Nafaka davası konusuna girmeden önce nafakanın ne olduğuna değinmek yerinde olacaktır. Genel anlamda nafaka, bir kişinin yoksulluğa düşen eşine veya eski eşine, çocuğuna veya yakın akrabasına (üstsoy, altsoy veya kardeş) ödemekle yükümlü olduğu parasal ödentidir. Aile hukuku anlamındaki nafaka ise bir kişinin boşanma davası süresince veya boşanmanın kesinleşmesiyle birlikte eşine ve/veya çocuğuna ödediği paradır. Nafaka çok eski yıllardan beri pek çok toplumda uygulanagelen bir sistemdir. Nitekim M.Ö. 18. yüzyıldan kalma Hammurabi Kanunlarında dahi, boşanan kocanın karısına nafaka ödemesine dair hükümler bulunmaktadır.
Medeni Kanun 364 anlamındaki çok yakın akrabalara ödenen nafakayı bir kenara bırakırsak, boşanma ve aile hukuku kapsamında nafaka temelde iki çeşittir. Birincisi boşanma kararının kesinleşmesi halinde yoksulluğa düşen eşe ödenen “yoksulluk nafakası”, diğeri ise kişinin velayetini almadığı çocuk için ödediği “iştirak nafakası”dır. Her iki nafakanın boşanma davası açıldıktan sonra ve davanın devamı süresince verilmesine hükmedilmesi halinde dava boyunca ödenen nafakaya “tedbir nafakası” veya “geçici nafaka” denir.
Boşanmada nafaka miktarı konusunda Medeni Kanun’da somut ve matematiksel bir kriter konulmamıştır. Nafaka miktarı tarafların sosyo-ekonomik durumuna ve nesle ihtiyaçlarına göre hakim tarafından takdir edilecektir. Ancak ABD’nin pek çok eyaletlerinde nafaka miktarı için sınır konulmuştur. Örneğin nafaka miktarının nafaka ödeyecek kişinin aylık gelirinin %40’ını geçmemesi veya nafaka miktarında üst sınırının 2.500 Dolar olması gibi kimi sınırlar vardır. Ancak Türk hukuk sisteminde nafaka bakımından herhangi bir miktar sınırlaması getirilmemiştir. Bu itibarla eğer tarafların sosyal ekonomik durumları ile ihtiyaçları gerektiriyorsa teorik olarak nafaka miktarından herhangi bir sınır olmadığından aylık 50.000 TL nafakaya dahi hükmedilebilir.
Gelişmiş Batı ülkelerinin çoğunda nafaka ödeme yükümlüğü süresiz olarak değil belirli sürelere göre sınırlanmıştır. Örneğin pek çok ABD eyaletinde nafaka ödeme borcu 3 yıl ile veya evliliğin sürdüğü süre kadar bir süre sınırlanmıştır. Ancak Medeni Kanun’da süre sınırı konulmadığından nafaka uygulamada süresiz olarak bağlanmaktadır. Bu bakımdan Türkiye’de nafaka ödeme borcu, nafaka alacaklısı kişi iş bulana, evlenene veya ölene dek süresiz şekilde devam etmektedir.
Yukarıda değinildiği gibi kimi ülkelerde nafaka tayin edilirken belirli kriterler veya sınırlamalar mevcut olduğu halde Türkiye’de böyle bir sınır ya da matematiksel bir kriter bulunmamaktadır. Medeni Kanun, nafaka miktarının tayini bakımından bir formül veya yüzde vermediğinden, nafaka miktarı tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ihtiyaçları doğrultusunda hakim tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Nafaka, anlaşmalı bir boşanma davasında boşanma protokolü ile taraflarca serbestçe tayin edilebilir. Ancak çekişmeli bir boşanma davasında boşanma sebepleri nden bağımsız olarak nafaka bağlanmasının temelde iki şartı vardır. Bunlardan birincisi, nafaka isteyen tarafın boşanma il birlikte yoksulluğa düşecek olması, ikincisi ise nafaka isteyen tarafın boşanma konusunda daha ağır bir kusura sahip olmamasıdır. Yoksulluğa düşmek, herhangi bir işi veya geliri olmamak olarak anlaşılabilir. Bu bakımından işi sahibi olup çalışan kişiye nafaka bağlanmaz. Nafaka bağlanması için nafaka ödeyecek kişinin boşanmada kusuru bulunması şart değildir. Bu nedenle boşanmada hiçbir kusuru bulunmayan tarafın dahi, yoksulluğa düşecek olması haline boşandığı eşine nafaka ödemesine hükmedilebilir.
