KOAH HASTALIĞI NEDİR?

KRONİK BRONŞİT(KOAH)

  1. KOAH NEDİR?

Bu hastalık havayollarının mikrobik olmayan iltihabı sonucu oluşur. Bu iltihap sonucunda akciğerdeki küçük hava odacıkları  harap olur ve hava yolları daralır.Hastalık  40 yaş ve üzerinde ortaya çıkar

Balgam üreten bezlerin aşırı çalışması sonucu balgam miktarında artış olur. Daralan havayollarından havanın geçişi güçleşir, Sonuç olarak nefes darlığı ve/veya kronik öksürük ve balgam çıkarma gibi şikayetlere neden olur.

Hastalığın ilk aşamalarında ortaya çıkan öksürük yakınması aslında hastalığın ilk belirtisi olmasına rağmen genellikle bu şikayet “sigara içimine” bağlanır ve hasta daha geç doktora başvurur. Hastalık bu ilk aşamada saptanabilirse, hastalığın ilerlemesi durdurulabilir.

  1. HANGİ SIKLIKTA GÖRÜLÜR?

KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde %15-20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır

  1. HASTALIĞA NEDEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?

KOAH gelişimi için aktif sigara içimi zorunlu bir risk faktörü olmakla birlikte, diğer bazı çevresel ve genetik faktörlerin de hastalık gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir.

Sigara İçimi: Hastalığın en önemli nedenidir. Ülkemizde erişkinlerin yaklaşık yarısı sigara içmektedir. Sigaraya başlama yaşı, dumanın yoğunluğu, günlük ve toplam içilen miktar hastalığın gelişimini etkilemektedir. Anne ve babası sigara içen çocuklarda solunum sistemi hastalıklarına ve kronik bronşite daha fazla rastlanır. Otuz yaşından sonra akciğer kapasitesi her yıl azalmaya başlar. Sigara içenlerde bu oran çok daha fazladır; ancak sigaranın bırakılması ile akciğer kapasitesindeki bu azalma yavaşlamaktadır. KOAH gelişiminden % 80-90 oranında sigara içiminin sorumlu olduğu, sigara içmeyenlere göre KOAH gelişme riskinin 9.7-30 kat arttığı, KOAH nedeniyle gerçekleşen ölümlerin erkeklerde % 85’inden, kadınlarda ise % 69 undan sigara içiminin sorumlu olduğu bildirilmiştir. İçilen sigara miktarı ile akciğer fonksiyonlarındaki kayıp arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır.

Pasif Sigara İçiciliği: Sigara içmeyenlerin, özellikle de çocukların sigara içilen bir ortamda dumana maruz kalmasıyla, bu kişilerde ileri yaşlarda astım ve KOAH başta olmak üzere solunum sistemi hastalıkları görülür.
Haftada 40 saatten fazla ve 5 yıldan uzun süreli sigara dumanı maruz kalmanın KOAH gelişim riskini % 50 oranında artırdığı bilinmektedir.

Meslek Nedeniyle Toz, Duman ve Çeşitli Gazların Solunması: Maden ve metal işçiliği; odun, kağıt imalatında çalışanlarda; çimento, tahıl ve tekstil işçiliğinde iş yeri ortamında organik-inorganik toz, duman ve gazlara maruz kalma sonucunda KOAH daha sık görülmektedir. Bu iş kollarında çalışan kişiler sigara da içiyorlarsa hastalık gelişme riski daha da artmaktadır.

İç Ortam Hava Kirliliği: Ülkemizde özellikle sigara içmeyen kadınlarda; ısınma ya da yemek pişirme amacıyla çalı, çırpı ya da tezek yakmak ve bunların dumanına maruz kalmak KOAH gelişimine neden olur.

Hava Kirliliği: Kentlerdeki hava kirliliği hem KOAH’a hem de bu hastalığın alevlenmesine neden olur.

Cinsiyet: Erkeklerde sigara kullanımının sıklığı ve mesleki olarak çeşitli toz, duman ve gazları solumalarına bağlı olarak hastalık daha sık görülmekteydi. Son yıllarda kadınlarda sigara içiminin yaygınlaşmasıyla kadınlarda da KOAH hızla artmaktadır.

Alfa-1 antitripsin adı verilen  bir vücut proteini eksikliği sonucu  da KOAH gelişir.

