LAKAPLAR

Osmanlı dan kalma değil midir? Türk toplumunda kişilerin lakapları nın olması. Biz Evlad-ı Fatihan olan Rumeliler öz be öz Türk soyundanız. Osmanlıya İmparatorluğu n resmi dili Türkçe olsun diye  ayaklanan ve de başaran Karaman oğulları, cezalandırılmak üzre Rumuliye serhat boylarına sürülmüşler. Bizler serhat kullarıyız. O zamandan beri lakaplarımız vardır.

Makbül İbrahim Paşa, Maktül İbrahim paşa . Malak Mustafa Paşa, Kavalalı Mehmetali paşa, Tepedelenli Alipaşa, Pargalı gibi. Halen  lakaplar benim köyümde  soyadı gibi kullanılır. Hatırlıyorum postacı mektupları getirdiğinde okulda dağıtılırdı. Öğrenciler evlerine veya akrabalarına olan mektupları alırlardı.

Osmanoğlu Ahmet diye okunduğunda kime olduğunu kimse anlamazdı. Fakat sabuncu Ahmet dendi mi herkez bilirdi. Ahmetoğlu Necdeti kimse anlamazdı, Canbaz Necdeti ise herkes bilirdi. Çocuktum kapımızın önünden traktör geçmişti. Kimin olduğu görünmüyordu. Koşarak baktım, geri geldiğimde kimmiş diye sordular.

Hiç düşünmeden Çolak Niyazi deyince amcam bana döndü ve; oğlum göbeğini sen mi kestin( doğum hekimi olacağımı anlamıştı amcam(!))bir, ikicisi çolak Niyazi demek sana hiç yakışmıyor demişti. Çok mahcup olmuştum. Ama onun adı çolak Niyazi idi!!!!!! Benni Hanfe( Benli Hanife ) vardı. Çok şirin bir kadındı. Yüzünde çok sayıda benleri olduğu için bu lakap ona takılmıştı. Olağan üstü dominant bir kadındı.

Çocuklar kavga etmiş, onların çocuğu eve gidip şikayet edince, olayı çok iyi hatırlıyorum, olay mahalline önde Benli Hanife arkasında eşi Ramadan dayı geldi. Ramadan dayı hiç konuşmuyor, Benli Hanife bağırıyordu. Niye dövdün bre benim kızanımı!!!!. Bak Ramadan dayın çok fenadır haaa! döver seni haaa! deyince, Ramadan dayı da eşini tasdik edecesine; fenayımdır haaaaa! Döverim haaaaa! diye yavaş sesle söylüyordu. Arap Haşim vardı. Aslında afro Türkler dendi ama köyümüzün simgesi idi. Halen yaşıyor ama çok yaşlanmış diyorlar. Üzülüyorum Kadir Hüseyinin Şerifle karşılıklı çok güzel ateş dansı yaparlardı, neden öğrenmedim? Çevirmeci Mustafa. Asırlık çınar. 100 yaşında ama halen ne bunama  ne de alzeimer maşallah. 2 oğlan bir eş 1 gelin  2 torun defnetti ama o ayakta dimdik.

Cuncuk Hisin ( Hüseyin). Yanboyun Ahmet , Loger Ahmet, Koral Mustafa, Kelemin, Köse Hüseyin köyümüzün sembolleri idi.Ya Lipon Mehmete ne buyurmalı. Konuşurken nerede ise her kelimeden sonra lipon diyordu. Bacak Hasan yukarı mahallede otururdu. Dikme Halil köyün muhtarı idi. Rahmetli dayım onu hiç sevmezdi. Aanadın mı? Tahsin aga vardı. Konuşurken her cümlenin sonunda aanadın mı(Anladın mı?) derdi. Roman mahallesinde  Kel Yaşar. Her düğünde dayak yerdi. Zurnacı Şaban her gün alkol alır ve zurnasını çalardı.

Davulcu Hisin ( Hüseyin) köyümüzün ramazan ayındaki davulcusu idi. Galiba şimdi de oğlu Ahmet ayni işe devam ediyormuş ramazan aylarında. Domatanın Mehmet . Acaba yaşıyor mu? Üç hanımı vardı on da çocuk. Arif aga ya ne demeli. Her yıl ekim veya Kasım ayında evlenirdi. Batı Trakya ’da halen şeriat yasaları geçerlidir ve imam nikahı ile evlenilir. Arif aga Nisan veya Mayıs ayında da kışı geçirince boşanırdı. Köyün imamı olarak nikah kıyma ve boşama işini dayım yapardı. Arif aga da evlenme ve boşanma parası olarak dayıma bir yaz boyu bedava çalışırdı. Kırço Faik . Allah rahmet eylesin. Son zamanlarda köyün muhtarı idi. Herkesin yardımına koşardı.

Anadan doğma değil ama sonradan olma köyümüzde 2 tane çolak vardı. Çolak Niyazi, Çolak Besim . Şiş gözlü Rasim dayı oğlu askerde iken bir kazada şehit olunca hayata küstü ve kimse ile konuşmuyor her akşam alkol alıyordu. Figura Halilabi kendini Cruyff zannederdi.

Bir halt bilmezdi ama organizatörlüğü güzeldi. Köydeki en büyük arkadaşı hatta ahiretliği Halileniştenin Hüseyin idi. Zira ondan köyün ortasında öyle bir dayak yemişti ki, bir daha dayak yememek için ahiretlik olmuştu. Kara Mehmet müthiş yalan söylerdi.Benim adımı merak ediyorsunuz değil mi? Ben Zehra halanın Fayığın Rehatı idim. Şimdi lakabım değişti mi? bilmiyorum?

Kalın sağlıcakla…

Prof. Dr. Rehat Faikoğlu

www.heykadin.com.tr