Nöropazarlama Reklamcılığının Çocuklar Üzerindeki Etkisi: Çocuklar Reklamdan Ne Çıkarır?

Çocuklar hep pazarlamacılar tarafından böyük bir pazar olarak görülmüştür. Kullanılan Nöropazarlama teknikleri çocuklar üzerinde nasıl bir etkilere yol açar? Pazarlamacılar açısından etkilerin hangi türleri vardır?  Çocukların yetişmesinde Nöropazarlama araçlarının yan etkileri nelerdir?

Çocuklar savunmasız nüfustan kabul edilir. Kazanç için çocukları hedef almak, gerçekte etik değildir. Araştırmalar, reklamın çocuklarda materyalizmi ve tüketiciliği teşvik ettiğini öne sürdü. Aynı zamanda reklamın tüketiciliği artırdığını da ortaya çıkardı. Çünkü reklamlarda kullanılan tanıtım mesajları, çocuklar tarafından başka türlü fark edilmeyecek istekleri uyandırmaya yöneliktir. Reklam, mülkiyetin önemli olduğu ve daha fazlasının hak edildiği felsefesini güçlendirir. Ayrıca reklamlar, başarı, güzellik ve mutluluk gibi bazı istenen niteliklerin ancak ürün satın alınarak elde edilebileceği fikrini desteklemektedir.

Reklamın çocuklar üzerindeki etkilerinin araştırılması genel olarak iki paradigmaya dayanmaktadır: Güçlendirilmiş çocuk ve savunmasız çocuk paradigmaları.

Araştırmalar, çocukların erken yaşta marka bağlılığı yarattığını ve markalara yönelik iyi tavırların yetişkinliğe kadar devam ettiğini gösterdi.

Güçlendirilmiş çocuk paradigmasında, çocuklar eleştirel bir süreçten ve reklamı değerlendirmekten sorumlu kabul edilir. Savunmasız çocuk paradigması ise çocukları kendilerini reklam mesajlarına karşı koruyacak bilişsel becerilere sahip olmadıklarını varsayar. Bu durumdaki çocukların pazarlama girişimlerinin baştan çıkarıcı cazibesine daha yatkın olduklarına inanılıyor. Bu iki paradigmadan elde edilen araştırmalar iki reklam etkisine odaklanır: amaçlanan ve istenmeyen etkiler. Savunmasız veya güçsüz çocuk paradigmasına bakmak, reklamın olumsuz etkilerini yansıtır. Güçlendirilmiş çocuk paradigmasına dayanan reklamcılığın amaçlanan etkileri, bu etkilerin pazarlamacılar tarafından öngörüldüğünü ve tercih edildiğini göstermektedir.  Araştırma üç bağlı faktöre odaklanmıştır: bilişsel etkiler, duyuşsal etkiler ve davranışsal etkiler. Eski iktisatçılara göre çocuklar büyük bir pazar olarak kabul edilir. Bunun birinci sebebi ihtiyaçları ve istekleri için harcayabilecekleri önemli miktarda nakit erişimleri var. İkincisi, çocuklar da yetişkin olmaya doğru ilerledikçe geleceğin pazarıdır. Araştırmalar, çocukların erken yaşta marka bağlılığı yarattığını ve markalara yönelik iyi tavırların yetişkinliğe kadar devam ettiğini gösterdi. Her gün aile satın alımlarına, örneğin atıştırmalıklar, tatlılar ve kahvaltılık ürünler için rehberlik etmekle kalmazlar, daha da terbiyeli hale geldikçe, ebeveynlerini ve bakıcılarını da onları satın almaları için rahatsız edebilirler. Tüm bunlar sebebiyle üreticiler, şirketler ve reklamverenler bu segmente daha da yakından ilgi göstermeye başladı.

Reklamların çocuklar üzerinde kötü etkilerinden biri de reklamlarda her şeyin çok iyi, mükemmel bir dünya şeklinde gösterilmesidir.

Çocuklara yönelik reklamlar ebeveyn-çocuk çatışmasına da neden olabiliyor. Bu çatışma, reklam görüntüleme sonrasında çocukların satın alma talepleri olduğunda ortaya çıkar. Bu tartışmaların üstesinden gelmek bazen gerçekten zor olabilir ve bazı ebeveynler çocukları tarafından rahatsız edilebilirler, bu da ebeveynin çökmesine ve reklamı yapılan ürünü satın almasına neden olabilir. Reklamların çocuklar üzerinde kötü etkilerinden biri de reklamlarda her şeyin çok iyi, mükemmel bir dünya şeklinde gösterilmesidir. Yani reklam, güzel insanlarla, daha iyi şeylerle ve güzel ürünlerle dolu alternatif bir dünyayı tanıtmak için izlenir. Çocuklar reklamları görüntülediklerinde ve kendi durumlarını bu reklamlardaki fantazi dünyayla karşılaştırmaya başladıklarında, iki dünya arasındaki fark, hayal kırıklıklarına ve hüsrana neden olabilir. Bu da bazı çocuklarda yaşam tatminsizliğinin yaşanmasına neden olmuştur.

Nöropazarlama teknikleri bebeklik döneminden beri reklam etkilerine maruz kalan çocukların beyninde yetişkin tüketiciye doğru ilerlemesinde daha fazla araştırma ve tüketme için potansiyel bir alan oluşturur. Pek çok bilim insanı, Nöropazarlama araçlarıyla ilgili bazı endişelerini dile getirmektedir, çünkü bunlar geleneksel olarak bir çocuğa atfedilen işlevlere ve değerlere zarar verebilir, aynı zamanda çocuğun  yaşam boyu kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenmesine kadar etkileyebilir. Bu nedenle bazı insanların kazançları için çocukların genel refahını olumsuz etkileyen ve istenmeyen etkilere izin verilmemelidir.

Kaynakça
  1. Al Abbas, A., Chen, W., & Saberi, M. (2019). The Impact of Neuromarketing Advertising on Children: Intended and Unintended Effects. KnE Social Sciences, 1-16.
  2. Buijzen, M. and Valkenburg, P.M. (2003) ‘The unintended effects of television     advertising: A parent-child survey’, Communication Research, 30(5), pp. 483–503. doi: 10.1177/0093650203256361 .
  3. Bulley, C. A., Braimah, M., & Blankson, F. E. (2018). Ethics, Neuromarketing and Marketing Research With Children. International Journal of Customer Relationship Marketing and Management (IJCRMM), 9(2), 79-95.
  4. Fortunato, V. C. R., Giraldi, J. D. M. E., & de Oliveira, J. H. C. (2014). A review of studies on neuromarketing: Practical results, techniques, contributions and limitations. Journal of Management Research, 6(2), 201.

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Kararlarımızı Gerçekten “Biz” Mi Veriyoruz?