Naime Bekmezci – ÇOCUK EĞİTİMİNDE ALTIN KURALLAR

Bugüne kadar sizinle yaşadıklarımı paylaştım. Geriye dönüp baktığımda hepsi zaman içinde herkesin yaşayacağı konulardan ibaret gibi geliyor. Doğum, bebek bakımı, bebeği yedirmek ve mutlu günleri…

Asıl işin zor kısmı büyütmekteymiş. Doğan bir şekilde büyüyor ama büyürken kesesine neler dolduruyoruz? İşte en önemli kısım buymuş.

İnsanların birbirlerine güvenmediği bir ortamda çocuk büyütmek oldukça zorlaşıyor. Her gün televizyonda duyduğumuz çocuk cinayetleri bizi birden alıyor. Hepsi kendi evladımızın başına gelmiş kadar üzülüyoruz. Ama bir çocuğun bir gün gelip katil olabileceğini hesaplıyor muyuz? “Allah göstermesin” cümlesini duyar gibim. Evet kimse istemez. İşte bunun içinde bebeklerimizi yetiştirirken insan sevgisini ve bir canlıya zarar vermemek gerektiğinin öğretmeye başlamalıyız.

Geçtiğimiz gün otururken fark ettim ki biz çocuğu yetiştirirken bu konuyu dikkatten kaçırmışız. Kızım dişlerinin gücünü ispatlamanın peşinde kolumu elimi ısırıyor. Biz acı çektikçe o bilmediği bir acının keyfini sürüyor. İşte bu süreçte ona acıyı “Ufff oldum ben” acıtma ile öğretmeye çalışıyordum ki, Çocuk yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu keşfettim.

ÖNCE İNSAN!

Üniversite yıllarında öğrendiğimiz en önemli konu oldu. Hocalarımız bize “ Her şey olabilirsiniz; doktor hakim, gazeteci, mühendis ama her şeyden önce insan olmalısınız” derdi. İşte bu yüzden kızıma NAS ismini koyduk. Anlamı insan demek…

ELA NAS’a işte bunu öğretmek bizim en büyük görevimiz olarak bakıyoruz. Hiçbir toplum yalanı, haksızlığı, hırsızlığı, cinayeti kabul etmemiştir. İnsanların toplum içinde rahat ve mutlu yaşamasını ilk şartları bu güvenlik konularıdır. Bunları öğretirken çok dikkatli olmak gerektiğini bilmek gerekiyor. Örneğin hırsızlığın kötü olduğunu öğretirken çocukla inatlaşırsak ters tepebilir.

ÇOCUK EĞİTİMİNDE ALTIN KURALLAR

Yalan ise en büyük sorundur. Çocuğa yalan söyleme demesi kolaydır. Onun karşısına geçip yalan söylerseniz pek işe yaramaz. Bir de söylediğiniz yalanın masumluğu için kılıf uydurursanız bu daha vahim bir durum oluyor. O çocuk diyor ki “ben bu yalanı söyledim. Nedenim şuydu o zaman söylerim” gibi bir mantığa sığınıyor.

Söylediklerinizi yasaklarınızı siz koyun ve siz ebeveynler öncelikle uygulayınız. Çocuğunuza; “Benim dediğimi yap gittiğim yoldan gitme” deme şansınız yok.

ÇOCUĞUN GÖZÜ AÇIK OLMASI

Kızıma en çok kendi ayakları üzerinde durmasını öğretmek istiyorum. Kendi başına bir birey olmalı, yemeğini, bulaşığını, odasın toplamayı bilmeli… Uzun zaman önce pazarda 7-8 yaşlarında satış yapan bir çocuk görmüştüm. Bize elma verdi. Paranın üstünü saydı geri verdi. Hâlbuki benim etrafımdaki çocuklar daha bakkal yolunu bilmez iken… İşte benim kızım o çocuk gibi olmalı…

“Gözün açık olsun, kimseye güvenme ama kimseni de hakkını yeme”

Bir gün geldiğinde de kendi parasını kazanmanın mutluluğunu tadacak bir mesleği olmalı… Ona şansları küçük yaşta tanımak istiyoruz. Her şeye kolay ulaşamayacağını, baba parasıyla bir ömür geçmeyeceğini ya da başkasının parasıyla ayakta durulmayacağını bilmeli…

Paranın hayatı sağlayan bir araç olduğunun farkında olup para için yaşanmayacağını da görmeli ki, kimseyi parasal bir değerle ölçmemeli…

“Evet kızım para her şeyi örter ama vicdanını hiçbir güç örtemez. Ne kimseye yüksekten bak, ne kimseye el pençe divan dur.”

ÇOCUKLAR BİZİM DEĞİL TOPLUMUNDUR

Bir çocuk 15 yaşına kadar ailenindir. Ondan sonra toplumundur. İşte o topluma nasıl bir birey verdiğiniz çok önemlidir. Bir çocuk önce kendine güvenmelidir. İleri yaşlardaki başarısının belki de sırrı bu olacaktır.

Kültürel farklılara saygı duymak çok önemlidir. Farklı ırkları bir arada tutan bir Türkiye’de yaşadığını göz önünde bulundurarak kreşten itibaren bu bilinçte olmalı yavrumuz…

“Kızım kimseyi yaşantısından dolayı yargılama hakkına sahip değilsin. İçinde bulunduğun ortamda sevmediğini insanlar olabilir ama bu onlara saygısızlık yapma hakkını vermez”

BİZİM SÖZLERİMİZ İÇ SESİN OLACAKTIR

Nerde nasıl duyduğumu şimdi tam hatırlamıyorum ama sanırım dindar biri zamanında bana şunu demişti: “Bebeğin yanında namaz kıl, namazın ne olduğun öğrensin. Bir gün2 gelir de o çocuk beklediğinden farklı bir ol çizebilir. Hatta ateist bile olabilir. Ama gün gelir, o anları hatırlar ve imana gelir” diye…

Evet çocuklarımız hayatlarını biz şekillendiremeyiz ama hamurunu yoğurabiliriz. O hamur sayesinde yolunu çizecektir.

“Kızım sana kendi bildiğimiz doğruları öğrettik. Belki bir gün bunlara karşı çıkacaksın. Gün gelip bize kızarsın. Ama bir gün gelecek bu öğretiler seni kurtaracak iç sesin olacaktır.

AŞK İÇİN GÖZYAŞI DÖK AMA ÜZÜLME!

Kız çocuğu olan babaların hiç sevmediği bir konu var. Bir gün kızlarını bir başka adama aşık olması fikri…

Hayatta herkes gibi aşk gelip onu da bulacaktır. Hayatın en güzel duygularından biri olan aşkı yaşaması çok önemlidir. Aşk insanı olgunlaştıran en önemli süreçtir. Çünkü yaşarken güzel, bitince acı veren bu duygu kalbi büyütür.

“Kalbinde büyük sevgilere yer ver. Ama kimseyi kendinden fazla sevme! İşte o zaman onu kaybedersin”

Sevgilerimle

Naime Bekmezci / www.heykadin.com

Gazeteci