Mobbing nedir? Mobbing nasıl ispatlanır? Son dönemde işverenlerin baskısı ve yargıtayın emsal kararları ile çokça araştırılan bir konu haline geldi.
Mobbing ya da bezdiri, bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba sosyal kabadayılık yapması anlamına gelir. Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak; sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit gibi şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırı olarak nitelendirilebilir. Mobbing iş hayatında özel sektör veya kamuda karşımıza çıkabilmektedir. Ancak gelen şikayetlerin çok büyük bir kısmı özel sektörde oluşmaktadır.
İş hayatında mobbing çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilmektedir, bunlar:
Yok sayılma, lakap takma, çalışan hakkında söylenti yaymak, i
şçinin ofiste tecrit edilmesi, çalışanların görevlerini yerine getirmesinin zorlaştırılması, çalışanın işten ayrılmasını sağlamak, görmezden gelme, yapılan işin sabote edilmesi, uygunsuz şaka, statünün küçümsenmesi, cinsel tacize maruz bırakılması, sözlü ya da yazılı tehdit, kaba ve kötü sözlerle rencide edilmesi, iş performansının dışında işler verilmesi, alışılmış iş düzenini bozularak farklı işlere yönlendirilmesi…
İş hayatında mobbingin ispatı olayın şartlarına ve işin niteliğine göre değişkenlik gösteren durumları vardır.
Mobbing uygulanmaya başlandığı tarihten itibaren yapılması gerekenleri başlıca belirtmek gerekirse:
Yargıtay kararına göre davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesinin üzerine, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfetinin davalıya yani işverene ait olur.
Mobbing uygulaması karşımıza üç şekilde çıkmaktadır: Üstün asta yapmış olduğu mobbing, astın asta yapmış olduğu mobbing ve astın üste yapmış olduğu mobbing. Buradan da anlaşılacağı üzere ast da üste mobbing uygulayabilir. Bu durum uygulamada ters mobbing olarak adlandırılır.
TCK 132: ‘’Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ demektedir. Burada gördüğümüz gibi genel kurala baktığımız zaman usulsüz olarak elde edilen bilgi ve belgeler mahkeme nezdinde delil olarak kullanılamaz. Ancak Yargıtayımız mobbing durumunda istisnai ve çok yerinde bir karar vermiştir. İşçinin işvereni tarafından sözlü hakarete uğradığı, hakkında haksız yere soruşturma başlatıldığı, küçük düşürücü davranışlara maruz kaldığı bir durumda başka bir toplantı sırasında cep telefonu ile gizlice kayıt yapmış ve burada da çeşitli hakaretlere maruz kalmıştır. Yargıtay, verdiği kararda eğer kişi bu yoldan başka şekilde kendisine yapılan mobbingi ispat edemiyorsa yapılan gizli kayıtların geçerli delil olarak kabul edebileceğini ele almış ve bu yönde karar vermiştir.
Borçlar Kanunu md.419’a göre: ‘’İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.’’
Bununla birlikte mobbingin ortaya çıktığı hallerin ortaya çıkma biçimleri şöyledir:
Mobbing yöneticiler tarafından yapılmalı gibi bir durum bulunmamaktadır. Yöneticilerin diğer çalışanları azmettirmesi şeklinde de karşımıza çıkabilmektedir.
Mobbing’e maruz kalanlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, TBMM, Anayasa Mahkemesi, BİMER, Alo 170, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve İl, İlçe İnsan Hakları Kurulları’na başvuru yapabilirler.
Devlet memurları statüleri Anayasa ile korunur. Anayasa’nın 128 ve 129. maddeleri devlet memurlarında mobbing uygulaması için de karşımıza çıkmaktadır.
Anayasa madde 128 ve 129 şöyledir:
MADDE 128 . – Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.
MADDE 129 . – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.
Bu maddelerin birinci fıkralarına bakınca devlet memurlarının haklarının Anayasa ile güvence altına alındığı görülmektedir.
Bunun dışında Devlet Memurları Kanunu madde 10 amirler için:
‘’
Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz.’’
demektedir. Ayrıca yine Devlet memurları kanunu madde 18:
‘’Kanunlarda yazılı haller dışında Devlet memurunun memurluğuna son verilmez, aylık ve başka hakları elinden alınamaz.’’
demektedir.
Devlet memurları kanunu madde 18’e göre “Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikayet ve dava açma hakkına sahiptirler.’’
Kamuda da memurlar yukarıda belirttiğimiz sebeplere dayanarak ispat olanaklarına sahiptirler. Burada memura verilen görevlerin kanunda belirtilmemiş olması da mobbing uygulaması olarak görülür. Çünkü kamu personeli görevlerinde aldığı yetkileri doğrudan kanuna dayanarak uygular. Burada başka bir yetki veya görev verilmesi halinde ya da yetkilerinin kullandırılmaması halinde memur mobbinge dayanabilir. Bunun dışında kurum içi yazışmalarda da mobinge dayanabilir. Mobbingi ispat etmesinde başka çaresi bulunmaması halinde ise kayıt cihazları ile bu durumu ispat edebilir. Ancak bunu tekrarlamakta yarar var, ispatta kayıt cihazlarının izinsiz kullanılabilmesi için başka türlü ispat imkanının bulunmaması gerekmektedir. Aksi halde bu karara dayanılması söz konusu değildir.
Mobbingin cezası yapılan fiile göre değişkenlik gösterecektir. Örneğin kişinin çalışmasına engel olunan hareketlerde bulunulduysa TCK 117 gereği İş ve çalışma hayatı hürriyetinin ihlali olarak değerlendirilebilir.
TCK 117: Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Bununla birlikte kişiler mobbing nedeniyle manevi zararları için manevi tazminat davası da açabilmektedirler
Türk Ceza Kanunu’nda mobbingle ilgili bulunan maddelerden biri de 122. maddedir: ’’ Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. ’ ’ demektedir.
Mobbing de maruz kalınan durumlara göre çeşitlilik gösteren hak ihlalleri ve bunlara bağlı olarak oluşan çok çeşitli şekillerde mağduriyetler oluşmaktadır. Bununla ilgili durumlarda Farah Hukuk Ekibimizden dilediğinizce bilgi alabilirsiniz.
İşverenin işçiye mobbing uygulaması halinde işverenin işçiyi gözetme borcuna aykırılık teşkil eder. Bu durumda işçi sözleşmeye aykırılık nedeniyle maddi ve manevi tazminat hükümlerine başvurabilir. Bu davalarda zamanaşımı on senedir.
İş Kanunu İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkında 2.madde de ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan şekilde mobbing uygulanırsa mobbinge uğrayan işçiye, iş sözleşmesini ihbar süresini beklemeden derhal haklı nedenle feshetme hakkı vermiş ve işçi de bu hakkını mobbing eyleminin sona ermesinden itibaren 6 gün içinde kullanmalıdır demiştir. Bu fesih işçiye aynı zamanda kıdem tazminatı talep hakkı da vermektedir.
Mobbing davalarında görevli mahkeme iş mahkemeleridir. İş mahkemesinin olmadığı yerlerde bu davalara iş mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri bakmaktadır. Yetkili yer mahkemesi açısından ise dava işçinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi işin gerçekleştirildiği yerdeki mahkemede de açılabilir. Mobbing uygulamaları Psikolojik Taciz başlığı altında incelenen nispi davalar kategorisine girmektedir.