Op.Dr.Galbinur Abdullayev Akciğer kanserinde merak edilenleri anlattı.

Akademi Hastanesi’nin başarılı doktorlarından Göğüs Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Galbinur Abdullayev ile göğüs hastalıklarını, akciğer kanserini, ter bezi ameliyatlarını konuştu. Göğüs Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Galbinur Abdullayev, akciğer kanseriyle ilgili bilinmeyenleri ve tedavi yöntemlerini anlattı.

kocaelifikir.com Akademi Hastanesi’nin başarılı doktorlarından Göğüs Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Galbinur Abdullayev ile göğüs cerrahisi hastalıklarını ve tedavi yöntemlerini konuştu. Son zamanlarda artık sayısı giderek artan akciğer kanserindeki tedavi yöntemlerini, ameliyatın hangi durumlarda gerekli olabileceğini belirten Göğüs Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Galbinur Abdullayev, bilinen yanlışları söyledi. Akciğer kanserindeki ameliyatın bilinen aksine son çare değil ilk çare olduğunu söyleyen Op.Dr.Galbinur Abdullayev, erken tanının önemine de vurgu yaptı. Yine halk tarafından çok da bilinmeyen terleme ameliyatlarını da konuştu. İşte o keyifli söyleşi…

*Göğüs hastalıkları ile göğüs cerrahisi mutlaka karşılaştırılıyordur. Göğüs cerrahisinin baktığı hastalıkları sıralayabilir misiniz?

-Göğüs cerrahisi denilince insanların aklına hemen meme cerrahisi geliyor ama bizim uzmanlık alanımız değil. Göğüs cerrahisinde; göğüs kafesi, göğüs kafesi içerisindeki kalp ve büyük damarlar hariç hastalıklar, timus bezinin yerleştiği mediasten dediğimiz iki akciğer arasındaki bölgenin tümörleri ve kistik hastalıkları, akciğer kanseri, doğuştan gelen göğüs kafesi deformiteleri  (kunduracı göğüs ve güvercin göğsü) akciğer sönmesi, akciğer zarları arasındaki boşluğa sıvı biriktiği durumlar ve aşırı terleme ameliyatlarını yapıyoruz.

*En sık karşılaştığınız hastalık kuşkusuz ki akciğer kanseri ile gelen hastalardır diye tahmin ediyorum. Ve bildiğimiz kadarıyla akciğer kanseri sessiz ilerliyor…

-Evet en çok karşılaştığımız hastalar akciğer kanseri ile başvuranlar oluyor. Akciğer kanseri en sık ölümle sonuçlanabilen bir türü. Türkiye’de de yıllık yaklaşık 30 bin yeni akciğer kanseri vakası görülmektedir. Akciğer kanserleri sessiz seyreder, ilerledikçe bulguları artar. En önemli etken  sigaradır. Öksürük, göğüs ağrısı, kanlı balgam, ilerleyen zamanlarda ise göz kapağı düşüklüğü, ses kısıklığı görülebilir. Özellikle sigara içen hastalar sık öksürdüklerinden bu semptomu önemsemezler. Bu şikayetlerin tamamı önemli. Bu şikayetleri olan hastaların mutlaka doktora başvurması gerekiyor.

AKCİĞER KANSERİ OLAN HASTA AMELİYAT EDİLİR Mİ?

*Peki akciğer kanserini erken evrede yakalamak mümkün mü? Hastalar hangi durumlarda doktora başvurmalı?

-Göğüs ağrısının olması, aşırı balgam, geçmeyen öksürük, geçmeyen nefes darlığı genel semptomlar. Bunların tamamı akciğer kanserinde görülebilecek semptomlar. Akciğer kanseri erken evrelerde bulgu vermediğinden erken evrede yakalamak biraz zor. Erken evrede tanı konulan hastaların çoğunda kanser rastlantısal olarak tespit edilmektedir.

*Özellikle akciğer kanserlerinde ameliyat çok da vatandaşlar tarafından istenmiyor. Bıçak değdiği takdirde ilerleyeceği dedikoduları var. Peki bu doğru mu?

-Ne yazık ki ameliyat önerdiğimiz hastalarda en sık sorulan sorulardan bir tanesi. Akciğerlere bıçak değdiğinde ilerleneceği söyleniyor fakat bu yanlış bir söylem. Bu da nereden çıkmış; Eski dönemde radyololojik tetkikler günümüzdeki kadar gelişmemesi, ameliyat için uygun hastaların seçilememesine neden oluyordu.  Söylentilerin aksine akciğer kanserinde ilk tercih edilen tedavi yöntemi ameliyattır.

*Peki hangi durumlarda ameliyatı öneriyorsunuz?

-İlk iki evrede ve bazı hastalarda evre üçte ameliyat öneriyoruz. Akciğer kanseri ameliyatlarında çalışan bir organı çıkarıp fonksiyon kaybettirdiğimizden ameliyata aday hastaları iyi seçmemiz gerekiyor.

AMELİYAT SONRASI KEMOTERAPİ ŞART MI?

*Ameliyat sonrasında kemoterapi şart mıdır?

-Hastalığın evresiyle ilişkili olarak önce ve sonra kemoterapi ve radyoterapi verilmektedir.

*Akciğer kanseri olan hastalarda tüm organ mı alınıyor? Alınıyor ise hasta sonrasında günlük yaşantısına dönebiliyor mu?

-Akciğer kanseri ameliyatlarında sadece kanserli dokuyu alma gibi bir durum söz konusu olmuyor. Bu tür ameliyatlarda kanserin yerleştiği akciğer lobunu veya akciğerin tamamını alıyoruz. Sadece kanser dokusunun kazıyarak çıkarılması doğru değil. Bu nedenle de ameliyatlardan önce solunum testleri yaparız. Çünkü doğru karar verilmediği takdirde ameliyat sonrasında  ciddi solunum sıkıntısı ortaya çıkabiliyor. Akciğerin tamamını alacağımız ya da almayacağımız hastalar oluyor. Ama bu ameliyatlardan sonra hasta günlük yaşantılarına devam edebiliyor.

AKCİĞER SÖNMESİ AMELİYATLARINDA BÜYÜK BAŞARI

*Akciğer sönmesi peki hangi durumlarda oluyor? Tedavi yöntemleri nelerdir?

-Halk arasında akciğer sönmesi olarak bilinen Pnömotoraks çeşitli nedenlerden ortaya çıkar. Dışarıdan yapılan herhangi bir işlem sonucu (tıbbi olarak uygulanan işlemler sırasında), travmalar (trafik kazası ya da yaralanmalar), bir de altta yatan hastalık olmadan oluşan çeşitleri var. Kendi kendine oluşan akciğer sönmelerinde genç, uzun boylu ve zayıf erkeklerde bu durum daha sık görülüyor. Bunun şuana kadar nedeni tam olarak bilinmemektedir. Akciğerdeki baloncukların patlaması sonucu göğüs kafesi içerisine hava birikerek akciğere bası yapar. Bu acil müdahale gerektiren biri durum. Göğüs dreni takarak tedavi ediyoruz. Ya da bazı durumlarda ameliyat edilmesi gerekiyor. Bu durum tekrarlanabiliyor. Ani gelişen nefes darlığı ve göğüs ağrısı bunun en büyük belirtisi…

*Göğüs kafesi deformitelerinin tedavisi de ameliyatla mı yapılıyor?

-Biz göğüs kafesi deformitelerini kunduracı göğsü ve güvercin göğsü olarak çeşitlendiririz. Doğuştan gelen hastalıklardır. Bu durumdan kurtulmak için hastanın yaşı ve hastalığın derecesine bağlı olarak ameliyatlı ve ameliyatsız çözümler sunuyoruz. Günümüzde özellikle erken yaşlarda hastaların  birçoğunu vakum ve ortez denilen yöntemlerle başarıyla tedavi etmekteyiz.

TERLEME AMELİYATLARI HASTALARA BÜYÜK KONFOR SAĞLIYOR

*Halk arasında çok da bilinmeyen terleme ameliyatları nasıl yapılıyor? Tamamen çözüm oluyor mu?

-Hiperhidrozis olarak adlandırdığımız aşırı terleme durumu  efor gerektiren uğraşı olmadan, ortam ısısından bağımsız gelişir. Terlemenin yaygın görüldüğü bölgeler koltuk altları, avuç içi, yüz, boyun, sırt, kasık, ayaklar olabilir.

Eller, koltuk altında aşırı terleme olduğu durumlarda  hastaların yaşam kalitesini düşürecek şekilde; tokalaşmadan kaçınması,  özellikle sınava giren çocuklarda sınav kağıdının ıslanması şeklindeki ciddi terlemeler söz konusu olabiliyor. Bu hastalığın tedavisinde kesin çözüm ETS dediğimiz ameliyattır. Bu ameliyat kapalı olarak yapılıyor. Çok kısa süren bir ameliyat, ortalama 40 dakika içerisinde tamamlanmış oluyor. Böylece hastanın terlemesi tamamen durmuş oluyor.