Kayyımlık ve Davaları

Kanunumuza göre kayyım, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanır. Kayyımlık; yönetim kayyımlığı ve temsil kayyımlığı olmak üzere iki türdür. Bu kanunun vasi hakkındaki hükümleri, aksi belirtilmiş olmadıkça kayyım hakkında da uygulanır şeklindeki hükümü sayesinde vasilik ile ilgili olarak uygulanan hükümler kayyımlık içinde uygulanacaktır.

Kayyım Atanmasını Gerektiren Haller

  1. Vesayet makamının ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayabileceği durumlar:
  1. Vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alacağı ve bir yönetim kayyımı atayabileceği durumlar:
  1. İsteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden biri varsa, ergin bir kişiye kendi isteği üzerine bir kayyım atanabilir.

Kayyımlık ile İlgili Davalar

Karşımıza üç çeşit dava çıkmaktadır.

olmak üzere vasilik ile ilgili karşımıza çıkacak davalar sayılanlardır.

Kayyım Atanması Talebi

Kanunda sayılan hususlara göre kişilerin haklarının zarar görmemesi için zor durumda olanlara kayyım atanması gerekmektedir. Kayyım atanması ile kişi kısıtlanacak ve kayyım, kişi yerine temsil ve yönetim işlemlerini yapacaktır.

sebepleri ile kişinin kısıtlanması durumu söz konusu olmaktadır. Mahkemeye sunulacak bu kısıtlanmaya dair talep, kayyım atanması talebidir.

Kayyımlığa Engel Durumlar

Bir kişinin kayyım olabilmesine engel oluşturacak durumları kanunumuz açıkça saymıştır. Bunlar:

Kayyımlıktan Kaçınma Sebepleri


Kanunumuz bir kişinin, mahkeme sonucunda kısıtlı bir kişiye vasi olarak atanması halinde vasilikten kaçınılabilecek durumları saymıştır. Diğer bir madde de vasilik ile ilgili hükümlerin kayyımlığa da uygulanabileceğini öngörmüştür. Bunlar:

olmak üzere kanunumuzda kayyımlık yapmaktan kaçınmaya hakkı olanlar olarak düzenlenmiştir.

Kayyımlıktan Kaçınma ve Kayyıma İtiraz Süreleri

Kayyımlığa atanan kişi, bu durumun kendisine tebliğinden başlayarak on gün içinde kayyımlıktan kaçınma hakkını kullanabilir. Yani mahkemece verilen kayyımlık kararının kendisine bildirilmesinden sonra 10 günlük süre içinde kayyım olmak istenmediğinin belirtilmesi ile vasilik görevi ortadan kalkacaktır.

Kayyımlığa itirazda ise ilgili olan herkes, kayyımın atandığını öğrendiği günden başlayarak on gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürebilir.

Vesayet makamı yani sulh hukuk mahkemesi, kayyımlıktan kaçınma veya itiraz sebebini yerinde görürse yeni bir kayyım atar; yerinde görmediği takdirde, bu konudaki görüşü ile birlikte gerekli kararı vermek üzere durumu denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine bildirir.

Kayyımlık Görevinin Kapsamı

Öncelikle bir kimseye kayyım atanması onun fiil ehliyetini etkilemez yani hukuki manada işlem yapabilme yetisi elinden alınmaz. Kayyımın görev kapsamı kanunda açıkça sayılmıştır. Bunlar:

şeklinde açıkça düzenlenen hususlardır.

Kayyımlık Görev Süresi

Kayyımlık süresiz ve denetimsiz olarak yerine getirilen bir görev değildir. Kayyımın görev süresi ve ücreti vesayet makamı tarafından belirlenir. Ayrıca yaptığı işlemler denetim makamı tarafından gözetim altındadır.

Kayyımlık Görevinin Sona Ermesi

Kayyımlığın sona erme biçimi açıkça düzenlenen bir husustur.

Kayyımın görevi sonlandığında; atamanın ilan edilmiş olması veya vesayet makamının gerekli görmesi hallerinde kayyımlığın sona ermesi ilan edilecektir.

Kayyımın Görevden Alınması Davası

Kanuna göre kayyım, görevini ağır surette savsaklar, yetkilerini kötüye kullanır veya güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da borç ödemede acze düşerse, vesayet makamı tarafından görevden alınır denmektedir. Vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi istek üzerine veya re’sen kayyımı görevden alabilir.

Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, kayyımın görevden alınmasını isteyebilir. Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı ise kayyımı re’sen görevden almakla yükümlüdür.Fakat vesayet makamı, gerekli araştırmayı yaptıktan ve kayyımı dinledikten sonra onu görevden alabilir. Vesayet makamı, ağır olmayan durumlarda kayyıma görevden alınacağı konusunda uyarıda bulunur.

Kayyımlık Sorumluluğu Davası

Vesayet organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler. Yani kayyım görevini yerine getirirken kendi işiymiş gibi özen göstermek zorundadır.Ayrıca kayyım, görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur. Bu sebeple kayyımın kusurlu davranışı üzerine kayyımın sorumluluğu davası açılabilecektiir.

Kayyımlık Sorumluluğu Davasının Zamanaşımı

Kanunumuz vasinin sorumluluğu davasında zamanaşımı süresi öngörmüştür. Bu sürelerin kayyımlık ile ilgili davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür. Eğer bu süreler içinde dava açılmazsa dava hakkı olan kişiler dava açma haklarını kaybedeceklerdir. Kanunumuzda iki ayrı zamanaşımı düzenlenmiştir. Bunlar:

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Vesayet işleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme; vesayet altında olan yani küçük veya kısıtlının yerleşim yeri mahkemesidir.

Görevli mahkeme ise yapılan işlemin niteliğine göre Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır. Kayyım ile ilgili davalarda yetkili mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.