[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Kurumsal boyutta sürdürülebilirlik; döngüsel ekonomi yaklaşımı benimsemenin yanı sıra, küresel bilincin gelişerek sonuç vermesine ortak olmayı da kapsar. Dolayısıyla düşük karbonlu yeşil bilinci yaygınlaştırmak ve gündeme taşımak, toplumların olduğu kadar kuruluşların da boynunun borcu haline geldi.
Avrupa Birliği Komisyonu, iklim değişikliği için planlandığı çalışmalarına, çeşitli düzenlemeleri ve protokolleri kapsayan iyileştirme paketi: ‘Fitfor55’i ekledi. Fitfor55 ile 2030 yılına dek küresel çapta karbon emisyonlarını yüzde 55 azaltma hedefi belirleyen komisyon, sanayi ürünlerinin ithalatında sera gazına duyarlı olmayan ürünler için ek vergi uygulaması, kontrol uygulamaları vb. önemli tedbirler sıralıyor 1 . Bu anlamda AB, karbon emisyonunu azaltmaya duyarlı kuruluşların ekonomik rekabette öne çıkarıldığı bir dönüşüm portresi çizmeye devam ediyor.
Dünyanın toplam sera gazı emisyonlarının dörtte birinden fazlasına neden olduğu belirlenen Çin, 2030’dan önce karbon salımında AB hedeflerinin de ilerisine geçmeyi ve 2060’a kadar karbon salımını sıfırlamayı hedefleyerek, belirli tedbirler ve politikalar geliştirdi
2
. Türkiye’nin,
Türkiye için Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri 2015
raporu verilerine göre, karbon emisyonu anlamında en büyük ‘kirletici’ ülkeler arasında yer almadığı belirtiliyor. Buna karşın Türkiye’de, son otuz yılda, yüzde 110,4 oranında karbon emisyon artışı tespit edilirken, bu rakamların gelecekte hızlanarak artacağı ve kalıcı çözümlerin şart olduğu ifade ediliyor
3
. Dolayısıyla, yalnızca AB, Çin ve diğer ekonomik güçler için değil, küresel çapta bütüncül bir dönüşüm bilincine ihtiyaç var. Bu anlamda, küresel ekonomik dönüşüm için, ilgili uygulamaları benimseyen kuruluşlar desteklenmeye ve benimsemeyen kuruluşlar için yaptırımlar uygulanmaya devam edilecek.
Dünya gündemi bu şekilde değişirken, demir-çelik, çimento, gübre ve elektrik gibi sektörler başta olmak üzere, tüm sektörlerden kuruluşların, faaliyetlerinde düzenlemelere gitmeleri için, çeşitli yaptırım yolları açılıyor. Bu nedenle, kurumsal karbon ayak izi dengeleme çözümleri, küresel ısınmayı bir buçuk dereceyle sınırlandırmak üzere atılacak adımlar gibi konular, kuruluşların döngüsel ekonomi dönüşümü gündeminin zeminini oluşturuyor. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Avrupa Birliği tarafından 1993 yılında oluşturulan ve Kovid-19 küresel salgını boyunca da faaliyetlerine devam eden AB Çevre Yönetimi ve Denetleme Planı (EMAS) hava kalitesini iyileştirme hedefleriyle çerçevelediği bir takım politikalar geliştirdi 7 . Beş bine yakın uluslararası kuruluşun gönüllü üyesi olduğu EMAS, hava kirliliğine en çok yol açan sektörlere yoğunlaşma stratejisiyle, 2030 yılına kadar mevcut durumu iklim nötrlüğü ( karbon emisyonlarının karbon tutumu ile dengelenmesi ) düzeyine getirmeyi hedefliyor 8 . Bu nedenle, uluslararası kuruluşların temiz hava kalitesi hedeflerine ilişkin düzenlemelere tabi tutulmasının, diğer kuruluşlar için de tetikleyici olması bekleniyor. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column][vc_column_text] Bu konuda yapılacak düzenlemeler, insan sağlığına ilişkin olumsuz koşulların azalmasının yanı sıra, biyoçeşitliliğin daha fazla azalması gibi kritik etkenlerle ekosistemin daha fazla tehdit altına girmesini durdurabilir. Kuruluşlar, hava kirliliği oranı azaltmak için tüm operasyon süreçlerinde yenilenmeye giderek, insan sağlığını ve küresel iklimi korumak için eyleme geçebilir.
Dünyanın geleceğine ilişkin sorumlulukları açısından kuruluşların, ekosisteme karşı duyarlılık geliştirerek, faaliyet hedeflerini yeşil bilince göre yenilemeleri ve küresel karbon emisyonunu azaltma hedefini paylaşmaları gerekiyor. Küresel dönüşüm, bütünsel bilince hizmet eden kuruluşların küresel ekonomide parlayacağı, diğerlerinin ekonomi sahnesinde arkalarda kalacağına işaret ediyor. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_separator el_width=”50″ css=”.vc_custom_1634893558564{margin-bottom: 16px !important;}”][vc_column_text] 1 Temiz Enerji Haber Portalı, Haber Merkezi, “Karbon emisyonu vergilerinden ilk etkilenecek sektörler hangileri?”, 4 Ağustos 2021, Link Erişim tarihi: 16.10.2021.
2 Matt McGrath, BBC News Türkçe, “İklim değişikliği: Çin’den 2060’a kadar ‘karbon nötr olma’ sözü”, 23 Eylül 2020, Link Erişim tarihi: 16.10.2021.
3 WWF-Türkiye ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi, “Türkiye için Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri Raporu”, 2015, Link Erişim tarihi: 17.10.2021.
4 Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu, “Döngüsel Ekonomi Nedir?”, Link Erişim tarihi: 16.10.2021.
5 Kirchherr, J., Reike, D. and Hekkert, M. (2017), ‘Conceptualizing the circular economy: An analysis of 114 definitions’ Resources, Conservation and Recycling, Vol. 127, ss. 221-232, s.221, 227.
6 Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü Resmi Web Sitesi, “New WHO Global Air Quality Guidelines Aim To Save Millions of Lives From Air Pollution”, 22.9.2021, Link Erişim tarihi: 14.10.2021.
7 European Environment Agency, “Clean Air Policy Package”, Last modified: 3 Mart 2021, Link Erişim tarihi: 17.10.2021.
8 Avrupa Çevre Ajansı, “Kuruluşlarda Çevresel Performansı İyileştirme”, 3 Mart 2021, Link Erişim tarihi: 17.10.2021. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]