Miras Denkleştirme Davası

Miras denkleştirme davası, miras hukuku uyuşmazlıklarında kendisine yer bulan önemli davalardan biridir. Miras denkleştirme davası ile bazı mirasçıların elde ettiği menfaatlerin mirasa geri eklenerek onların miras payları ile bir nevi denkleştirme sağlanması amaçlanmaktadır.

Miras Denkleştirme Davasının Özellikleri

Miras denkleştirme davasının özelliklerini aşağıdaki gibi saymamız mümkündür:

Miras Denkleştirme Davasının Tarafları

Miras denkleştirme davasının tarafları denkleştirme borçlusu ve denkleştirme alacaklısı olarak ifade edebileceğimiz iki taraftır. Miras denkleştirme davasında denkleştirme borçlusu, mirasbırakanın ölümü anında ‘’yasal mirasçı’’ sıfatına sahip olan ve denkleştirmeye tabi kazandırmayı almış bulunan kişidir. Yasal mirasçı olma özelliği taşıyan bir kişi, mirasbırakanın ölümünde mirastan yoksunluk, mirasçılıktan çıkarılma, mirastan feragat veya ret sebebiyle bu sıfatı kazanamamış sayılıyorsa miras denkleştirme davasında denkleştirme borçlusu olamaz. Bu konularla ilgili de ayrı ayrı makalelerimize de bakabilirsiniz. Miras denkleştirme davasında denkleştirme alacaklısı olabilecek kişiler ise, sadece mirasbırakanın ölümü anında onun yasal mirasçısı sıfatına sahip olanlardır.

Miras Denkleştirme Davasında Miras bırakanın Altsoyunun Durumu

Miras denkleştirme davasında miras bırakanın altsoyunun durumuna yönelik olarak Medeni Kanunca özel bir düzenleme getirilmiştir. Miras bırakanın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar açısından özel olan durumu şöyle açıklayabiliriz: Miras bırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tabidir ve dolayısıyla miras denkleştirme davasının konusunu oluşturur. Bir de son olarak belirtmeliyiz ki altsoy açısından mirasçılık sıfatının kaybı halinde özel bir durum söz konusudur. Mirasın açılmasından önce veya sonra mirasçılık sıfatını kaybeden mirasçıya ait geri verme yükümlülüğü, onun yerini alan mirasçılara, miras paylarında meydana gelen artış oranında geçer. Dolayısıyla altsoy açısından miras denkleştirme davasında yine bir yükümlülük doğmuş olacaktır.

Miras Denkleştirme Davasında Denkleştirmeye Tabi Kazandırmalar

Miras denkleştirme davasında denkleştirmeye tabi kazandırmaları öncelikle kazandırmanın karşılıksız ve mirasbırakanın sağlığında yapılmış olmasını belirtelim. Bunun dışında mirastan denkleştirme davasında kanunen denkleştirmeye tabi kazandırmaları aşağıdaki gibi sayabiliriz:

Miras Denkleştirme Davasında Denkleştirmeden Muaf Tutulan Kazandırmalar

Miras denkleştirme davasında denkleştirmeden muaf tutulan kazandırmalar aşağıdaki gibidir:

Mirasta Denkleştirme Nasıl Yapılır?

Miras denkleştirme nasıl yapılır sorusunu çeşitli ihtimallere göre cevaplayacağız. Öncelikle miras denkleştirme davasında geri vermekle yükümlü olan mirasçı, dilerse aldığını aynen geri verir; dilerse payından fazla olsa bile değerini miras payına mahsup ettirir. Hakim bu noktada denkleştirme borçlusunun isteğine göre hareket edecektir. Yapılan kazandırma miras payını aştığı takdirde mirasçı, mirasbırakanın bunu kendisine bırakmak istediğini ispat ederse, bu fazlalık denkleştirmeye tabi olmaz. Hakimin bu duruma inanması lazımdır. Hakim denkleştirmeyi, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre yapar.

Miras Denkleştirme Davasında Zamanaşımı

Miras denkleştirme davasında zamanaşımı süresi Yargıtayca 10 yıl olarak belirtilmiştir. Ancak bu sürenin başlangıç anı için dikkat etmemiz gerekenleri açıklayacağız. Mirasta denkleştirme davasının açılabilmesi için terekenin paylaşılmış olması mecburiyeti bulunmamaktadır. Paylaşmadan önce, paylaşma sırasında veya paylaşmadan sonra miras denkleştirme davası açılabilir. Mirasta denkleştirme istemi mirasın paylaşılması tamamlanana kadar gerçekleştirilebilir. Başka bir anlatımla mirasta denkleştirme istemi miras paylaşılmadığı sürece zamanaşımına uğramaz. Mirasın taksimi halinde ise taksimin yapılmasından itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde mirasta denkleştirmenin istenmesi gerekir.

