Kefil olunan kişi ölürse borç kefilin sorumluluğuna geçmektedir. Ancak kefillerin ölmeleri ile kefilliklerinin son bulması gibi bir durum yoktur. Kefillik de miras olarak sayılmakta ve kefillerin mirasçılarına geçmektedir. Kefillerin ölmesi durumunda, mirasçılarının borcu ödeme zorunlulukları bulunmamaktadır. Borcu ödememeyi tercih etmeleri durumunda; ilgili kefilden kendilerine kalan mirasın tamamını reddetmeleri gerekmektedir.
Yasalara göre mirasçıların mirası reddetmeden kendilerine geçen kefillik sorumluluğundan kurtulabilmeleri mümkün değildir. Kefilin vefat etmesi durumunda 3 ay içerisinde eğer mirası reddetmek için başvuru yapılmaz ise; borç kabul edilmiş olmaktadır ve bu durumda asıl borçlunun ödeyemediği borcu da mirasçı ödemek durumunda kalmaktadır.
Asıl borçlu eğer kredi çekmiş ve kredi borcunun geri ödemesini yaptığı dönem içerisinde ölmüş ise; bankalar bu durumlar için hayat sigortası şartını sunmaktadırlar. Hayat sigortası yaptırmadan kredi alınamamaktadır. Bu sebeple asıl borçlu borçlarını ödediği dönemde ölür ise; borç sigorta tarafından karşılanmaktadır.
Mirasçıları ya da kefili borcu ödemek durumunda kalmamaktadır. Asıl borçlunun o döneme kadar ödediği tutarın da geri alınabilmesi mümkün olmaktadır. Ancak asıl borçlunun kefilinin ölmesi durumunda, kefil için hayat sigortası yapılmadığı için kefilin üzerine geçen borç sigorta tarafından karşılanmamaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ’un 5’inci maddesi kapsamında değerlendirildiğinde; kredi alanların hayat sigortası yaptırmaları zorunlu bir durum değildir. Ancak bazı bankalar kredi alımında özellikle kredi alacak olan kişinin yaşı bakımından riskli bir durum gördüğünde hayat sigortası yaptırılmasını zorunlu kılmaktadır. Böyle durumlarda kredinin alınacağı bankadan sigorta yaptırılabileceği gibi herhangi bir sigorta şirketinden de sigorta yaptırılabilmektedir. Olası vefat durumlarında mirasçıların ya da kefillerin zor durumda kalmamaları adına, hayat sigortası yaptırılması kredi alacak olanlara tavsiye edilmektedir.
Asıl borçlunun borcunu ödememiş olması ve ödememe durumunun da kefil olarak gösterdiği kişinin ölümünün gerçekleşmesinden sonrasına denk gelmesi halinde; borç kefile kalmaktadır. Kefil yaşamadığı için de mirasçıları borçtan sorumlu olmaktadırlar. Ancak aksi bir adli karar olur ise durum değişebilmektedir.
Asıl borçlu eğer kredi almış ve hayat sigortası yapılmamış ise; asıl borçlu borçluluk süreci içerisinde vefat ettiğinde banka kredi borcunu kişinin mirasçılarından talep etmektedir. Mirasçıların bu borcu ödemeyi reddetme hakları bulunmaktadır. Ancak mirası alacaklar ve borçlar olarak ayırarak bir kısmını reddetmek gibi bir durum söz konusu değildir. Bu sebeple borcu reddetmek isteyen borçlu, ilgili kişiden kendisine kalan bütün mirası da reddetmek zorundadır.
Borçlunun mirasçılarının reddi miras yapmaları durumunda, borçlunun mal varlığı araştırılmakta ve ilgili borcun haiz yolu ile tahsil edilip edilemeyeceğine bakılmaktadır. Ancak mirasçıların borcu reddetmesi ve borçlunun üzerine kayıtlı mal varlığının olmaması durumunda, borçlunun kefilinin olup olmadığına bakılmaktadır. Kefilinin olması halinde ise; kefilden borcu ödemesi istenmektedir. Asıl borçlunun kefili yok ise; alınan krediye batık kredi ismi verilmektedir ve bankanın borcu tahsil edebileceği olmadığı anlamına gelmektedir.
Kefil olunan kişi ölürse borç kefile kalmaktadır ve kefilin de ölmesi durumunda öldüğü zamana göre borcun kefilin mirasçılarına kalıp kalmama durumu değişiklik göstermektedir. Kefilin sonradan ortaya çıkan kefilliğinden doğan borçları, mirasçılarına geçmektedir. Mirasçıları bu borçları kabul etmekle yükümlüdürler. Ancak kabul etmek istememeleri durumunda mirası da reddetmeleri gerekmektedir. Sulh Hakimliğine başvuru yaparak reddetme süresini uzatabilmeleri mümkündür.