Yukarıda ifade edildiği gibi nafaka bağlanmasının şartlarından birisi boşanmada daha ağır kusurlu olmamaktır. Bu itibarla boşanmada ağır kusuru olan örneğin zina yapan tarafın nafaka alması hukuken pek mümkün değildir.
Nafaka bağlanması için teorik olarak evliliğin 1 gün sürmüş olması dahi yeterlidir. Medeni Kanun bu anlamda nafaka bağlanması için evliliğin belirli bir süre devam etmesi şartı aramamıştır. Ancak ABD’nin pek çok eyaletinde ve Avrupa ülkelerinde, evliliğin en az 10 yıl sürmüş olması ya da yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararı ile nafaka ödeme yükümlülüğü ortadan kaldırılabilir. Ancak bunun için nafaka davası açılması gerekir ve hatta bu konuda uzman bir boşanma avukatı ile hareket edilmesini öneririz.
Nafaka ancak boşanma kararı ile birlikte hükmedilebilen bir ödentidir. Dolayısıyla nafaka ya anlaşmalı bir boşanma davasından boşanma protokolü ile ya da çekişmeli bir boşanma davasında hakim tarafından belirlenebilir. Bu şekilde belirlenmiş bir nafaka varsa sonradan nafaka davası açılarak söz konusu nafakanın azaltılması, arttırılması veya kaldırılması gibi talepler söz konusu olabilir.
Nafaka alan kişi ölürse veya başka birisiyle evlenirse herhangi bir davaya veya talebe gerek kalmaksızın nafaka ödeme yükümlülüğü kendiliğinden kalkar. Ayrıca, nafaka alan kişi nafaka alacağı kesilmesin diye evlenmediği halde bir başkasıyla fiilen evliymiş gibi yaşaması halinde veya nafaka alacaklısının “haysiyetsiz bir yaşam” sürmesi durumunda nafakanın kaldırılması için dava açılması gerekir.
Konusu nafaka olan her türlü dava nafaka davası olarak adlandırılır. Uygulamada en sık görülen nafaka davaları ise nafakanın artırımı davası ile nafakasının kaldırılması davasıdır. Nafaka davası, eğer artırım amacıyla açılacaksa nafaka yükümlüsüne karşı, eğer düşürülmesi veya kaldırılması amacıyla açılacaksa nafaka alacaklısına karşı açılır.
Boşanmanın kesinleşmesinden ve nafakanın bağlanmasından sonra nafaka ödeyen kişinin maddi durumunda artış olması veya nafaka alacaklısı tarafın maddi durumunun kötüleşmesi diğer bir deyişle tarafların mali durumlarının değişmesi durumunda veya adalet ve hakkaniyet duyguları gerektiriyorsa hakim nafakanın artırımı veya azaltılması yönünde karar verilebilir. Ancak bunun için nafaka davası daha açık bir ifadeyle nafaka artırım istemli dava açılması gerekmektedir.
Nafaka davasının süresi davanın özelliklerine ve sunulan delillere göre değişkenlik gösterir. Ancak talep edilen nafakanın haklı ve hakkaniyete uygun olup olmadığının araştırılması zaman alacağından İstanbul gibi büyük şehirlerde nafaka davasının en az 3 celse sürebileceğini söylemek mümkündür.