Krizin Sorumlusu Sermaye Düzeni

20 yıla yakın süredir bir karşı devrim iktidarının talan ettiği Türkiye göz göre göre çöküşe gidiyor. Emekçiler bitmek bilmeyen zamların altında ezilirken döviz kurunda yaşanan sert yükseliş, ithalata bağımlı ülkemizde yaşam pahalılığının daha da artacağını gösteriyor.

Pahalılık karşısında eriyen maaşlar, yüksek işsizlik, sıvı yağdan ilaca pek çok temel ihtiyaç ürününde tedarik sıkıntısı… Türkiye’nin gerçeği budur ve tablo giderek ağırlaşmaktadır.

Derin bir ekonomik krizden geçtiğimiz açık. Vergi afları ve emek düşmanı düzenlemelerden nemalanan sermaye için fırsat anlamına gelen krizin emekçiler için yıkım anlamına geldiği de. İçinde bulunduğumuz krizin nedenleri de en az bu kadar açık olarak ortaya konulmalı.

Krizin nedenlerini başkanlık sistemi ya da Merkez Bankası’na yapılan siyasi müdahalelere indirgeyen değerlendirmeler, Türkiye ekonomisindeki çöküşün çok daha köklü olan nedenlerini gözden kaçırıyor. Ekonomiyi çöküşe sürükleyen dinamikler bunlardan çok daha önce, 2000’li yılların başlarında harekete geçti.

Gelinen noktada çöken işte bu neoliberal yağma modelidir. Türkiye’nin çökertilmesinin suçu yalnızca son birkaç yılın liyakatsiz yöneticilerine değil, neoliberal dönüşüm programının tüm uygulayıcılarına aittir. 2002 yılından bu yana AKP hükümetlerinde görev alan tüm kadrolar, bugün içinde bulunduğumuz çöküşten birinci derecede sorumludur.

Çözüm Emeğin İktidarı

Krizin kaynağı sermaye talanı, çözümü ise emeğe dayalı yeni bir kalkınma hamlesi. Türkiye çöküşten ancak çöküşün kaynağı olan sermayenin egemenliğine son verilmesi, emeğin iktidara gelmesi ile kurtulabilir.

Emeğin iktidarda olacağı Türkiye’de;

Devrim Hareketi, Türkiye’de emeğin iktidara taşınması için tüm yurttaşları örgütlenmeye, mücadeleye çağırıyor.

Yağmaya ve sömürüye son!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!