Milli park kanunu olan bir yapılaşmadır.Milli parklar kanunu çok net ve şöyle diyor.” Ülkeyi savaşa karşı koruyabilmek için yapılacak yatırımlar dışında hiçbir bina yapamazsın.Genelkurmay Bşk.lığın izin verdiği,Türkiye’nin savunması için gerekli olan bina ve tesislerin dışında birşey yapılamaz.
Milli Parklar bilindiği gibi kendi doğallığına bırakılan alanlardır. Milli Parklar Yasası, ekolojik dengenin bozulması, yaban yaşamına zarar verilmesi, çevre kirliği yaratacak iş ve işlemler yapılmasını ve dolayısıyla bu alanlar üzerindeki her türlü ticari işlemleri yasaklar.
Uludağ konusunda konuşurken bir milli park olduğunu unutulmaması gerekmektedir.
Dünya’da %6, Avrupa Birliği %11, İngiltere’de %21, Almanya %25, Danimarka %35 olan “koruma altındaki doğal alanlar” Türkiye’deki %1 (yüzde bir) gibi oldukça düşük orandadır. Buna karşın Milli Parklar, gerektiği gibi korunmamaktadır,
Uludağ Milli Park koruma alanının içindeki derelere dökülen su kaynakları su firmaları tarafından satın alınarak kilometrelerce uzunluğundaki borularla Uludağ’ın kuzeyinde yer alan şişeleme tesislerine tahsis edilmiştir .
Uludağ’daki su kaynakları, Milli Parklar Yasasıyla koruma altında olmasına rağmen, Çayırlıdere Yaylası, Koğukdere Yaylası, buzul göllerinin içinde bulunduğu Karagöl Yayla ve son olarak da Uludağ Milli Parkının doğu sınırını oluşturan Büyükdere’nin (Kocadere) kaynağı su firmalarına tahsis edilmiştir.
Bursa’nın saygın ve mücadeleci jimliği ile tanınan DOĞADER Yaptığı açıklamada;
Uludağ Milli Parkı’nın doğu sınırını oluşturan Koca Dere batıya doğru Deliçay, Kapıyayla Deresi, Koğukdere, Çayırlıdere ve Büyükbalıklı Dere sularıyla Bursa ovasında birleşerek Nilüfer’e karışmaktadır. Kocadere’yi besleyen kaynak suyu nesli tükenmekte olan kırmızı benekli alabalıkların yaşam alanını oluşturuyor.
Orman sınırının üzerinde yer alan kaynağın çevresi, aynı zamanda Apolyont Kelebeği’nin nektarlarıyla beslendiği bitkiler ve orkidelerin de en sık bulunduğu yer özelliğine sahiptir.
Kestel‘in güneydoğusunda bulunan su firmasına ait su boruları Alaçam Köyü, Umurbey Yayla ve Koca Dere kaynağına üç boru halinde döşenmektedir. Kocadere Vadisinin yüzlerce yıllık kayın ve göknar ağaçları da boru döşenmesi sırasında ortadan kaldırılırken, boz ayı üreme ve yaşam alanları da zarar görmektedir.
DOĞADER, bu sorunlarla ilgili olarak Milli Park yasasıyla korunan Uludağ’da su kaynaklarının özel su şirketlerine tahsis edilerek suç işlendiğini her platformda dile getirmektedir. Dereleri ve Uludağ’daki canlı yaşamını besleyen suların doğrudan kaynaklarından alınması sonucunda küresel ısınmaya paralel gelecek 10 yıl içinde derlerin kuruyacağını ve Uludağ’ın doğal ekosisteminin büyük zarar göreceğini belirtmektedir.
Ekosistemin hayat damarlarından olan su kaynakların alınması sonucunda alabalıklar (salmo, trutta) neslinin tükenecek, suya bağlı yaşayan bitki toplulukları da zarar görecektir. Milli Parklar Yasasına aykırı olduğu bilindiği halde, Uludağ Milli Parkı’nda su boruları döşemesine göz yumulmakta, doğal dokusu tahrip edilmekte ve açılan yollar kaçak avcıların koruma alanlarına girmesine neden olmaktadır.
Kendi doğallığına bırakılması ve korunması gereken doğal alanlar, işbaşına gelen hükümetlerin siyasal oyunlarının kurbanı olmaktadırlar. Doğal alanların yok oluşuna daha fazla izleyici kalınamaz. Bulabildiği su kaynakları kirletilmiş, kirlenmemiş olanları, su şirketleri tarafından ele geçirilmiş Uludağ Milli Park’ındaki yaban yaşamı risk altındadır. Bu tür uygulamalar, doğada yaşayan hayvanların yaşam hakkını elerinden almaktadır.
Kirli su yer altına basılıyor.
Bursa sahip olduğu toprak ve su zenginliği bakımında bir tarım kenti olması gerekirken önce tekstil ardından oto sanayi ile birlikte sanayi kenti durumuna getirilmiştir. Bu gelişmenin sonucunda Bursa Ovası’nın büyük bir kısmı konut ve sanayi tesisleri tarafından istila edilmiştir.
Zengin ova toprağı üzerinde yükselen küçük atölye ve sanayi tesisleri gereksinim duydukları suyu yer altı suyundan karşılamaktadır. Özellikle boyama sanayi için çok gerekli olan su bu açılan kaçak kuyularla bedava karşılanmaktadır. Bu su üretimde kullanılıp kirletildikten sonra yine yer altına basılmaktadır.
