Bazen ama sadece bazen, bazı özel durumlarda doğrudur bu: Öfkeni kontrol etmelisin. Ne de olsa öfkeyle kalkan zararla oturur…
Ama öfke kontrolü öyle bir hale geliyor ki, yaşamımızı zehirleyen temel bir unsur oluyor. Hiçbirimiz düdüklü tencere değiliz; kaldı ki düdüklü tencere bile belirli bir basınca kadar dayanır, sonra patlar.
Öfke kontrol edilecek bir şey değil, yaşanacak bir şeydir. Tüm diğer duygular gibi. Duygular içimizin bizimle konuşmasıdır; onların taşıdığı mesajları alarak gereğini yaşamamız için varlardır.
Öfkemizin gereğini yaşamak nasıl olur peki? Öfke çoğu durumda kendimiz ya da bir başkasına yapılan haksızlığı görmemizle tetiklenir. Temel işlevi, normalde karşı durmaktan çekineceğimiz bir durumla ilgili bardağı taşıran damla olmak ve müdahale etmemizi sağlamaktır. Sağlıklı bir öfke sürecinde yapmamız gereken bizi öfkelendiren unsuru, öfkeden kudurur hale gelmeden çok önce fark etmektir. Kendi iç sesimize, duygularımıza kulak vermeye alışmışsak duygularımızı, kontrolden çıkacak seviyeye gelmeden önce fark edebiliriz. Fark ettiğimiz bu öfkeyi dengeli yaşamak için karşıt duygularımızı çağırmamız gerekir. Mesela öfke hissettiğimizde sakinlikle dengeleyerek durumu incelememiz gerekir. Neye öfkelendik? Niye öfkelendik? Burada yapılan şey gerçekten haksızlık mı? Bu haksızlık bilinçli bir şekilde ve kötü niyetle mi yapıldı? Bu gibi durumları incelediğimiz zaman haksızlığı düzeltmek için verilebilecek en iyi tepkinin ne olduğunu da sağlıklı düşünebiliriz. Ve o tepkiyi veririz.
Diyelim ki eşiniz siz çok yorgun olduğunuz halde, sizden bir şeyi ısrarla istedi; öfkeye kapıldınız ve sesinizi yükselterek kırıcı bir şekilde konuştunuz. Yukarıdaki süreçleri yaşamadan otomatik tepki vermeye kaptırdınız kendinizi. Zihniniz otomatik olarak, üzerinde gerçekten düşünmeden, eşinizin size haksızlık yaptığına karar verdi; bunu kasıtlı yaptığına ve karşılığında en uygun olanın da yüksek sesle tepki vermek olduğuna karar verdi ve uyguladı. Bunların hepsi bir saniyede gerçekleşti çünkü bilinciniz devreye girmedi. Oysa sağlıklı öfke yaklaşımına sahip olsaydınız, o andan çok önce eşinizin söylediklerinin (önceki dakikalar ve hatta belki saatlerde) sizi rahatsız etmeye başladığını fark edecektiniz. Daha çok büyümeden öfkenizi duyacak ve yanına sakinliği çağırarak durumu inceleyecektiniz. Belki size haksızlık yapmıyordu da sadece sizden çok daha yorgundu ya da belki o işin gerçekten o an ve sizin tarafınızdan yapılması gerekiyordu. O zaman ortada haksızlık falan olmazdı; yani öfkeyi tartıp sen doğru duygu değilsin, öfkelenecek bir şey yok diyebilirdiniz. Belki de haksız olan eşinizdi ama bunu kötü niyetle yapmıyordu, o zaman da sakince durumunuzu izah edebilecektiniz. Gerçekten haksız olsaydı ve kötü niyetle yapsaydı; hatta boşanmanın eşiğine kadar gelmiş olduğunuz için böyle davranıyor olsaydı bile verilebilecek sağlıklı tepkinin yüksek sesle ağız dalaşına girmek olmadığını görebilecektiniz.
Peki “öfkeni kontrol etmelisin” safsatası bu durum için ne önerir: Öfkelen ama öfkeni kontrol altında tut. Fakat “kontrol altında tutma”ya çalışırken “öfkeyi çözümlemek” ya da “öfkenin gereğini yaşamak” akla gelen bir şey değildir. İnsanların genel olarak öfkeyi kontrol etmekten anladığı, öfkeye engel olmak ve ters bir davranış sergilemekten kendini alıkoymak. Bu durumda öfkemizi anlamış olmayız ki. Öfkemizi dengeleyerek gereğini belirleyip yaşamış olmayız. Öfkemiz içimizde kalır. Önceki öfkelerin üzerine yığılır, onun da üzerine yeni öfkeler gelir ve bu böyle devam edip durur.
Böyle davrandığımızda sadece mezarımızı daha derin kazmış oluruz. Patlamaz patlamaz ama öyle bir basınçlı duruma geliriz ki, an olur ufacık bir şeye çok yüksek şiddette patlayıp saçma sapan bir tepki veririz. Artık katil mi yapar bu bizi, yoksa çok değerli bir ilişkimizi mi yıkar… Neye denk gelirse.
Öfkenizi ve diğer duygularınızı daha iyi yaşamayı istiyorsanız, YouTube kanalımdaki “ Çevik Yaşam Rehberi” isimli video serisini izlemeyi ya da “Çevik Yaşama Giriş” isimli kitabımı okumayı düşünebilirsiniz. Duygularınızı gereğince yaşamayı öğrenebileceğiniz tek yer kendi hayatınızdır. Çevik Yaşam sizi kendi yaşamınızın içine davet eder.
Eğer bu yazı hoşunuza gittiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Zinciri Kırmamak Safsatası