Kusursuz sorumluluk; bir kusur unsuruna bağlı olmaksızın, kanunun öngördüğü hallerde kusur aranmadan haksız fiil sebebiyle sorumluluk halidir. Yani haksız fiildeki kusur unsuru olmadan kişinin sorumlu tutulabilmesidir. Bu durumlar:
şeklinde kanunumuzda düzenlenmiştir.
Hakkaniyet sorumluluğu, kişinin işlediği haksız fiil sonucunda koşullar gereği kusurunun olmaması veyahut sorumlu tutulamaması sonucunda ortaya çıkan zararın giderilmesi ile ilgilidir. Hakkaniyeti gerektiriyorsa hakim, ayırt etme gücü bulunmayan kişinin verdiği zararın tamamen veya kısmen giderilmesine karar verecektir.
Kusursuz sorumluluk hali olan özen sorumluluğu; kişinin yaptığı veya yaptırdığı iş ya da sahibi olduğu işletme veya binadan kaynaklı olarak çevresine verebileceği zararların önlenmesi için gerekli özeni göstermesidir. Özen sorumluluğu üç çeşittir.
olmak üzere kanunda öngörülen özen sorumluluğu kapsamındaki faaliyetlerdir.
Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten birlikte sorumludur. Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa bunun önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletme olduğu kabul edilir. Özellikle, herhangi bir kanunda benzeri tehlikeler arzeden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arzeden işletme sayılır. Yani işletmenin kuruluşu veya kullandığı malzeme ve iş gücü gereği tehlike yaratacak bir iş yapıyor olması, işletmeye çevresine verdiği zararı karşılama yükümlülüğü de getirmektedir. Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin bu tür faaliyetine hukuk düzenince izin verilmiş olsa bile, zarar görenler, bu işletmenin faaliyetinin sebep olduğu zararlarının uygun bir bedelle denkleştirilmesini isteyebilirler. Bu denkleştirme talebi tehlike sorumluluğundan kaynaklı bir maddi tazminat talebidir.
Adam çalıştıran; çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ettiği takdirde sorumlu olmayacaktır. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran kişinin çalışanının iş gereği verdiği zararı karşılaması adam çalıştıranın sorumluluğu gereği bir maddi tazminattır. Adam çalıştıran ödediği tazminat için zarar veren çalışana, ancak onun çalışanın sorumlu olduğu ölçüde çalışandan zararı talep etme hakkına sahiptir
Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın çevreye verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hayvanın çevreye verdiği zarardan dolayı maddi tazminat ödenmesi gerekecektir. Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat etmedikçe bu tazminattan kurtulamaz. Hayvan, bir başkası veya bir başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olursa, hayvanı bulunduranın, bu kişilerden tazminatı talep etme hakkı mevcuttur.
Bir kişinin hayvanı, başkasının taşınmazı üzerinde bir zarar verdiği takdirde, taşınmazı kullanan kişi, o hayvanı yakalayabilir, zararı giderilinceye kadar alıkoyabilir; hatta durum ve koşullar haklı gösteriyorsa hayvanı diğer yollarla etkisiz hale getirebilir. Bu durumda, taşınmazı kullanan kişi derhal hayvan sahibine bilgi vermek ve sahibini bilmiyorsa, onun bulunması için gerekli girişimleri yapmak zorundadır.
Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin sahibi, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen (ortak) sorumludurlar. Bir yapının(bina, iş hanı…) çevresine ve içindekilere verdiği zararların karşılanması için yapının sahibinden maddi tazminat talep edilebileektir. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilerden talep hakkı mevcuttur.
Bir başkasına ait bina veya diğer yapı eserlerinden zarar görme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu tehlikenin giderilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını hak sahiplerinden isteyebilir.
Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden kaynaklı ise bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yılın ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Tazminatın ödenmesi kendisinden istenilen kişi, durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek zorundadır. Aksi takdirde zamanaşımı, bu bildirimin dürüstlük kurallarına göre yapılabileceği tarihte işlemeye başlar.