedir.

Yukarıda anlatılanların tamamı Yargıtay 22. HDH. 2018/11815 E., 2018/21126 K. Ve 08.10.2018 Tarihli kararında yer almakta olup iş bu kararın en güncel karar olması nedeni ile zamanaşımı ile ilgili tüm ihitlaflarda atıfta bulunulması mümkündür.