Menteşeoğulları Beyliği (Menteşe Oğulları Aşireti, Menteşoğulları Beyliği)

XIII. Yüzyılın sonlarına doğru mevcudiyetini gördüğümün Menteşe Beyliğinin bu suretle, yani uçtaki Türklerin batıya doğru yayılmalarıyla mı yoksa güneyden Akdeniz yoluyla mı eski Karya kıtasına yerleştikleri henüz sarih olarak bilinmemekte, bazı kayıtlar ikinci şıkkı tercih ettirmektedir. Bu asrın ikinci yarısı içinde Kaya’ya Menteşe-ili denildiği malüm olmaktadır.

Beyliğe adı verilen Menteşe’nin Karya’yı (Şimdiki Muğla Vilâyeti) 1261’den sonra istila ettiği anlaşılıyor. 1282’de Bizans tarihçilerinin Salpakıs Menteşe yani Sahil beyi Menteşe dedikleri Türk beyinin kumandası altındaki kuvvetlerin Menderes kenarındaki Tralles (Aydın) ile bunun yakınındaki Nyssa (Sultan Hisarı) kalelerini zabt ettikleri malümdur. Bizans imparatoru’nun Karya’yı istirdat için olan teşebbüsleri bir netice vermediğinden Türkler buraya yerleşerek beylik kurmuşlardır.

Cami-üd-Düvel’de Menteşe beyliğine ait Beçin, Milas, Muğla, Palatya (Balat), Bozöyük, Çine, Davaz, Bornaz, Meğri ve Köyceğiz kasabaları zikredilmektedir. Bunlara Menteşe beyliğine ait olarak sonradan Hamid beyliğinin yüksek hakimiyeti altına girmiş olan Foke de denilen Fenike sahil şehrini de ilâve etmek lâzımdır.

Böylece Akdeniz ile Ege denizine sahip olan Menteşe beyliği bu sahillerde donanma vücuda getirmek suretiyle korsanlık yapmışlardır. Daha ilk zamanlarında bu beyliği kuran Menteşe’ye Sahil beyi denilmesi bunların denizle alâkalarını göstermekte ve Menteşe Türkmenlerinin yukarıda işaret ettiğimiz gibi denizden ve belki de Fenike ve Meğri sahillerinden içeriye girdikleri fikrini kuvvetlendirmektedir. Menteşe’nin torunlarından Ahmed Gazi’nin 780 H. / 1378 M. tarihli Milâs’taki cami kitabesinden anlaşıldığına göre Menteşe Bey’in babasının adı Eblistan ve onun babasının ismi de Kurı Bey’dir.

Menteşe Bey’in vefatı tarihi belli değildir; fakat vefatının 1282’den sonra olduğu vekayiin tetkikinden anlaşılmaktadır. Yerine iki oğlundan Mesud Bey geçmiştir. Bunun zamanında ve 1296 tarihinde Bizanslıların Karya’yı istilâ teşebbüsleri sonradan akim kalmıştır.

Mesud Bey, Menteşe donanmasıyla 1300’de Rodos adasına taarruz ederek Rumlardan almıştır. On sene sonra Papa V. Kleman ile Fransa kıralı Güzel Filip’in yardımlarıyla Sen Jan şövalyeleri Rodos’a hücum ederek 15 Ağustos 1310’da adanın merkezini ve dört sene içinde tekmil adayı zabt etmişlerdir. 1312 ile 1319 seneleri arasında Anadolu Türkmen beyleriyle görüşerek Mevlevî tarikatini yaymak isteyen Mevlâna’nın torunu Ulu Arif Çelebi, Menteşe iline gelerek Mesud ve oğlu Orhan Beylerle görüşmüştür.

1319’dan evvel vefat eden Mesud Bey’in yerine oğlu Şücauddin Orhan Bey geçmiş ve bu 1320’de Rodos’un istirdadı için çalışmış olduğuna göre Mesud’un ölümü bu tarihten evvel olmalıdır. 1333’de Anadolu’ya gelen seyyah İbn-i Batuta beyliğin merkezi olan Beçin’de Orhan Bey’le görüşmüştür. Orhan Bey’in vefatı tarihi bilinememekte ve fakat yerine geçen ve babası zamanında Muğla beyi olan İbrahim Bey’in 1344 M. tarihli Muğla camisi kitabesine göre ölümü bu tarihten evveldir.