Miras Denkleştirme Davası ve Mirasta Tenkis Davası Farkı

Miras denkleştirme davası ve mirasta tenkis davası arasındaki farklılıklar açısından bir incelemede bulunacak olursak; her ne kadar tenkis davasıyla işlevsel benzerliğinden söz edebilsek de tenkisten farklı olarak denkleştirmeden maksat, miras bırakanın tasarruf oranını aşan kazandırmaların yasal sınıra çekilmesi değil, miras bırakanın yasal mirasçılardan bazısına diğerleri aleyhine sağlığında yaptığı bazı kazandırmaların mirasa geri verilmesidir. Bu yolla söz konusu kazandırmalar mirasın paylaştırılmasında hesaba katılmış olacaktır. Örneğin, iki kızından birine karşılıksız 50 bin TL masraf yaparak dükkan açan annenin ölümü üzerine miras paylaşılırken, diğer kız saklı payına tecavüz oranı ve tenkis davası açması gerekmeksizin kardeşinden 50 bin TL’yi mirasa iade etmesini paylaşmanın buna göre yapılmasını isteyebilecektir. Miras denkleştirme davası ve tenkis davası arasındaki farkın daha net anlaşılabilmesi için ‘’Tenkis Davası ve Şartları’’ başlıklı makalemizin de okunmasında fayda vardır.

Mirasta Denkleştirme Yargıtay Kararları

‘’…Yasal mirasçılar, miras bırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir…’’ YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E. 2015/17895 K. 2017/2125 T. 20.3.2017

‘’…Mirasbırakan tarafından sağlığında eşine yaptığı kazandırma, açıkça denkleştrirmeye tabi olduğu belirtilmedikçe kural olarak denkleştirmeye tabi tutulamaz. Davalı eşe yapılan kazandırma Türk Medeni Kanununun 669/2. maddesinde sayılanlardan değildir. Bu durumda karşılıksız kazandırmanın miras payına mahsuben yapıldığına ve denkleştirmeye tabii olduğunu davacı her türlü delille kanıtlayabilir. Öyleyse ispat yükü davacıdadır.’’ (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2011/9794 K. 2011/12587 T. 18.7.2011)

‘’…Mirasbırakan tarafından 13.500 TL. naktin sağlığında bankadan çekilip, davalıya sağlararası işlemle verildiği sabittir. Bu paranın ivazlı olarak davalıya verildiği, davalı tarafından kanıtlanmış olmadığı gibi mirasbırakanın davalıyı denkleştirmeden ( iade ) muaf tuttuğuna ilişkin bir delil de getirilmemiştir. Bu durumda, davalıya bağışlanan bu paranın Türk Medeni Kanununun 671 vd, maddeleri gereğince denkleştirmeye tabi tutularak; öncelikle mirasbırakanın net tereke miktarının hesaplanması; net tereke üzerinden davalının yasal miras payının belirlenmesi; yasal miras payını aşan kazandırma yapılmış ise aşan kısmın denkleştirmeye tabi tutulması gerekir…’’ (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/4629 K. 2011/6951 T. 25.4.2011)

‘’…Mirasta denkleştirme iddiası gerçekleştiği takdirde, denkleştirmeye tabi kazandırmaların ölüm günündeki değerinin tespiti ve davacının payının buna göre hesaplanması gerekir. Bulunacak denkleştirme oranı belirlendikten sonra, davalıya Türk Medeni Kanunu’nun 671. maddesinde yer alan tercih hakkı kullandırılmalıdır…’’ (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2009/14753 K. 2009/21912 T. 17.12.2009)

‘’…Altsoy dışındaki yasal mirasçıların miras bırakandan elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaların denkleştirmeye tabi olması için, bunların miras payına mahsuben verildiğinin kanıtlanması gerekir. Öte yandan, dava konusu menkul eşyaların miras bırakanın ölümünden sonra davalı tarafından alıp götürüldüğü anlaşıldığından ve davacının da paylaşma isteği bulunmadığından talebin reddi gerekir…’’ (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2009/625 K. 2009/6776 T. 9.4.2009)