4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu dört çeşit mal rejimi öngörmüştür. Bunlar; edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ayrılığı rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimidir. Eşler mutlaka kanunda gösterilen bu dört mal rejiminden birine tabi olmak zorundadırlar. Eğer kendileri bu dört rejimden birini mal rejimi sözleşmesi ile seçmezlerse; kanun karşısında “yasal mal rejimi” olarak adlandırılan “ edinilmiş mallara katılma rejimini ” seçmiş sayılacaklardır.
Eşlerden her birinin kanuni sınırlar içinde kendisine ait olan malvarlığı üzerinde istediği gibi hareket etmesini sağlayan mal rejimidir. Yani, bir eşin evlilik sırasında edindiği malvarlığına kendisinin sahip olması ve evliliğin sona ermesi halinde de sahip olduğu malvarlığının kendisinde kalması durumudur. Bir diğer adı da “Olağanüstü Mal Rejimi” olarak bilinir. Mal ayrılığı rejiminde eşler evli değillermiş gibi hareket etmektedir.
TMK m. 242 –
Mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı
üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.
Bu rejim, her bir eşin evlilik sırasında edindiği malvarlığına kendisinin sahip olması ve evliliğin sona ermesi halinde de sahip olduğu mal varlığının kendisinde kalmasını gerektirir.
01. 01. 2002 tarihinden önce evli olan eşler arasında kural olarak “ mal ayrılığı rejimi ” geçerli sayılmaktadır. 01.01.2022 tarihinden sonra ise eğer eşler bir mal rejimi seçiminde bulunmamışlarsa o zaman “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerli olacaktır.
Mal ayrılığı rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Bu sözleşme, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabilecektir.
Bunun yanı sıra, taraflar istedikleri mal rejimini kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler. Hakim tarafından “mal ayrılığına” geçilmesine karar verilmesi halinde eşler birlikte istedikleri zaman aralarında mevcut mal rejimini yasal sınırlara bağlı kalarak değiştirebilir, kaldırabilirler. Örneğin önce mal ayrılığı rejimini seçtikleri halde daha sonra mal ortaklığı veya Kanunda gösterilen diğer rejimlerden birini seçebilirler. Ancak kanunda gösterilen bazı istisnai durumlarda eşlerden birinin başvurusu ile aile mahkemesi hakiminin kararıyla mevcut mal rejimi “mal ayrılığı rejimine” dönüştürülebilir. Bu durumda evlilik birliği devam ettiği halde taraflar arasındaki mevcut mal rejimi olağanüstü mal rejimine geçiş davasının açıldığı tarihte sona erecektir.
TMK m. 205/1′ e göre “Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur.”
Mal ayrılığı rejimi sözleşmesi, bizzat eşler tarafından yapılmalıdır. Tarafların sözleşme yapma ehliyetine sahip olmadığı durumlarda, sözleşmeye yasal temsilcileri de zorunlu olarak katılmalıdır.
Mal ayrılığı rejimi sözleşmesi, noter tarafından düzenleme şeklinde yapılabilir. Yani taraflar noter gidip mal ayrılığı sözleşmesini yazdırabilirler. Bunun yanı sıra taraflar, notere gitmeden kendi hazırladıkları sözleşmeyi noter tarafından onaylatabilmektedirler.
Taraflar evlenme başvurusu sırasında da mal ayrılığı rejimini seçtiklerini belirtebilirler. Ancak önemle belirtilmelidir ki, bu bildirim yazılı olarak yapılmalı ve taraflarca imzalanmalıdır.
Eşler mal ayrılığı rejimine noterde yapacakları bir sözleşmeyle geçebilirler. Tarafların mal ayrılığına geçme konusunda anlaşamamaları halinde dönüştürme davası ile mal ayrılığı rejimine (olağanüstü mal rejimi) geçilebilir.
