Mahmut Akman
İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanı
10 Haziran 2022
Sirküler No: 581
Kıdem tazminatı ödenmek suretiyle tasfiye edilen sürelerin işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde daha sonra gerçekleşen hizmet süresine eklenmesi mümkün görülmemektedir. Somut olayda, 1986-1990 yılları arasında kalan çalışmalar, işçilik hakları ödenmek suretiyle tamamen tasfiye edilmiştir. İşçinin 1992 yılında yeniden aynı işverene ait işyerinde çalışmaya başlaması yeni bir hizmet akdi niteliğindedir. İşçilik hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni hizmet akdi çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınması doğru olmaz. 4857 sayılı Kanunun 54’üncü maddesi hükmünün, işçinin önceki dönem çalışmalarının tasfiye edilmediği hizmet süreleri bakımından bir anlamı bulunmaktadır. [1]
Aynı hizmet süresine tek bir kıdem tazminatı ödeneceği, birden fazla ödenmeyeceği yasada açıkça düzenlendiği halde aynı husus yıllık izin için düzenlenmemiştir. Başka bir ifade ile yıllık izin süresinin hesaplanmasında önceki hizmetin sıfırlanması ya da tasfiye edilmesi söz konusu değildir.
Yargıtay son yıllarda vermiş olduğu kararlarda yukarıda belirtilen görüşünü değiştirmiştir.
İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda, önceki dönem zaman aşımına uğramaz. [2]
[1] Yrg. 9. HD., T.31.01.2007, E.2006/12556, K.2007/1252
[2] Yrg. 7. HD., T.29.05.2014, E.2014/3337, K.2014/11703
Mahmut Akman
İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanı
14 Ekim 2019
Sirküler No: 50