İstanbul Kent Konseyi’nin BM Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada iki kıtayı birleştiren şehrin, doğal varlıkları ve ekolojik değerine dikkat çekilirken, yaşanan tehditle ve olası çözüm önerileri yer aldı. Konseyin twitter hesabından destek verebilirsiniz: https://twitter.com/istkentkonseyi/status/1401058683124170755 https://twitter.com/istkentkonseyi/status/1401058683124170755
Konunun uzmanları ve sivil toplum örgütleri, bu açıklamayı; ‘cesaretli, kapsamlı ve bilgilendirici’ bulduklarını belirttiler. Böylesine ‘cesaretle ve özeleştiri içeren bir açıklamanın ilk defa resmi ve sivil tüm aktörleri bünyesinde bulunduran kanunla kurulmuş bir yapılanmadan gelmesi takdirle karşılandı.
Kent Konseyi’nin şehri ve coğrafyayı tehdit eden başta Kanal İstanbul olmak çevre üzerinde geri dönüşü olmayan ağır tehditler getirebilecek proje ve tehditlere karşı çıkmak için en uygun platform. Konsey, siyasetin üzerinde direk vatandaşın karar alıp, uygulayabileceği ileri demokrasi teorisinin bir ürünü gibi aslında. Bu sebeple Kent Konseylerinin aktif çalışmasıyla çevre sorunlarının siyaset üstü bir düzlemde ele alınması oldukça önemli.
Açıklamada; öncelikle İstanbul’un halen yüzde 60’ını kapsayan tarım ve orman alanları ile ekolojik açıdan önemli sulak alan ve kumullara sahip ekolojik alanlarına dikkat çekildi. Adeta ‘bakımsız ve yıpratılmış güzel’ benzetmesi yapıldı. Çevre Düzeni Planına rağmen şehrin bu korunması gereken alanlar üzerine doğru büyütüldüğüne dikkat çekildi. Deniz salyası sorununa dikkat çekerek biran önce gereken tedbirlerin alınmaması halinde Marmara Denizi ekosisteminin yok olacağı uyarısında bulunuldu. İstanbul Havalimanı’nın, Uluslararası öneme sahip Terkos Gölüne büyük zarar verdiği tespitinde bulunuldu.
Açıklamada; BM’nin bu yılki Dünya Çevre Gününü doğayı tamire ayırdığını ve tüm devletlerden bu yönde çabalarına hız vermelerini istediğini vurgu yapıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde son seçimde yönetimin değişmesinden sonra uzun seneler ihmal edilen İstanbul Kent Konseyi fiilen faaliyete geçti.
Kent Konseyi Nedir?
Kanunla kurulan İstanbul Kent Konseyi çatısı altında resmi ve sivil kurum ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri yer alıyor. 6 ayrı meclis; (Kadın Meclisi, Gençlik Meclisi, Çocuk Meclisi, Engelliler Meclisi, 65+ Meclisi, Yüksek Öğretim Meclisi) ile toplumun ihtiyaç duyduğu 19 ayrı alt çalışma alanında hemşeriler fikir ve çözüm üretip, harekete geçiyor
Kent Konseyi’nin Cesaretli ve Kapsamlı Açıklaması Şöyle:
Birleşmiş Milletler, 1972’de İsveç’in başkenti Stockholm’deki konferansta 5 Haziran’ı, ‘Dünya Çevre Günü’ ilan etmiştir. O tarihten bu yana her yıl 5 Haziran tarihinde çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek, halkın katılımını geliştirmek ve politik ilgiyi arttırmak üzere dünya genelinde çeşitli farkındalık çalışmaları yapılmaktadır.
Dünya Çevre Günü bu sene ‘Ekosistem Restorasyonu’ ana teması ile gerçekleştirilmektir. İstanbul Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu olarak, tüm duyarlı yurttaşlarımızı ekosistem tahribatına ivedilikle son vermek ve oluşan tahribatın onarılmasını sağlamak için birlikte çalışmaya davet ediyoruz. İstanbul’un, bugün hala yaklaşık yüzde 60’ı tarım ve orman alanları ile kaplıdır. Kentimiz dünyadaki sayılı kuş göç yollarından birinin üzerindedir. Eşsiz sulak alanlarımız ve kumullarımızda, aralarında nesli tehdit altında olan ve endemik türlerinde bulunduğu özgün bir ekosistem yaşamaktadır. 2009 tarihli Çevre Düzeni Planı’nda İstanbul’un kuzeye doğru büyümesinin durdurulması hedeflenmesine rağmen, son 20 yılda bu yöndeki büyüme gün geçtikçe artarak devam etmektedir. Mega projeler ve yapılaşma baskısı birleşerek Kuzey Ormanları’nın parçalanmasına ve bütüncül yapısını kaybetmesine sebep olmaktadır. Bu da, İstanbul’un özgün biyolojik çeşitliliğine önemli ölçüde zarar vermektedir. Ormanların barındırdığı yaban hayatı ve endemik türler tehlike altına girerek İstanbul’un öne çıkan en önemli değerlerini yok etmektedir. Su havza kuşaklarında yer alan yapılaşma sonucu hem flora hem de fauna olumsuz yönde etkilenmekte, kirlilik yoğunlaşmakta ve su kaynakları zarar görmektedir. İstanbul’un su havzalarında 8 bin 829 hektar düzensiz yapılaşmış yerleşim alanı yer almaktadır.
Marmara Denizi Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya
İstanbul, kentleşme oranı dolayısıyla büyük ölçüde çevre tahribatına maruz kalmaktadır. İki kıtayı buluşturan şehrimiz bu yıl 5 Haziran’a, Marmara ve Boğazlarda atık su ve deniz suyu sıcaklığının iklim krizine bağlı olarak artması sonucu on ‘müsilaj’ sorunu ile girmektedir. Bu sorun canlı yaşamını tehdit altına almaktadır. Ne yazık ki atık su arıtma tesislerinin yalnızca 37’sinde ileri biyolojik ve biyolojik arıtma yapılabilmektedir. Geri kalan tesislerde ise sadece ön arıtmayla atık suyu denize deşarj edilmektedir. Bu eksikliğin biran önce giderilmesi gerekmektedir. İstanbul için hayati bir öneme sahip olan içme suyu havzalarında 1,5 milyon insan yaşamaktadır. İçme suyu havzalarından geçen otoyollar su havzalarını koruma güçlüğü doğurmaktadır.
İstanbul Havalimanı’nın faaliyete geçmesiyle Terkos Havzası’nın doğal yapısı bozulmuş, bölgede yapılaşmalar artmıştır. Birleşmiş Milletler, Dünya Çevre Günü’nde ormanlardan tarım arazilerine, dağların tepesinden denizin derinliklerine kadar milyarlarca hektarı canlandırma misyonunu hedeflemektedir. Tüm devletlerden ‘Ekosistem Restorasyonu On Yıl Girişimini’ başlatmalarını istemektedir. Bu çağrı dikkate alınarak çevre politikalarının belirlenmesini talep ediyor ve bireysel olarak da farkındalığımızı arttırarak çevre sorunlarını birlikte aşabilmeyi diliyoruz.
.