Manevi Tazminat nedir?
Manevi tazminat, bedensel bütünlüğün zedelenmesi ve kişilik haklarının zedelenmesi sonucunda ödenen tazminattır.
Amerika temelli haberlerde gördüğünüz gibi cips paketinden böcek çıkanın milyonlarca lira tazminat aldığı bir sistem Türkiye’de yoktur. Türkiyede Manevi tazminatın kıstasları Borçlar Kanunu madde 56 ve 58 e göre belirlenir. Talebiniz bu kriterlere uymuyorsa davanız reddedilir. Türkiye’deki sisteme göre tazminat kişiyi zenginleştirecek ölçüde olmamalıdır. Bu nedenle dava açıldığı anda zabıta maddi durum araştırması için sizi ziyaret eder.
Burada mahkemeler kriter olarak kişilik haklarınızın veya beden bütünlüğünüzün zedelenmesine dair bir ceza davası güdülüp bunda davalıya kusur atfedilip atfedilmediğini baz alırlar. Esasında kanunen mahkemelerin bağımsızlığı kural olsa da manevi tazminat talepli davanıza bakacak olan mahkeme ceza mahkemesinin vereceği kararı temel alır. Eğer kusur açıkça belliyse ceza şikayetinde bulunmadan da manevi tazminat talep edilebildiği durumlar olmaktadır.
Yani bir bisikletli gelip kazayla kolunuzu azıcık morartsa tazminat isteyebileceğiniz gibi çek borçlularınızdan biri veya birkaçı ödeme yapmasa, bu şekilde iflasınıza sebep olsa, kahrınızdan kanser bile olsanız manevi tazminat isteyemezsiniz. Veya arada nişan veya evlilik bağı olmadıkça sevgiliniz sizi terk etse, bu olaydan dolayı kahrolsanız dahi manevi tazminat talepli bir dava açamazsınız. Evinize gelen haciz memurları size ayrıca hakaret etmedikçe sırf evinize hacze gelmelerinden ötürü, müşterilerinizin işyerinizde haciz ekibiniz görmesinden dolayı manevi tazminat isteyemezsiniz.
Esasında manevi tazminat bir hesaplama temel alınmadan sizin rastgele istediğiniz miktarın hakimin süzgecinden geçip hakimin dünya görüşüne göre karar verdiği bir miktardır.
Yani manevi tazminat talep ettiğiniz bir davada gönlünüzden geçen herhangi bir rakamı isteyebilirsiniz. Kural hakimin bu rakama veya daha düşük bir meblağa hükmetmesidir.
Tazminatın miktarını olayın ağırlığı belirler. Tabi cismani zarar olmayan işlerde daha çok hakimin görüşleri tazminat miktarını belirler.
Eskiden sanatçılar birbirine hakaret edince hem kırgınım hem de parada gözüm yok manasında sembolik olarak 1 liralık tazminat davası açarlardı.
Davalarda kazanan taraf avukatı lehine vekalet ücretine hükmedilir. Sizin açtığınız davada davanız kısmi olarak kabul edilirse, kabul edilmeyen kısım üzerinden karşı taraf vekili lehine vekalet ücretine hükmedilir. Yani sizin talep ettiğiniz rakamdan azcık bile düşüğüne hükmedilirse, davayı kazanmış olsanız dahi aleyhinizde vekalet ücretine hükmedilir.
Avk.164. md. göre Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.
Karşı vekalet ücreti avukatlık asgari ücret tarifesi ne göre mahkemece hesaplanır. Bu hesaplamada talep miktarı göz önüne alınır. Mesela siz uğradığınız hakaretten ötürü 50.000 TL tazminat istediniz. Hakim de lehinize 10.000 TL ödenmesine hükmetti. Yani 40.000 liralık kısmı kaybettiniz. Bu meblağların izafi olması sonucu değiştirmiyor. Bu kısım üzerinden en az 4.000 TL den fazla karşı vekalet ücreti ödemeniz gerekir. Daha abartılı taleplerde daha abartılı karşı vekalet ücretleri çıkacaktır. Buna göre gerçekçi taleplerde bulunmanız gerekir.
Hakim kural olarak sizin talebiniz veya daha altında bir miktara hükmeder. Bu durumda öyle veya böyle açılan davaların çoğunda karşı vekalet ücreti çıkmaktadır.
Mesela siz sembolik olarak 1 liralık dava açtınız. Hakim de tuttu 0.75 kuruşa hükmetti, yine aleyhinizde karşı vekalet ücreti çıkacaktır.
En ufak bir hakarete uğradığınızda 500.000 TL manevi tazminat istiyorum diye avukat avukat gezmeyin. Sizi geri çevirenleri işbilmez diye yaftalamayın. Tutup da bir avukat 500.000 lik davanızı açarsa aldığınız para kadar avukatlık ücretini karşıya ödemek zorunda kalırsınız. Bir o kadar harcı baştan da yatırırsınız.
Manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarar uğrayanın manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak yargıca aittir. Yargıç, manevi tazminatın tutarım belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır.