Otomotiv Tedariğinde Değişime Uyum
[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Otomotiv Tedariğinde Değişime Uyum
[vc_column_text]Tedarik zincirinin en karmaşık olduğu alanlardan biri kuşkusuz otomotiv sektörüdür. Günümüzde dünya otomotiv üretiminin yarıdan fazlasının Asya kıtasında olduğu, dünya çapında üretimin dörtte bir oranında Çin tarafından karşılandığı düşünüldüğünde, son derece karmaşık bir küresel tedarik zinciri ağı karşımıza çıkar. Üretim ve satış sonrası desteği gibi süreçlerde gerekli malzeme, parça ve hizmetlerin sağlanması, tedarik zinciri işbirliklerini zorunlu kılar. Teknolojik, sosyolojik ve ekonomik gelişmelerin yansıdığı otomotiv sektöründe trendler, müşteri talepleri ve beklentileri, sektörel gelişmeler ve bunlara bağlı birçok etmen bu alanda yenilenme bu alanda zorunlu bir değişimi gerekli kılar. Pandemi sürecinde tedarik zincirinde yaşanan krizler, teknolojinin ivmesinin artması ve sürdürülebilirliğe ilişkin farkındalık için küresel çapta bilincin yükselmesi, otomotiv sektöründe tedarik zincirinin değişim rüzgârını hızlandırıyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Otomotiv Sektöründe Tedarik Zinciri ve Değişimin Önemi
[vc_column_text]Otomotiv sektöründe artan rekabet koşulları, küreselleşmenin sonuçları, müşteri beklentilerinin değişmesi ve parça ürünlerin kullanım ömrünün kısalması gibi çeşitli gelişmeler nedeniyle, tedarik zinciri yönetimi git gide önem kazanmakta. Otomobil imalatı ve imalat sürecinde ihtiyaç duyulan hammadde kaynakları arasındaki tedarikçi sayısının genellikle 6 ile 10 seviye arasında değiştiği ifade ediliyor. Aynı şekilde, nihai ürünlerin sağlanması kapsamında binlerce tedarikçinin de rol alabildiği belirtiliyor. Bu kadar kapsamlı bir tedarik zinciri ağının oluşturduğu ağ sistemi ve bu ağla ilişkili yönetim ihtiyaçları da zorlayıcı bir ağ iletişimini beraberinde getirir.
Tedarik zincirinde, diğer sektörlerin yanı sıra, otomobil endüstrisi de büyük bir dönüşüm geçirmekte. Teknolojinin gelişmesi, yapay zekânın her alana nüfuz etmesi ve yüksek teknolojik ürünlerin, yolculuk konforuna eşlik etmesine ilişkin müşteri beklentileri doğrultusunda, araçlara daha fazla bağlantılı deneyimler dâhil edilmesi gereksinimi doğar. Bu tür araç aksamları değiştikçe, tedarik zinciriyle ilişkili ticari operasyonlar da değişime uğrar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
[vc_column_text]Otomotiv sektörünü etkileyebilecek sosyal ve ekonomik değişimleri takip etmek, müşteri beklentileri üzerine anlizleri ve raporları takip etmek, yeni eğilimleri ve trendleri ön görmek için son derece önemli. Örneğin, günümüzde içten yanmalı ve elektrikli olmak üzere iki aktarma organı, araç üretim hatlarında yer alırken, batarya üretiminin merkez üssünün bölgesel coğrafyalara kaydığı ifade ediliyor. Çağın en önemli küresel konu başlığı olan sürdürülebilirlik kavramı otomotiv sektörüne ve bu sektördeki eğilimlere yansırken; sıfır emisyonlu teknolojiler, hızlı ve sorunsuz geri dönüşler gerektiren bir hızda geliştiriliyor. Sıfır emisyonlu teknolojilere ve bunun otomotiv süreçlerine uygulanmasına ilişkin, şirketlerin ulusal ya da küresel pazar araştırmalarını takip etmeleri, pazarlarda yeni fırsatlar yaratmaya ve daha bilinçli, daha hızlı kararlar alarak pazar payını korumaya ve büyütmeye yarar. Bu anlamda proaktif entegre otomotiv tedarik zinciri çözümleri, bu alanda iş yapan işletmelerin daha hızlı, daha sistemli ve çok daha az sorunla yol almasını sağlar. Başka bir deyişle değişim, küresel gündemin, birbirine bağlı gelişen süreçlerin ve konuların her birine etkileşimli olarak yansır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
[vc_column_text]Artan müşteri talepleri ve beklentileri nedeniyle, parça tedariği her zamankinden daha önem kazandı. OEM’lerin daha fazla bileşen üretme ihtiyacına paralel olarak, bunların tedarik sürecinde de hareketlilik arttı. Kovid 19 salgınına bağlı lojistik ve dağıtım krizi, siyasi gelişmeler, ekonomideki genel gerginlikler tedarik sürecini büyük ölçüde zora soktu. Dolayısıyla otomobil parçaları üreticileri, dünya pazarlarına zamanında teslimat konusunda problemler yaşadı. Bu da montaj hattından, son teslime kadar zincirleme bir etki yarattı. Bu tür yavaşlamalar veya aksaklıklar, üretimde domino taşı etkisiyle zincirleme bir bozulmaya neden olur. Tüm bileşenlerin koordineli şekilde ilerlemesini sağlamak için en üst düzeyde kontrol, güvenilirlik ve şeffaflık sağlayan bir sistemleşme gerekir. Hammaddeden lojistiktiğe, satıştan son tüketiciye dek uçtan uca otomotiv tedarik zincirisi için gereken çözümlerin uygulanması; değişime açık, yenilikçi bir yönetim vizyonuyla mümkün olur.
Tedarik zincirinde, en ufak bir evrak hatası milyonlarca maddi kayıba veya müşteri güveninin azalmasına neden olabilir. Otomotiv gibi tedarik zinciri boyunca zorlayıcı operasyon süreçlerini ve karmaşık zincir ağı çözümlerini gerektiren bir alanda, işler çok basit insani hatalar nedeniyle bir anda krizlere dönüşebilir. EDI çözümlerinin şirket ve iş gereksinimleri özelinde entegre olarak sağlanması bu sürecin işleyişini sistemleştirir ve hızlandırır.
Otomotiv tedariğinde ayrıca, önemli konuların başında lojistik faaliyetleri gelir. Lojistik maliyetlerini düşürmek için akılcı çözümler, yapay zekâ destekli sistemler ve iş gücüne uygun stratejiler kullanılmalıdır. Diğer yandan otomotivde, tedarik süresi firmanın üretim süresi ve ülkenin uzaklığı gibi önemli etkenlere göre değişiklik gösterir, bu da risk yönetimini zorunlu kılar. Lojistikte risk yönetimini önemseyen şirketler, çok daha stratejik hareket edebilme gücü kazanır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]