Kitap okuma kişinin ihtiyaç hissetmesiyle başlar, arzu ve istekle birlikte gerçekleşir. Devam edebilmesi için de sabır ve okuma zevkinin oluşması gerekir. Hepsi bir araya geldiğinde de okuma kültürü oluşur. Okuma zevki bireyin içinde bulunduğu kültürel koşullar paralelinde gelişir. Bununla birlikte bireysel farklılıklar, okuma yoğunluğunda değişiklikler gösterir. Herkesten aynı ilgiyi beklemek doğru değildir. Sözel zekâya sahip olan insanların kitap okuma alışkanlıklarını sürdürmekte zorlanmadığı görülür. Okuma ihtiyaçtan doğuyorsa süreklilik kazanır. Öncelikle ihtiyaç gidermek amaçlı okumalara ağırlık vermekte yarar vardır. Bilgi edinme amaçlı yola çıkanlar sonuçta elde ettikleri faydalar nispetinde okuma yoğunluğunu artıracaklardır. Bu açıdan okuyucuya sunulan imkânların önemi büyüktür.
Okuma kültürü öncelikle ailede başlar, okulda gelişir ve çevre etkisiyle pekişir. Bu sebeple öncelikle iki kurumun bilinçli hareket etmesi gerekir. Okuma kültürünü yaygınlaştırması açısından çevrenin önemi göz ardı edilmemelidir. Çocuğun girip çıktığı diğer evlerde (akraba, komşu, arkadaş vb. evler) karşılaştığı insanların okumaya karşı yaklaşımları, park gibi toplumsal yaşam alanlarında karşılaşılan insanların okuma aktiviteleri, toplu taşıma araçlarında karşılaşılan insanların kitapla olan ilişkileri çevresel faktörler arasında yer alan bazı ortamlar olarak sayılabilir. Her çocuğun kitaba olan ilgisi farklıdır. Okuma isteğini canlı tutmak ve yeni bir kitaba başlaması için teşvik edici yollar bulmak yetişkinlere düşmektedir. Telkinle ya da emrivaki yaparak kitap okutmaya teşvik etmek fayda yerine zarar verecektir. İsteyerek kitabı eline alması için doğru rehberlik yapılmalıdır. Ebeveynler, arzu ettikleri düzeyde çocuğun okuma alışkanlığı edininceye kadar sabırlı ve özverili davranmalıdır. İlk başlarda isteği doğrultusunda kitaplar okumasına fırsat verilmesinde yarar vardır. Dizi şeklinde hazırlanmış kitaplarla tanıştırmak, çocuğun okuma seanslarında sürekliliği sağlamasına katkı yapacaktır. Sevdiği yazarın yeni bir kitabını almak ya da beğendiği türden başka kitaplar bulması için yardımcı olmak yönünde yetişkinlerin rehberlik yapması uygun olanıdır.
Çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında aileden sonra öğretmenlerin de çok önemli rolleri vardır. Öncelikle iyi bir okuyucu olarak öğrencilere örnek olan öğretmenler aynı zamanda temel okuryazarlığın okuma alışkanlığına dönüşmemesi halinde bir anlam ifade etmediğini, kitap okumanın öğrenim sürecinin bir parçası olduğunu ve yaşam boyu sürmesi gerektiğini öğrencilere sürekli ifade ederler.
Anne-Babalar Ne Yapmalı?