İbrahim Bey, Lâtinlerin eline düşen İzmir’i kurtarmak için Aydınoğlu’na yardım etmek üzere hazırlanırken İzmir’in düşmesi üzerine bir iş görememiş ve fakat Menteşe donanmasının korsanlığı sebebiyle Venedikliler’in bazı ağır tekliflerini kabule mecbur olmuştur (1355).

1360 veya az daha evvel vefat eden İbrahim Bey’in ölümüyle memleket Musa, Mehmed ve Ahmed isimlerindeki üç oğlu arasında taksim olunarak bütünlüğüne halel gelmiştir. Musa Bey’in 1375’den evvel vefatı üzerine Menteşe beyliği merkezi Palatya olarak Mehmed Bey’de ve asıl merkezi Beçin olmak üzere Gazi Ahmed Bey’de kalmıştır. İskenderiye’yi zapteden Frenklere karşı 766 H./1365 M. de Memlük sultanı’nın Anadolu beylerini Frenklere karşı harbe tahrik eden namesine Menteşe hükümdarı Musa veya Ahmed Beylerden biri kabul ile hazırlığını bildirmiştir.

Balat ve havalisinin 1389’dan evvel Menteşeoğlu Giyasü ddin Mahmud Bey’in elinde bulunduğu görülüyor. Bunun biraderi olması muhtemel İlyas bey’le mücadelesi neticesinde Osmanlılara iltica ettiği anlaşılıyor. Menteşe beyliğinin Balat (Palatya) şubesi 1390’da Yıldırım Bayezid tarafından işgal olunarak İlyas Bey kaçmış ve bu suretle Balat, Ankara muharebesinin sonuna kadar on iki sene Osmanlı idaresinde kalmıştır. Menteşe beyliğinin Beçin-Milâs şubesi ise bura hükümdarı Gazi Ahmed Bey’in 793 /Şaban 1391 Temmuzda vefatından sonra Osmanlılara geçmiştir.

Ankara muharebesinden sonra Timur’un, Anadolu beylerine eski yerlerini verdiği sırada Menteşeoğlu Mehmed Bey de tekmil Menteşe’yi vermiş ve Mehmed’in o sırada vefatı dolayısıyla oğlu İlyas Bey Menteşe beyi olmuştur (805 H./1402 M..)

İlyas Bey, Osmanlı şehzadeleri arasındaki saltanat kavgaları sırasında bir ara Aydınoğlu Cüneyd Bey’le birlikte Saruhanoğlu Hızır Şah da beraber olarak Osmanlı şehzadesi İsa Çelebi’ye yardım etmişler ise de muvaffak olamamıştır. 1414’de Menteşe beyliği Osmanlı hükümdarı Çelebi Mehmed’in yüksek hâkimiyeti altına düşmüş ve İlyas Bey kendi adiyle beraber Çelebi Mehmed adına sikke kestirmiş ve iki oğlu Leys ile Ahmed’i rehin olarak Osmanlı sarayına göndermiştir.

İlyas Bey 824H./ 1421 M. de vefat etmiştir. Aynı sene içinde Çelebi Mehmed’in vefatı ve Düzme Mustafa denilen Yıldırım Bayezid’in oğlu Mustafa Çelebi’nin hükümdarlık iddiasıyla ortaya çıktığı ve Edirne’nin boş bulunduğu sırada Leys ile Ahmed kaçıp memleketlerine gelerek idareyi ele almışlardır ki bunu Leys’in aynı senede kestirmiş olduğu sikkesinden anlıyoruz. Kardeşi Ahmed’in de tarihsiz bir sikkesi vardır.

Osmanlı tarihlerine göre 829 H. / 1425 M. de Menteşe beyliği elde edilerek Leys ile Ahmed yakalanıp Tokat kalesinde Bedevi çardak denilen burçta hapsolunmuşlardır. Bunlardan Ahmed kaçmış ise de Leys katlolunmuştur. Ahmed’in oğlu İlyas 1451’de Fatih’in cülüsu esnasında Menteşe’ye gelmiş ise de üzerine sevk edilen Anadolu beylerbeyi İshak Paşa’dan kaçarak Rodos’a gitmiştir.

Menteşe oğullarına ait M uğla, Balat, Beçin, Milâs’da cami ve medrese ve türbeler vardır. İlyas Bey’in Balat’taki 806 H. / 1404M. tarihli cami Türk eserlerinin en nefislerindendir. Menteşe Emiri Mehmed Bey’in oğlu Mahmud Çelebi adına avcılığa dair Bazname isminde Farsçadan Türkçeye çevrilmiş bir eser ile İlyasiye ismiyle İlyas Bey adına bir tıp kitabı vardır.