Miras Payı Oranları ve Miras Paylaşımı hakkında insanların sıkça merak ettiği ve tarafımıza farklı şekillerde sorularla kullanıcıları aydınlatmak isteriz.Miras Payı Oranları ve Miras Paylaşımı öncelikle mirasın tanımı ile başlamak gerekir.
Miras, ölen bir kişinin yakınlarına kalan para, mal veya mülk, kalıttır. Ölen kişinin mirasını paylaşan kişiler ise ölen kişinin mirasçılarıdır. Yasal ve atanmış olarak iki tür mirasçı vardır;
-Miras bırakanın kan hısımları
-Miras bırakanın sağ kalan eşi
-Altsoy ve evlatlık
Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer.
Mirası bırakılan kişiler yani mirasçılar, miras bırakanın ölümüyle miras üzerinden belli miktarda hak sahibi olurlar ve bu da mirasçıların miras payıdır. Miras payları da Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanununda zümre (derece) sistemi kabul edilmiştir. Yasal mirasçı olabilmek için bir dereceye dahil olmak gerekir. Kanuna göre miras bırakanın ölümü halinde miras paylaşımına dahil olabilmek için üç dereceden (zümreden) birinde yer almak gerekir. Bu üç dereceyi (zümreyi) açıklayalım;
1.Derece (Zümre) Mirasçılar
Miras bırakanın birinci derece mirasçıları onun altsoyudur. Altsoy miras bırakanın çocukları, torunları ve bunlardan doğanlardır. Çocuklar birbirleriyle eşit olarak mirasçıdırlar. Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Yani miras bırakanın çocuğu miras bırakandan önce ölmüşse onun çocuğu (miras bırakanın torunu) aynı şekilde mirasçı olur.
2.Derece (Zümre) Mirasçılar
Miras bırakanın ölümü halinde ikinci derece mirasçıları onun anne ve babasıdır. Anne ve babanın mirasçı olabilmesi için miras bırakanın birinci derece mirasçılarının olmaması gerekir. Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar.
Miras bırakandan önce ölmüş anne ve babanın yerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyu alır. Yani miras bırakanın anne ve babasının ölmüş olması halinde miras bırakanın kardeşi veya varsa kardeşleri mirasçı olur.
3.Derece (Zümre) Mirasçılar
Miras bırakanın ölümü halinde üçüncü derece mirasçıları miras bırakan yani murisin büyükanne ve büyükbabasıdır. Ancak büyükanne ve büyükbabanın mirasçı olabilmesi birinci ve ikinci derece mirasçıların bulunmaması gerekir. Yani miras bırakanın altsoyunun bulunmaması ve anne, babasının altsoyu bırakmadan miras bırakandan önce ölmüş olmaları gerekir.
Miras bırakandan önce ölen büyükanne ve büyükbabanın yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyu alır. Böylelikle miras bırakandan önce ölen büyükanne ve büyükbabanın yerine miras bırakanın amca ,hala, dayı, teyzeleri ve onların altsoyu mirasçı olur.
Bu belirtilen üç derece (zümre) bakımından;
Eşin mirastan pay alabilmesi için sağ, yaşıyor olması gerekir, Türk Medeni Kanununda (TMK’da) da düzenlendiği üzere sağ kalan eş mirasçı olabilir. Sağ kalan eş yukarıda belirttiğimiz derecelere (zümrelere) bağlı olarak mirasçı değildir. Eş, mirasçıya bağlı olarak hangi derecenin (zümrenin) mirasçılık hakkı var ise, o zümreyle birlikte mirasçı olur.
Miras bırakanın hiçbir derecede mirasçısının bulunmaması halinde yani en son 3. derecede büyük anne ile büyük babanın mirasçıdan önce ölmüş olması halinde onlarında altsoyları bulunmuyorsa sağ kalan eş tek başına mirasçı olur. Diğer yasal mirasçılar (1.,2. ve 3. derecede miras payı sahibi olanlar) yoksa bile eş kanunda da belirtildiği üzere yasal bir mirasçıdır.
Atanmış mirasçı varsa eş bununla beraber mirasçı olur.
Sağ kalan eşin miras payı alma oranı TMK’nın 499. maddesinde düzenlenmiştir.
Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:
Boşanma kararının kesinleşmesiyle eş yasal mirasçı olamaz. Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yasal mirasçı olamaz. Aksi halde yasal mirasçılık devam eder.
Mahkemenin verdiği ayrılık kararı mirasçılığı etkilemez.
Evlilik dışı doğan çocuğun babası bakımından mirasçı olabilmesi için babası olduğuna dair resmi bir dayanağının olması gerekir. Bunun için soybağının tanıma ya da hakim kararı ile kurulması gerekir. Böylelikle evlilik dışı çocuk aynen evlilik içinde doğan çocuk gibi babasının mirasçısı olur.
Miras bırakanın evlat edinmesi halinde, evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar. Evlatlık olan çocuğun mirasçılığı kanunda düzenlenmiş yasal mirasçılıktır.
Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer. Mirasçı hiçbir yasal mirasçısı mevcut değil ve mirası için atamış olduğu bir mirasçısı da yoksa miras devlete geçer.
Kanunda belirtildiği üzere, mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu şekilde kanunla altsoy, ana, baba ile eşin miras payının bir kısmı korunmuş olur. Sayılan mirasçılardan hiç biri yoksa, miras bırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir.
Saklı pay anlaşıldığı üzere, kanunda belirlenen kişilerin, her halükarda mirastan almaları gereken miras payını ifade eder. Bu pay yasal mirasçıların hakkı olup miras bırakan bu pay üzerinde tasarruf hakkına sahip değildir.
Saklı pay oranları aşağıdaki gibi belirlenmiştir:
Saklı pay hakkı bulunan mirasçılar; saklı pay oranlarını ihlal eden düzeyde olan tasarruflarının mirasçının ölümünden sonra iptal edilmesine ilişkin olarak tenkis davası açma yoluna gidebilmektedirler. Tenkis davası ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek için Farah Hukuk internet sitesindeki ‘Tenkis Davası Nedir? Koşulları Nelerdir?’ makalesine bakabilirsiniz.
Miras bırakanın ölümüyle birlikte mirasçılar terekeye (miras bırakanın mal varlığına) elbirliğiyle sahip olurlar. Mirasçılar arasında miras payının paylaşılması konusunda sorun çıktığı takdirde mirasın paylaşımını taraflar mahkemeden talep edebilir. Miras paylaşımı davası ile mirasçıların miras bırakanın mal varlığı üzerindeki elbirliği mülkiyeti son bulur.
Miras payının paylaşımı konusunda hak kaybına uğramamak adına bir avukat ile bu süreci takip etmek daha olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Mirasın açılmasından itibaren miras ortaklığı sona erinceye kadar miras paylaşımı davası açılabilir.
Miras bırakanın mal varlığının paylaşımı konusunda uyuşmazlığa düşen her mirasçı mal paylaşımı davası açabilir. Dava açılmadan önce dava açacak kişilerin mirasçılık belgesi alması gerekir. Davanın mirasçılık belgesi ve dilekçeyle beraber açılması gerekir.
Miras paylaşımı davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise miras bırakan yani murisin son ikamet ettiği yer mahkemesidir.
Miras bırakan kişiler mallarını mirasçılardan kaçırmak amacıyla bazı mirasçılarına malların devretmek diğer mirasçılarını bu mallardan mahrum etmek amacıyla mirastan mal da kaçırmaktadırlar. Bu konuda daha detaylı bilgi için Farah Hukuk internet sitesindeki ‘Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası Davası Nasıl Açılır?’ makalesini inceleyebilirsiniz.
Mirastan feragat edildiği takdirde de feragat eden kişi miras üzerinde hak sahibi olamayacaktır. Mirastan feragat ile ilgili bilgi edinmek için de Farah Hukuk internet sitesindeki ‘Mirastan Feragat Sözleşmesi’ makalesine de bakabilirsiniz.