İtalya gezimizin son durağı Napoli Pompei ydi. Napoli deyince akla ilk gelen makarnaları, limonları ve tabi ki insanları Vezüv Yanardağı’nın lavları ile ölen, taşlaşmış bedenlerinin sergilendiği günahlar şehri Pompei gelir….
Size Pompei’yi kısaca anlattıktan sonra Napoli ile başbaşa bırakacağım…
Pompei bir liman ve ticaret kentiymiş. Dolayısı ile çok zengin bir halkı varmış.
“24 Ağustosda
Vezüv
yanardağından yükselen dumanlar, kısa bir sürede şehri mezarlığa dönüştürdü. 20.000’i aşkın insan yok oldu. İnsanlar, lavların içinde kavrulup 2000 yıl boyunca
küller altında
kaldılar. İtalya’daki
Pompei
, Napoli’nin 25 km uzağındaydı.
Vezüv
yanardağındaki püskürme 2 gün sürdü.
Pompei
bu 2 günün sonunda 6-7 metre derine gömülmüştü.”
|
|
Küller ve zehirli gazlardan kendilerini korumaya çalışan insanların taşlaşmış bedenleri.
|
Bu yazıyı şu şekilde düzeltmek gerekir ki 20.000 nüfustan geriye kalan 2000 kişilik nüfusun kalıntıları bulunmuştur. Ve bulunan kalıntılara göre omuzları çökük olan bu insanların köle olduğu; geriye kalan 18000 kişilik nüfusun ise kaçtığını göstermektedir. Muhtemelen eşyalarını korusunlar diye geri kalan köleleri bu kaderle başbaşa bıraktılar…
|
|
hamile kadın zehirli gazı içine çekmeden durmaya çalışmış ancak 3.nefeste taşlaşmıştır…
|
Pompei, Vezüv Yanardağı’nın patlamasından önceki süreçte, bağları bahçeleri ve eğlencesine düşkün hatta sapkın yönetici ve halkı ile bilinen bir şehirmiş.
Tanrı’nın gazabı olarak Vezüv Yanardağı patlamasında, çok ilginçtir ki; yanardağın yakınındaki şehirlerden çok Pompei zarar görmüştür. Yanardağın ağzından çıkan lavlar değil, yanardağın yanından çıkan lavlar şehre ulaşmış ve denize kaçan insanları bile kızgın sularla alabora ederek yok etmiştir.
Ağzım açık dinlediğim Pompei hikayesinden de anlaşılacağı gibi “Allah Taş Eder” sözü buradan gelmektedir. Cinselliğin hatta sapkın cinselliğin ön planda olduğu şehirde, insanlar ya köle ya da asil statüsündelermiş. Hatta bakire genç kızlar en azından ölürken bu asillik mertebesine kavuşabilmek için canlarını veriyorlarmış. Nasıl mı?
İşte yukarıda gördüğünüz bu masa gibi yapıya çırılçıplak yatırdıkları genç bakire kıza uyuşturucu olarak bitkisel birşeyler içirdikten sonra canlı canlı göğüs kafesini karnına dek yarıp içinden kalbini çıkararak ayin yapıyorlarmış. İşte bu şekilde tapındıkları putlar için de bir gösteri yaparak geleneklerini sürdürüyorlarmış…
Allah taş etmesin de ne yapsın bunları! En çok etkilendiğim olay da buydu…. Tüylerim ürperdi, o kızcağızları düşündükçe çıldırdım… Bildiğin satanistler gibi..
Çok zengin bir halkı varmış Pompei’nin. Hatta sabahtan akşama dek yerde sofralar kuruluymuş. Yattıkları yerden yemek yer, doyunca boğazlarına kaz tüyü sokup kusup tekrar yemeye devam ederlermiş. Dünyevi zevklere çok düşkünlermiş.
Süslerinden de ödün vermemişler. Yukarıda resimde kuşların takıları gagaları ile tuttuklarını görüyorsunuz; bu zengin bir pompei ailesinin kadınlarının takı odasını temsil ediyor.
Aslında asilzadenin çok olması nedeni ile kurallara çok bağlı bir şehirmiş Pompei. Bunu kocaman mahkemelerinden kolayca anlayabiliyoruz.
Bir başka ilginç şey de genelevler ve genelev yolunu bulmak için sokağa penis şekli ile belirteçler koymaları. Aşağıda resimlerini gördüğünüz duvarlar da yine genelevleri kendi arasında sınıflandırmış.
İnsan bedeblerinin kimi cam içerisinde kimi de demir parmaklıkların arasında böyle sergileniyor…
Bu nedenledir ki, Pompei fotoğraflarımda doğru dürüt gülümseyen pozum yok 🙂 Biraz ürpertici ama kesinlikle gidilip görülesi bir yer. En azından ömrünüzde bi kere
Tabi gezdik tam Napoli’ye doğru yola çıkarken manzara pozu verdik sevdiğimle….
Ve işte meşhur Vezüv Yanardağı
İtalyanca Aşk Serisinin son postu Napoli’de en kısa zamanda sizinle olacak 🙂
Serinin diğer yayınlarını okumak için;
