Pandemi Sonrası Değişen Tüketici/ Firma Dinamikleri

Pandemi birçok şeyi dönüştürmeye başladığından beri alışveriş alışkanlıkları da değişiyor ve bu değişimlerin çoğu salgın sonrası kalmaya devam edecek. Tüketiciler daha bilinçli alışveriş yapar hale geldi ve daha fazla dijital ticareti benimsiyorlar. Daha fazla insan evden çalıştıkça ve karantina koşullarında yaşadıkça sanal iş gücünde daha da artış göreceğimiz aşikar. Bu salgınla beraber tüketiciler ürünlere ve markalara yeni bir mercekten bakıyor.

Virüs, tüketim malları endüstrisini yeniden şekillendiriyor ve dönüştüyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, şimdi yeni yeni şekillenmeye başlayan tüketici alışkanlıkları aslında neye öncelik verdiğimizi, nasıl ve nerede alışveriş yaptığımızı kalıcı olarak belirleyecek gibi görünüyor.

Tüketiciler krize farklı şekillerde yanıt veriyor. Bazıları endişeli davranıyor bazı tüketiciler de salgına kayıtsız kalıyor. Firmalar müşterilerinin nasıl tepki verdiklerini ve ihtiyaçlarını anlamaları açısından her biri için özelleştirilmiş ve kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri geliştirmeleri gerekecektir. Herkese uyan tek tip pazarlama tarzı artık bitiyor diyebiliriz.

Pandemi uzun vadede devam edecek şu 3 eylemi hızlandırdı:

  1. Sağlığa sürekli artan odaklanma

Firmalar artık alışveriş yapanlar ve çalışanlar için sağlıklı yaşam tarzlarını desteklemeyi bir öncelik haline getirmelidir. Sağlığın çok fazla önem kazandığı bu dönemde bir “sağlık stratejisine” sahip olmak   stratejik bir farklılaştırıcı olacaktır.

2.Bilinçli tüketimin farkına varılması

Tüketiciler ne satın aldıklarına daha fazla dikkat ediyor. Yiyecek israfını minimum düzeyde tutmaya, gereksiz alışveriş yapmamaya ve yaptıkları zaman da daha sürdürülebilir seçenekler aramaya başladılar.  Markalar da bu beklentileri karşılamak için yeni stratejiler geliştirmek durumundadır.

3.Yerel pazarın yükselişi

El emeğinin ve müşteriye butik hizmet vermenin daha da önem kazandığı yerel ürün bazlı firmalar giderek daha fazla destekleniyor ve tüketiciler bu tarz firmalara destek olmaya başladılar. Özellikle büyük firmalar markalarının yerel kaynaklarının altını çizerek, yerel ihtiyaçlara göre özelleştirerek yerel olarak bağlanmanın yollarını keşfetmeleri gerekecek.

McKinsey & Company, Nisan ayında yaptığı bir analizde, küresel olarak tüketicilerin üçte ikisinin  pandeminin uzun vadeli etkileri konusunda daha az iyimser olduğunu belirtti. Ekonomik toparlanmaya olumlu bakanlar bile temkinli harcamanın tercih edilen yaklaşım olduğu konusunda hemfikir. Firmalar da dolayısıyla “Kazan / Büyü” zihniyetini “Sürdür” zihniyetine çevirmiş durumdalar.

Bir davranış bilimi şirketi olan Innovation Bubble’ın CEO’su Simon Moore’a göre, artık yeni ürünler veya hizmetler sunmanın zamanı değil, mevcut müşteri hizmetlerini iyileştirmenin, endişeli müşterileri veya toplulukları rahatsız edebilecek koşulları ortadan kaldırmanın zamanı geldi. Tüketiciler, bu zor dönemde ihtiyaçlarına odaklanan markaları takdir ediyor.

Intelligence Central tarafından bu Nisan ayında yapılan bir araştırmaya göre tüketicilerin %55’i tüketicilere yardımcı olmak için değişiklikler yapan markaları önemsediklerini söylüyor. Topluluklara ve bireylere yardım eden markalar giderek değer kazanıyor, öyle ki tüketicilerin %58’i sorumlu mesajlara değer veriyor, % 54’ü markaların hayırsever tutumlarını önemsiyor.

Daha şimdiden birçok marka iletişimlerini sürdürülebilirlik ve toplum desteğini kapsayacak şekilde değiştirdi. Firmalar COVID-19 endişelerini gidermek için ne yapıyorlar, hayırsever eylemler adına topluluklara nasıl yardımcı oluyorlar, beklenmedik şekillerde tüketicilerine yardımları neler oluyor gibi sorulara firmaların cevapları önemli hale geldi ama şu da bir gerçek ki tüketiciler samimi bir amaç ve ticari bir fırsatı amaç gibi göstermenin ayrımını da yapıyor.

Pandemiden önceki duruma tamamen ve hızlı bir dönüş yok. Değişim kaçınılmaz, dönüşüm hızla devam ediyor ve her gün yeni koşullara uyum sağlamamız giderek artıyor. Hem tüketiciler hem de firmalar olarak hayatın nasıl değiştiği konusunda uzlaşmaya vardığımızda, belirsizlikteki olasılıklara açık olmak ve değişime adapte olabilmek, salgının  psikolojik etkisini uzun vadede azaltacaktır.

Kaynaklar:

https://www.accenture.com/us-en/insights/consumer-goods-services/coronavirus-consumer-behavior-research

https://www.criteo.com/blog/10-consumer-behaviors-shaping-the-new-normal