İşçinin Ölümü Halinde Kıdem ve Ölüm Tazminatı Genelde ölüm sonrasında işçi yakınları tarafından merak edilen bir konu haline gelmiştir.Öncelikle Kıdem tazminatını inceledikten sonra hak sahipliğine değineceğiz.
Kıdem tazminatı; iş sözleşmesi en az bir yıl süren işçinin kanunda sayılı olan nedenlerle iş sözleşmesinin sona ermesi halinde, işveren tarafından kendisine ödenmesi gereken bedeli ifade etmektedir. Kıdem tazminatı alınmasını haklı kılan sebepler ise aşağıda belirtildiği gibidir:
Borçlar Kanunu’ nun İşçinin Ölümü başlıklı 440. maddesinde şöyle ifade edilmektedir: “Sözleşme, işçinin ölümüyle kendiliğinden sona erer. İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.”
Yargıtay kararlarına baktığımızda işçinin ölümü halinde ihbar tazminatı ödenmemektedir. İhbar tazminatı ödenmeyecek diğer haller ise işçinin emekli olması halinde, işverenin bildirim süresine ait ücreti peşin vermesi halinde, işyerinde meydana gelen iş kazası sonrasında işçi tarafından sözleşmenin feshi halinde, belirli süreli iş sözleşmelerinin feshedilmesi halinde olarak sıralanabilir
İşçinin ölümü halinde hak edilmiş tazminat tutarı, kanuni mirasçılarına ödenir. Ölüm sonrası ölen işçinin mirasçılarına yetkili mahkemeden alacakları ölüm ilamı (veraset ilamı) ile işverene başvurdukları anda işçinin hak ettiği kıdem tazminatı miktarı ödenmelidir
İşçinin ölümü halinde kural olarak yasal mirasçıları, miras payları oranında kıdem tazminatını talep etme hakkını haizdir. Bu anlamda kanunu mirasçılar yani eş ve çocuklar, torunlar, anne ve baba duruma göre kıdem tazminatını talep etme hakkına sahip olabilirler.
Borçlar Kanunu’nda düzenlendiği üzere, s özleşme, işçinin ölümüyle kendiliğinden sona erer. İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.
Kıdem tazminatı alabilmek için işçinin en az 1 yıl çalışması öne sürülürken ölüm tazminatı talep etmek bakımından ise, işçinin belirli bir süre çalışması şartı öngörülmemiştir. Sözleşmenin, işçinin ölümüyle kendiliğinden sona ereceği ve ölüm tazminatı yükümlülüğünün doğacağı kararlaştırılmıştır.
Ölüm tazminatı, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına,şayet bunlar yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere ödenmelidir. Fakat kıdem tazminatına ilişkin 14. Maddesi hala geçerli olan mülga İş Kanun’u hükmü uyarınca işçinin ölümü halinde kıdem tazminatını talep etmeye hak kazanan kişiler işçinin yasal mirasçılarıdır.
Kıdem tazminatı, kural olarak işçinin çalıştığı her yıl için otuz günlük yani, aylık, brüt ücret üzerinden hesaplanmaktadır.
Belirlenen bu brüt ücret işçinin çalıştığı yıl ile çarpılarak alacağı tazminat miktarı belirlenmektedir.
İşçinin ölümü halinde,
yasal mirasçıları öncelikle mahkemeye başvurarak veraset ilamı almalıdırlar. Bununla birlikte miras payları oranı gözetilerek belirlenen ve kendilerine ödenmesi gereken tutarda kıdem tazminatını işverenden talep etmelidirler. İşveren tarafından kıdem tazminatının yasal mirasçılara ödenmemesi durumunda ise mirasçılar , işçinin ölüm tarihinden itibaren on yıl içerisinde İş Mahkemeleri’nde açacakları bir dava ile kıdeme ilişkin alacaklarını ileri sürme hakkına sahiptirler. Dolayısı ile mirasçılar bir dilekçe ile ve ekinde mahkemeden aldıkları veraset ilamını da sunmak suretiyle İş Mahkemelerine başvurarak bu davayı açabilecektir.
İşçi bir iş kazası sonucunda ölmüş ise, işveren üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğine bakılarak kusuru oranında sorumlu olmaktadır. İş kazaları sonucunda işverenin hukuki ve cezai sorumluluğundan bahsetmek mümkündür. İşçi ve işveren ilişkisi öncelikle sözleşmeye bağlı bir ilişki olması nedeniyle, iş kazaları sözleşmeden kaynaklanan sorumluluk türüne göre çözümlenebilmektedir. Bu yönüyle konu ele alındığında iş kazalarında, sözleşmeden doğan sorumluluk ile haksız fiil sorumluluğunun yarıştığını ifade edebilmek mümkündür.
Ayrıca Kanunda belirtilen ve yukarıda da bahsettiğimiz tazminatları da ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır
Kıdem tazminatı alacakları bakımından açılacak davada görevli mahkeme İş Mahkemeleri iken yetkili mahkemenin tespiti bakımından; kıdem tazminatı alacağına ilişkin açılacak davalarda işçinin işini gördüğü yer mahkemesi ve davalının yani işverenin yerleşim yeri mahkemesi yetkili mahkemedir.
İş Hukuku’na İlişkin Uyuşmazlıklarınızın Çözümü Hususunda Hukuki Destek ve Detaylı Bilgi İçin Farah Hukuk İle İletişime Geçmeniz Tavsiye Olunur.