Hem ülkemizde hem de dünyada şiddete uğrayan kadınların sayısı maalesef hiç de az değildir. Ülkemizde kadına karşı şiddetin önlenmesi amacıyla 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışa “Şiddet” denir.
Şiddet mağdurları ve şiddet uygulayanlar hakkında hakim, kolluk görevlileri ve mülki amirler tarafından, istem üzerine veya resen verilecek tedbir kararlarına “koruyucu tedbir” denilir.
Koruyucu tedbir yoluyla, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi altında olan kişilerin güvenliği ve korunması amaçlanmaktadır.
Hakim, korunacak kişiye yönelik aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere karar verilebilir:
Mülki amir, korunacak kişiye yönelik aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere karar verilebilir:
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırk sekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Kişinin, şiddete uğraması veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunması halinde herkes durumu yazılı, sözlü veya başka bir suretle ilgili makam ve mercilere ihbar edebilir. Şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinden haberdar olan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
ise durumu derhal, şikayet mercilerine bildirmek zorundadır.
Tedbir kararı en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hakiminden, mülki amirinden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.
Tedbir kararı, şiddet uygulayana ve korunan kişiye tefhim veya tebliğ edilir, tefhim ve tebliğ işlemleri sırasında, tedbir kararına aykırı davranılması halinde şiddet uygulayan hakkında zorlama hapsinin uygulanacağı ihtarı da yapılır.
Aile mahkemesi hakimine hem koruyucu hem de önleyici, mülki amire sadece koruyucu, kolluk amirine ise istisnai hallerde ve sınırlı sayıda olmak üzere hem koruyucu hem de önleyici tedbir kararı verme yetkisi tanınmıştır.
Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hallerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
Önleyici tedbir koruyucu tedbirden farklıdır. Kanunda belirtilen merciler tarafından şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişi hakkında, olayın niteliği dikkate alınarak hükmedilecek tedbirlere ilişkin karara “önleyici tedbir” denilir.
Koruyucu tedbirde mağdur veya mağdur olabilme ihtimali olan kişi üzerine kararlar verilir. Önleyici tedbirde ise şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişi hakkında kararlar verilir.
Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir.
Hakim, şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişiye karşı aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere karar verilebilir:
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hakimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmi dört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hakim; velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.
Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hakim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hallerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişinin tedbiri ihlali halinde, fiil başka bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hakim kararıyla şiddet uygulayana üç günden on güne kadar zorlama hapsi uygulanır.
Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi on beş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
Zorlama hapsi seçenek yaptırımlara çevrilmez ve adli sicile işlenmez.
Uzaklaştırma kararı, önleyici koruma tedbirlerinden bir tanesidir. Mağdurun oturduğu evden uzaklaştırma, çalıştığı işyerinden uzaklaştırma, gibi kararlar verilebilir.
Mağdur veya mağdur olma ihtimali olan kişi önleyici tedbirlerden bir tanesi olan uzaklaştırma kararını hakimden talep edebilir. Bu talep Aile Mahkemesine yapılacaktır.
Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Eğer bu suç, anneye, eşe veya kız kardeşe karşı işlenmişse o zaman şikayet aranmaksızın ceza yarı oranda arttırılır. Yani ceza 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar olacaktır.