Böylelikle en temiz ve damıtılmış durumdaki yer altı suyu gittikçe kimyasal kanalizasyon durumuna gelmektedir. Yetkili makamlar bu durumu bildikleri halde hiçbir önlem almamaktadırlar. Sanayi tesisleri ve atölyeler ani baskınlarla sürekli denetim altında tutulmalı, kaçak kuyular kapatılmalı, yer altına kirli su deşarjı engellenmelidir.
Uludağ’ın su potansiyeli
Bu konu yıldan yıla değişiklik kaydetse de Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü verilerine göre, Uludağ’ın su potansiyeli yaklaşık “158 hm3/yıl” olarak hesaplanmıştır. Küresel ısınma, göreceli olarak hesaplanan bu su debisini, her geçen yıl biraz daha azalmasına neden olmaktadır.
Bundan yaklaşık 30 yıl önce Bursa’nın Teleferik semtinde her yıl bir metreyi aşan kar yağardı. Kar uzun süre kalkmaz, çatılarda bir metreyi aşan kalın buz sarkıtları oluştururdu. Yaklaşık 60 yıl önce ise aynı yerde bulunan evlerde yaşayanlar dışarı çıkmak için kar içinden tünel açmak zorunda kaldıkları anlatılmaktadır.
Uludağ Milli Parktır
Uludağ’daki Oteller hem kaçak hem de dereleri kirletiyor. Buna karşın Uludağ Milli Parkı’nda tümü kaçak ve haklarında mahkeme tarafından verilmiş yıkım kararları uygulanmayan otel ve kamu tesislerinin, arıtılmadan Kaplıkaya ve Balıklı derelerine bıraktıkları kanalizasyonlar, bu dereleri kullanılmaz duruma getirmektedir.
Bundan yıllar önce BUSKİ, Bursa’da Uludağ eteklerindeki Kaplıkaya Deresi üzerinde kurduğu içme suyunu tesislerini, dereye Oteller Bölgesindeki tesislerin kanalizasyonu boşaltıldığı için kapatılmak zorunda kalmıştı. Kaplıkaya Deresini kirleten Uludağ’daki tesislere bu güne kadar herhangi bir yaptırım uygulanmamış, kayıtsızlık daha da ileri götürülerek 2. Gelişim Bölgesi olarak anılan bölge turizm amaçlı yatırımlara açılmıştır.
Uludağ 2. Gelişim Bölgesi, Kırkpınar su havzası üzerinde yükselmektedir. Tüm dünyada titizlikle korunan, üzerinde hiçbir yapılaşmaya izin verilmeyen su havzaları ülkemizde bilinçsizce yok edilmekte ve kirletilmektedir. Bugün kış aylarında bile 2. Gelişim Bölgesi’ndeki Balıklı Deresinin yakınlarından geçilirse o derin pis kokuyu duyulur.
Yaz aylarında, yanına yaklaşılmayacak derecede pis kokular saçan Balıklı Deresine boşalan kanalizasyon, 1. Gelişim Bölgesi’nin kanalizasyonunu taşıyan Kaplıkaya deresiyle birlikte Bursa Ovasına akmaktadır. Bursa Ovasındaki birçok tarım alanı, bu derelerin sularıyla sulanmakta, kirlilik besinlerle birlikte soframıza kadar ulaşmaktadır.
Şişelenen suyun kaynağı yasadışı
Bilindiği gibi, ülkemizde şişelenmiş su pazarının önemli bir kısmı, Bursa’da kurulu bulunan su işletmelerinden karşılanmaktadır. Bu şirketler, Milli Parklar Kanunu’na göre, hiçbir ticari faaliyet yapılmaması gereken Uludağ’ın zirvesine kadar uzattıkları borularla, Uludağ’ı gerçek anlamda hortumlamaktadırlar. Komik denecek kadar ücret ödeyerek aldıkları ruhsatları, yine komik derecede ödenen su kullanım bedeliyle gerçekleştirilen üretim şaibelidir. Milli Parklarda hiçbir ticari işlem yapılamaz.
Su gibi yaşamsal önemde olan bir maddeyi yalnızca insanın tasarrufuna alınmakta, Uludağ Milli Parkı’ndaki doğal yaşam göz ardı edilmektedir.
Bu şirketlerin Türkiye çapında oluşturdukları potansiyel, uluslararası şirketlerin de iştahını kabartmaktadır. Ülkemizin en büyük hazır su bunun sonucudur. Büyüyen su pazarının gittikçe bir arenaya dönüşeceği hesaplayan uluslararası şirketler, bu denetimsiz pazarı ele geçirme telaşı içindedirler. Bursa’nın içme suyu şebekesinin özelleştirileme çalışmaları da bu oyunların bir parçasıdır.
Doğader Başkanı Caner GÖKBAYRAK ; Milli parktan su alamazsınız.Ama buna izin vermişler.belli sürelerde izin vermişler ancak, KAPTAÇ tesisleri onlarcası var.Tesisin kapısı çelikten.Kuş uçmaz kervan geçmez.Kapının üzerinde direk ve onun da üzerinde 4 tane kamera var.Kameranın tepesinde de güneş paneli var.
Bizim malımızı,halkın malını sahiplenmişler.
Doğader Başkanı Caner GÖKBAYRAK her yerde,derelerin önünün kesildiğini,biriken suyun da 10-15 santimlik borularla aşağıya indirildiğini görüyoruz.Bakanlığa şikayet ettik.Görevliile birlikte kaçtane boru patlattığını bilemiyorum dedi.
HABER: BÜLENT ÖZGEN