Sosyoekonomik Durum: Düşük sosyoekonomik koşullarda yaşayanlarda akciğer fonksiyonları daha düşük olduğundan KOAH gelişimi hızlıdır.

Diyete Bağlı Faktörler: A, C, E vitamini eksikliği ve alkol kullanımı KOAH gelişiminde rol oynayabilmektedir.

  1. HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar.

Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar.           KOAH’lı hastaların %75’i yetersiz fiziksel aktivite göstermektedir. Hastalık ilerledikçe bu oran daha da yükselmektedir. Yirmi yıl boyunca izlenen KOAH’lı olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında %30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle, hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde ‘fiziksel aktivitenin arttırılması’ gerekmektedir.

Sizde KOAH var mı? Test Edin !

1. Haftanın çoğu günü sık sık öksürüyor musunuz ?
2. Haftanın çoğu günü balgam çıkarıyor musunuz ?
3. Yaşıtlarınıza göre nefesiniz daha kolay mı daralıyor ?
4. Yaşınız 40’ın üzerinde mi ?
5. Halen sigara içiyor musunuz ya da eskiden içer miydiniz ?

YUKARIDAKİ SORULARIN EN AZ ÜÇÜNE EVET YANITI VERDİYSENİZ, BİR GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANINA BAŞVURUN VE KOAH TANISI İÇİN SOLUNUM FONKSİYON TESTİ YAPTIRIN.

  1. TANISI NASIL KOYULUR?

KOAH’ın tanısı, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca konabilmektedir.     KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ”nefes ölçüm testini” yaptırması gerekir.

  1. TEDAVİSİ NASILDIR?

KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.

KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması,Grip ve zatürre aşılarının yapılması

Nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir. Sağlığın iyileştirilmesi ve korunması için haftanın en az beş günü, günde en az 30 dakika süre ile orta yoğunlukta fizik aktivite (örneğin yürüyüş) önerilmektedir.

  1. HASTALIK NASIL BİR SEYİR GÖSTERİR?

Sigara içicilerin 40-50’li yaşlarda sigarayı bırakmaları durumunda, akciğer fonksiyonlarındaki kayıp kısmen düzelmektedir. KOAH hastalarında  hastalığının tanısı konup, tedavi başlanmaz ise zamanla nefes darlığı nedeni ile kişi günlük yaşam aktivitelerini yapamayacak hale gelirler. Bu durumda hastanın hareket kabiliyeti iyice azalır, yaşamlarını devam ettirebilmek için yakınlarına veya başkalarının yardımına ihtiyaç duyarlar.                                                                                                           Ağır ve çok ağır KOAH’lı olgularda kan oksijen düzeyi iyice azaldığından bu olguların özelikle geceleri, uyku ve efor sırasında en az 15-18 saat süre ile oksijen almaları gerekmektedir.

  1. HASTALIĞI ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALI?

Hastalığın en önemli risk faktörü sigara içimi olduğuna göre sigara içmeyi bırakmalısınız. Toz ve dumana maruz kalınan mesleklerde çalışan kişilerin sigara içmeleri, KOAH’a yakalanma olasılıklarını artıracağından, bu kişilerin sigaradan uzak durmaları çok daha fazla önem kazanmaktadır. Ayrıca, bu işyerlerinde maske kullanımı, uygun iş yeri ortamının sağlanması gibi önlemler faydalı olacaktır.

Daha çok kırsal kesimde hayvansal ya da bitkisel kaynaklı yakıtların yerine, başka kaynakların kullanılması önerilmektedir.

  1. HASTALIĞI İZLEMEK İÇİN NE YAPMALI? ,

KOAH tanısı alan hasta  şikayetlerinin artığı dönemlerde ve 3 aylık dönemlerde doktoruna başvurmalıdır.  Mevcut tedavinin şikayetleri kontrol düzeyi, ilaç yan etkileri, hastanın tedaviye uyumu ve tekniği her kontrolde değerlendirilir. Bunlara ek olarak, hastanın, hastalıkla ilgili algısı ve inanışları, aile ve sosyal desteği, nitelikli sağlık hizmetine ulaşımında yaşadığı sorunlar izlenmelidir. İzlem sıklığı konusunda ise çoğunlukla kesin bir öneri yapılmamakta, koşullara göre, bireysel olarak hastanın durumu, hastalık ağrılığına göre sıklığın belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir.

Yr.Doç.Dr. SİBEL ÖZOĞLUDOĞRU

GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI