İstirdat Davası Nasıl Açılır? konusunu istirdatın tanımı ve davanın genel tanımını yaparak anlatalım.Kanunda anlatılan konumu ile başlayalım.
İcra takibinin nasıl açılacağına dair makalemizde anlattığımız gibi icra takibinin açılması üzerine borçluya bir ödeme emri gönderilmekte idi. Borçlunun bu emre itiraz etme hakkı olduğu gibi, itiraz etmemiş olma yahut itirazının kaldırılması halinde de borçlu olmadığı iddiasında bulunma hakkını elinde bulundurmaktadır.
Borçlu bu durumda, borcunun mevcut olmadığı yönünde tespit talebiyle menfi tespit davası açabilmekte ve ihtiyati tedbir kararı aldırabilmektedir. İhtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilememekle birlikte borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine yönelik talepte bulunabilmektedir.
Ancak borçlu, menfi tespit davası açmamış borcu da cebri icra tehdidi altında ödemiş bulunmakta ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesini sağlamak üzere dava açma hakkına sahiptir. Bu dava istirdat davası olarak isimlendirilmektedir. Bu anlamda istirdat davası ile esasen icra takibi esnasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istenmektedir.
İstirdat davası açabilmek kanunda öngörülen bazı şartların vuku bulması halinde mümkün olmaktadır.
Aşağıdaki her iki halde de istirdat davası açılması mümkündür.
İcra takibinin nasıl açılacağına dair makalemizde anlattığımız gibi icra takibinin açılması üzerine borçluya bir ödeme emri gönderilmekte idi. Borçlunun bu emre itiraz etme hakkı olduğu gibi, de borçlu olmadığı iddiasında bulunma hakkını elinde bulundurmaktadır.
Borçlu itiraz etmemiş olma yahut etmiş olduğu itirazının kaldırılması halinde, borcunun mevcut olmadığı yönünde tespit talebiyle menfi tespit davası açabilmekte ve ihtiyati tedbir kararı aldırabilmektedir. İhtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilememekle birlikte borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine yönelik talepte bulunabilmektedir.
Borçlu, menfi tespit davası sonucunda tedbir kararı almamış ve esasen borçlu olmadığı halde borcu ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilmektedir. İstirdat davasında borçlu olmadığını iddia eden ve borcu ödemiş olan kişi ödediği miktarı geri almayı amaçlamaktadır. Nitekim borçlu menfi tespit davası açmış olsa dahi, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun ödenmesi üzerine, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilebilir.
Borçlu şayet menfi tespit davası açmamış borcu da cebri icra tehdidi altında ödemiş bulunmakta ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesini sağlamak üzere dava açma hakkına sahiptir.İstirdat davası bu sebeple açılmaktadır. Bu anlamda istirdat davası ile esasen icra takibi esnasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istenmektedir.
Davacı, istirdat davasında paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. Yani ispat yükü kural olarak borçludadır.
Hiçbir belgeye dayanmadan başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmiş olması durumunda istirdat davasında ispat yükünün davacı borçluya değil, davalı alacaklıya düştüğü yargıtay kararlarıyla sabittir.
Belgesiz olarak yapılan ilamsız icra kovuşturmalarına itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşmesi sonucunda, takip konusu borç ödendikten sonra açılan geri alma davalarında ispat yükünün davalı durumundaki alacaklı da olacağı vurgulanmış bulunmaktadır.
Sebepsiz zenginleşme ile istirdat davası ilişkisine değinecek olursak istirdat davası sebepsiz zenginleşmeye dayanarak açılmaktadır. Sebepsiz zenginleşme borcun kaynağı iken istirdat ise davanın türüdür. İstirdat davalarında doğmayan borç neticesinde geçerli bir sebebe dayanmadan ödenmiş borcun geri istenmesi söz konudur.
İstirdat davası, 1 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Hak düşürücü süre, mahkemece kendiliğinden gözetilmekte olup bu süre, borç olmayan paranın, icra dairesine tamamen ödendiği günden itibaren başlamakta olup dava bu süre içerisinde açılmalıdır.
İstirdat davaları açıklamış olduğumuz doğrultuda borç olmayan paranın icra dairesine tamamen ödendiği günden başlamak üzere 1 yıllık hak düşürücü süreye tabidir.
İstirdat davası bakımından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
İstirdat davasında yetkili mahkeme ise, davalının yerleşim yeri mahkemesi veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir.