Miras bırakanın ölümü tarihinde terekesinin borca batık olduğu açıkça belli veya resmen tespit edildiği takdirde, miras reddedilmiş sayılacaktır.
Miras bırakanın ölümü ile birlikte miras, yasal mirasçılara hiçbir talep olmaksızın kendiliğinden geçer. Mirasçıların kabul beyanı vermesine gerek yoktur. Miras tüm aktif ve pasifleriyle birlikte mirasçılara geçecektir. Bu durumda mirasçılar, murisin (miras bırakan) borcundan yalnızca tereke miktarı ile değil; ayrıca kendi malvarlıkları ile de sorumlu olurlar.
Terekenin ( malvarlığının) borca batık olması mirasın açılması anında var olmalıdır. Yargıtay uygulamasına göre terekenin borca batık olup olmadığının tespitine dair tensiben araştırma yapılması kabul edilmektedir. Buna göre mahkemece murisin aktif ve pasifine dair malvarlığı araştırması yapılmak üzere; tapuya, bankalara, trafik tescil müdürlüğüne, vergi dairesine, sosyal güvenlik kurumuna, ticaret sicil müdürlüğüne ve belediyelere müzekkereler yazılmakta, bu hususa ilişkin kolluk araştırması yaptırılıp, tanık dinlenmesi gerekir.
Murisin (miras bırakan) ölümü anında borçlarını ödemekten aciz olması tek başına yeterli değildir. Ayrıca bu acziyetin açıkça belli olması veya resmen tespit edilmiş olması da gerekmektedir.
Gerek açık, gerekse zımni olarak miras kabul edilmiş ise artık kabul eden açısından ret hakkının kullanılması durumu olmaz. Çünkü miras kesin olarak kazanılmış sayılır.
Mirasın hükmen reddi davası, ancak miras hakkının mirasçıya geçmesinden sonra mümkün olacaktır. Muris hayatta iken mirasın hükmen reddi davası açılması mümkün değildir.
Açılacak olan dava mirasın hükmen reddinin tespiti davasıdır. Yargıtaya göre, mirasın hükmen reddi davaları aslında menfi tespit davası özelliği göstermektedir.
Mirasın hükmen reddi durumunda mirasçı terekeden hiçbir hak talep edemeyecektir. Murisin kalan borçlarından da hiçbir şekilde sorumlu tutulmayacaktır.
Mirasın hükmen reddini isteyen mirasçı veya mirasçılar, davayı tereke alacaklıları aleyhine karşı açmalıdır. Mirasın hükmen reddi davasının tüm alacaklılara karşı açılması şart olmayıp, icra takibine başvuran, dava açan veya mirasçılar açısından böyle bir tehlike barındıran alacaklıya karşı açılması yeterlidir. Zaten dava açıldıktan sonra mahkeme murisin aktif ve pasif tüm malvarlığı bilgisini araştıracaktır.
Somut uyuşmazlıkla ilgili hukuki niteleme hâkime ait olup, mirasın hükmen reddi davası hasımsız olarak açılmışsa dava husumet eksikliğinden hemen reddedilmeyip, davacıya tereke alacaklısını davaya dahil etmesi için makul bir süre verilip sonucuna göre hareket edilmelidir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi)
Mirasın hükmen reddi davasının malvarlığına ilişkin bir davadır. Bu nedenle mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Mirasın hükmen reddi davalarında da yetkili mahkeme davalı olan tereke alacaklılarının dava tarihi itibariyle yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.
Mirasın hükmen reddi davaları her hangi bir süreye tabi olmayıp her zaman açılabilir
**Mirasın hükmen reddi davasının avukat aracılığı ile açılması durumunda vekaletnamede bu davanın
açılabileceğine dair özel yetki bulunmalıdır.
1-) Vekaletnamede Özel Yetki Bulunmalıdır
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1835 E. – 2015/2844 K.
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.05.2014 gün ve 2013/14986-2014/10592 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Mirasın reddi isteğinde bulunan davacı …’ın Av. …’ya verdiği vekaletnamede mirasın reddi yetkisini içeren bir ibare yer almadığından, TMK’nın velayet, vesayet ve mirasın hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren vekaletnamenin davayı takip eden Av. …’dan temin edilerek, Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE , 16.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
2-) Mirasın Hükmen Reddi Davasını Yasal ve Atanmış Mirasçılar Açabilir
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2669 E. – 2016/3303 K.
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.09.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’in 17.10.2010 tarihinde öldüğünü, ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğunu açıklayarak mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirler.
Mirasın hükmen reddi davasını yasal ve atanmış mirasçılar açabilir. Mirasçı olmayan kişinin dava açma hakkı yani aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgelerine göre, davacı …’in muris …’in mirasçısı olmadığı anlaşıldığından aktif dava ehliyeti de bulunmadığı gözetilerek davanın … yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre; karar tarihinden önce vekillikten çekildiği anlaşılan davacılar vekili için vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile temyiz olunan hükmün
BOZULMASINA
, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Mirasın hükmen reddi dava dilekçesi ve hukuki sorunlarınız için Bakırköy Avukat ile iletişime geçebilirsiniz.