Nafaka Davası Nasıl Açılır ?

Nafaka Davası İçin Gerekli Belgeler

Nafaka davası için gerekli belgeler söz konusu olduğunda, evleviyetle dava dilekçesi düzenlenmelidir. Nafaka talebinin gerekçesi açık ve net bir biçimde dava dilekçesinde belirtilmeli, nafakaya gereksinim duyulduğunu ispat eden bilumum belge, dava dilekçesiyle beraber görev – yetki sahibi mahkemeye ibraz edilmelidir. Dilekçenin usulüne uygun düzenlenmesi için yetkin bir avukattan yardım almak, en doğru ve isabetli yaklaşım olacaktır.

Boşandıktan Sonra Nafaka Davası Nasıl Açılır?

Boşandıktan sonra nafaka davası açılıp açılamayacağı hususu, boşanmanın, anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma davalarından hangisiyle gerçekleştiğine göre farklı şekilde incelenir. İlk olarak, anlaşmalı boşanma davasıyla boşanan ve fakat boşanma sırasında yoksulluk nafakası talebinde bulunulmayan boşanmaları izah edelim. Yargıtay, anlaşmalı boşanma esnasında yoksulluk nafakası talep edilmemişse, boşanmadan sonra yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği yönünde karar vermiştir. Fakat, anlaşmalı boşanma protokolünde yoksulluk nafakası talep edilmeyeceği sarih bir biçimde düzenlenmemişse, daha sonra yoksulluk nafakası isteminde bulunulabilir.

Çekişmeli gerçekleşen ve mahkeme ilamında nafakaya hükmedilmemiş boşanmalarda ise, boşandıktan sonra nafaka davası açılabilir. Fakat, 4721 Sayılı TMK m.178 hükmü uyarınca, nafaka alacaklısının bir yıl içinde dava açarak yoksulluk nafakası talebinde bulunması gerekir. Buradan da anlaşılacağı üzere, boşanma kararının kesinleşmesiyle başlayan bir yıllık zamanaşımı söz konusudur. Zamanaşımının geçirilmesi durumunda, nafaka alacaklısı yoksulluk nafakası için gerekli şartları haiz olsa dahi nafaka talebinde bulunamaz.

Nafaka alma şartları

Nafakaya hükmedilebilmesi için;

Nafaka alacak olan eşin boşanma kararının kesinleştiği tarihte yoksulluğa düşmesinin söz konusu olması,
Nafaka alacak olan eşin boşanmada kusurunun nafaka ödeyecek olandan daha fazla olmaması,
Yoksulluğa düşme ile boşanma arasında nedensellik bağı olmalıdır.

Boşanmada kimin kusurlu olduğunun belirlenmesi son derece önemlidir, nitekim daha kusurlu olan tarafa nafaka ödenemez. Kendi kusuru ile boşanmaya neden olan tarafa adeta ödül gibi nafaka bağlanması hayatın olağan akışına ve hakkaniyete aykırı olacaktır. Ancak mahkeme tarafların eşit kusurlu olduğuna karar verirse, diğer şartların varlığı halinde nafaka ödenmesine engel bir kusur mevcut değildir.

Nafaka isteyenin yoksulluğa düşecek olması gerekir. Yoksulluğa düşme Yargıtay’ca yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde gelirin bulunmaması demektir.

Yoksulluğa düşme ile boşanma arasında ilişki yoksa, yani örneğin yoksulluk kumar oynama sonucunda veya uyuşturucu kullanımı neticesinde gerçekleşiyorsa, yoksulluğa düşen bu kişiye nafaka ödenmesine karar verilmez.

boşanma ve ceza avukatı gaziantep

Nafaka Ne Zaman Bağlanır

Nafakaya mahkeme açılan dava dilekçesindeki talep tarihinden itibaren hükmolunur. Talep tarihinden önceki zamanlara ait nafaka istenemez. Nafaka yardım yükümünü gerektiren şartların ortadan kalkması ile birlikte sona erer.

Boşanma ve ayrılık davası sırasında kadının ve çocukların geçinmesi için hakim tarafından belirlenen nafakaya tedbir nafakası denir. Hakim nafaka talebini ilk duruşmadan önce de vereceği gibi ilk duruşma dada nafakanın bağlanmasına karar verebilir.

Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir

Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluğunca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, çocukların yaşları ve okul durumları nazara alındığında, takdir edilen nafaka miktarının makul oranda ve hakkaniyete uygun olmasına göre nafaka miktarının belirlenmesi görüşünde olduğu.

Yargıtay Işığında Nafaka “Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik kararlarında yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2-656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).Ancak, kaldırma talebi, azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafaka miktarının indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. “

Yine başka bir yargıtay kararında ” T.M.K .’nın 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev sebebiyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.

Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumuyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.” şeklinde nafaka miktarının belirlenmesinde açıklama bulunmaktadır.

Nafaka Borcunun Ödenmemesi

Mahkemece belirlenen Nafaka borcunun ödendiği iddiası, İİK’nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu yeni uygulamalarla yine objektif kriterlerle yumuşatılmış olup bu kapsamda değerlendirme yapıldığında ilamla hüküm altına alınmış bir nafaka borcu var iken, borçlunun yaptığı yüklü ödemelerin sebebi belirtilmediği için ahlaki ödeme olarak kabulü mümkün değildir.

Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın

5/5 - (1 vote)