Y ıllardır çalıştığınız kurumsal şirketinizden ayrıldınız, başka bir şirkete transfer oldunuz. Yıllarca uğraşarak oluşturduğunuz optimum yaşam şartlarınızı terk ettiniz ve yeni bir ortama geçmek zorunda kaldınız. “ Doğada Hayatı İ dame” koşullarının temel kodları burada da geçerli olabilir mi? Bunu faydamıza kullanabilir miyiz?
En küçüğünden en büyüğüne canlılar yaşamını sürdürdüğü ortamı gerçekleştirdiği yaşam faaliyetleri sonucu değiştirir. Bu ister tek hücreli bir bakteri olsun ister ağaç, bizon sürüsü ya da insan olsun kaçınılmaz kuraldır. Hatta cansız varlıklar için de geçerlidir aslında, on binlerce sene boyunca bir dağın tepesinde duran irice bir kaya irtifaya, bakıya, hava şartlarının durumuna göre farklı yerlerinden kırılır, aşınır, çatlar ve toprağa dönüşerek benzersiz bir şekil alır ve etrafının yapısını değiştirir. Aynı kayanın bir heyelan sebebiyle dağın yamacına yuvarlandığını farz edin. Artık bambaşka, yabancı bir çevrededir. Yeni koşullar kayanın hiç güneş görmemiş taraflarını, hiç yağmurla temas etmemiş yüzeylerini aşındırmaya başlayacaktır. Kendisi ve çevresi on binlerce yıldır maruz kalmadığı bir şekilde değişecek, aşınacak ve yeni bir kaya, yeni bir çevre olacaktır.
Biyoloji biliminde canlıların optimum şartlarda yaşayabilecekleri alana “Habitat”, canlının o habitattaki faaliyetlerine, diğer bir değişle yaptığı işe “Niş” adı verilir. Her canlının Nişi, Habitatını az ve ya çok değiştirir ve dönüştürür. Zamanla habitat o canlının hayatını devam ettiremeyeceği hale de dönüşebilir (mesela Bizon sürüsü, otları bitirdikçe göç eder, bıraktığı gübreler sayesinde otlak yeniden oluşur), ya da canlının daha iyi şartlarda yaşamasını da sağlayabilir (mesela karınca kolonisi).
Bu tanımlardan yola çıkarak diyebiliriz ki insan dâhil her canlı kendi habitatının dışına çıktığı ya da çıkmak zorunda kaldığı zaman yeni ortama uyum sağlamak için “Hayatı İdame” (Survival) moduna geçmek zorunda kalır. İroniktir ki bu durum için dilimizde en yaygın kullanılan şekli ise “Doğada Hayatı İdame” dir. Bu tabir bize ne yazık ki şunu anlatır: Doğa bizim habitatımız değildir, orada yaşayabilmek için “Hayatı İdame” bilgisine ve donanımlarına ihtiyacımız var.
İngilizcede kullanılan “survival” ise terim olarak daha çok bizde “kazazedelerle ilgili” gibi algılanır. Yani habitatından isteyerek ya da zorunlu olarak ayrılan ve hayatta kalmayı başarabilen insan kazazededir. Popüler kültürde, belgesellerde, kitaplarda size yüzlerce doğada hayatı idame ile ilgili ipuçları, yöntemler ve yetenekler sunulmakta hatta her insan yarı efsane yarı gerçek birçok yöntem bilmektedir. Sizce bu bilgiler “Şehir Hayatı” şartlarında kullanılamayan, uçuk bilgiler midir? Bir de bu açıdan bakalım istedim.
Yıllardır çalıştığınız kurumsal şirketinizden ayrıldınız, başka bir şirkete transfer oldunuz ya da terfi ettiniz diyelim. Daha önce bahsettiğimiz tanımlardan yola çıkarak yıllarca uğraşarak oluşturduğunuz optimum yaşam şartlarınızı terk ettiniz ve yeni bir habitata geçmek zorunda kaldınız. “Doğada Hayatı İdame” koşullarının temel kodları burada da geçerli olabilir mi? Faydamıza kullanabilir miyiz?
Akılda kalıcılığını sağlamak ve kolay hatırlanabilmesi için bazı kavramları kodlara dönüştürmeyi çok kullanışlı buluruz, bilirsiniz. Bu özelliğimizi şöyle kullanmayı deneyelim:
S – S ize up the situation, surroundings, physical condition, equipment : Durumunuzun boyutu, çevre şartları, fiziksel kondisyon, ekipman değerlendirmesi yapın.
U – U se all your senses : Tüm duyularınızı kulanın.
R – R emember where you are : Nerede olduğunuzu hatırlayın.
V – V anquish fear and panic : Korkuyu ve panik duygusunu yenin.
I – I mprovise and improve : Doğaçlama yap ve geliştir.
V – V alue living : Yaşamaya değer verin.
A – A ct like the natives : Yerliler gibi davranın.
L – L ive by your wits : Aklını kullan.
şeklinde bir kodlama gayet akılda kalıcıdır.
Alıntıladığım kodlama daha çok askerlerin düşmanca koşullarda hayatta kalmasının amaçlayan bir eğitim programı olduğu için biz doğa-severlere doğrudan uymasa da bazı ortak paydalar da elbette bulunabilir. Şimdi benzer bir kodlamayı, kendi dilimizde ve kendi ihtiyaçlarımıza göre yeniden düzenleyelim:
H – Hâkim şartları değerlendir
A – Algılarını kulan
Y – Yerini bul, tanımla
A – Amacını belirle
T – Telaş, panik ve korkularını yönet
I – Israrlı ol, yılma, pes etme
İ – İletişim olanaklarını belirle, iletişimden korkma, kopma
D – Doğaçlama yap ve geliştir
A – Aklını kullan
M – Maneviyatını ve hayatta kalma gücünü koru
E – Etrafına uyum sağla
Bu kodlama şeklini kendi doğada geçirdiğim zaman çerçevesinde oluşturmaya çalıştım. Madem şehirliyiz ve kendi küçük habitatlarımızda hayatımızı idame etmeye çalışıyoruz o halde şehir hayatımızdaki konfor alanı değişikliklerimizde de bu kodu niye kullanmayalım?
Şimdi bir ev ödevi: Bu basit kodu, yaşadığınız her türlü ortam ve iş değişikliğinde nasıl uygulayabilirsiniz, bir bakın bakalım. Lütfen evde deneyiniz!
Kendiniz iyi bakın, göreceksiniz.
Eğer hala göremiyorsanız, bakış açınızı birazcık değiştirin…
Eğer bu yazı hoşunuza gittiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Hikaye Anlatıcısının Evrimi