Eşler arasındaki mal rejiminin, eşlerden birinin istemi ya da cebr-i icra halinde kendiliğinden ya da Aile Mahkemesi kararı ile mal ayrılığı rejimine dönüşmesine “olağanüstü mal rejimi” denir.
Eşler diledikleri zaman “birlikte” mal rejimi sözleşmesi ile yasal sınırlar içinde aralarındaki mevcut mal rejimini değiştirme hakkına sahiptirler. Ancak bazı durumlarda aralarındaki mevcut mal rejiminin eşler “birlikte” hareket etmeden de değişmesi, değiştirilmesi gerekebilir.
Eşler edinilmiş mallara katılma, paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı rejimlerinden birini seçmişlerse veya mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları için kanun uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olmuşlarsa; aralarındaki mevcut mal rejimini değiştirme konusunda ortak bir talepleri olmasa dahi, bazı durumlarda aralarındaki mevcut mal rejiminin “mal ayrılığı” rejimine dönüşmesi durumu kanunumuzda olağanüstü mal rejimi olarak düzenlenmiştir.
Mal ayrılığına geçiş davasında görevli mahkeme aile mahkemesi olup, maktu yargılama harcı ve maktu vekalet ücretine tabidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir
TMK Madde 206 – Haklı bir sebep varsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.
Eşlerden birinin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunması halinde; yasal temsilcisi de TMK 206. maddeye göre mal ayrılığına geçiş davası açabilecektir. TMK 206. maddede gösterilen veya buna benzer başka haklı bir nedenin bulunması halinde eşlerden birinin talebi üzerine aile mahkemesi tarafından eşler arasındaki mevcut mal rejiminin “mal ayrılığına” dönüştürülmesine karar verilebilecektir.
Özellikle aşağıdaki hallerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:
1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,
3. Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması.
Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.”
TMK Madde 210 –
(1)
Mal ortaklığını kabul etmiş eşlerden birine karşı icra takibinde bulunan alacaklı, haczin uygulanmasında zarara uğrarsa, hâkimden mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.
(2) Alacaklının istemi her iki eşe yöneltilir.
(3) Yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir
TMK Madde 209 –
Mal ortaklığını kabul etmiş olan eşlerden birinin iflasına karar verildiği takdirde,
ortaklık kendiliğinden mal ayrılığına dönüşür.
Mal ayrılığı rejimi ölüm ile sona ererse, ölen eşin terekesi (ölen bir kimseden kalan her şey) tespit edilecektir. Sağ kalan eş, ölen eşin terekesi üzerinde hak sahibi olacaktır. Yani ölüm halinde sağ kalan eş diğerinin mirasçısı olacaktır.
Ayrıca TMK m.652’ye göre; “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz.”
Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası olmadan mal ayrılığı rejiminde aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez. Aile konutunun mülkiyeti bir eş üzerindeyse diğer eşin rızası olmadan bu aile konutunu devredemez ve üzerindeki hakları sınırlayamaz. Tapu kütüğüne aile konutu şerhi de konulabilir.
Kendisine rıza verilmeyen eş hakimden bu duruma müdahale isteyebilir.
……./……./……tarihinde evlendik. Aramızda bugünden itibaren mal ayrılığı rejimini kabul ettik:
1- Her birimizin, yasal sınırlar içerisinde, kendisine ait malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkı olacaktır.
2- Belirli bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden, iddiasını ispatla yükümlü olacaktır. Aksi takdirde aidiyeti ispat edilemeyen mallar, paylı mülkiyetimizdeki mallardan sayılacaktır.
3- Her eş kendi borçlarından dolayı, kendisine ait malların tümüyle sorumlu olacaktır.
4- Mal rejiminin sona ermesi halinde, her birimiz, diğerinin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alacaktır. Ayrıca üstün yararı olduğunu ispat eden, öteki önlemler yanında, diğerine ait payın ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetimizdeki malın kendisine verilmesini isteyebilecektir.